Hafıza teknikleri sizi sürekli olarak tekrar etme zahmetinden kurtarıp, zihninizin el değmemiş noktalarını faaliyete geçirerek, bilgileri belirli noktalara depolamanızı sağlayacak ve günler, haftalar, aylar, yıllar sonra dahi istediğiniz her zaman bilgilerinizi çok rahat hatırlayabileceksiniz.
Günümüz dünyasında zekanın beyin hücrelerinin sayısının fazla olmasıyla değil, beyin hücrelerinin arasında bulunan bağlantıların fazlalılığıyla doğru orantılı olduğu anlaşılmıştır. Aslına bakılırsa bu herkes adına son derece iyi bir haberdir. Çünkü zeka beyin hücrelerinin sayısıyla orantılı olsaydı, neredeyse hiç şansımız kalmazdı. Beyin hücreleri çoğalmadığı ve bu hücreler maalesef ki öldükten sonra yenilenmediği için, zihnimizin potansiyelini artırmak ve zekamızı geliştirmek hiç bir şekilde mümkün olmazdı. Oysa beyin hücreleri arasında bulunan bağlar, bağlantılar güçlendirebilir ve istenildiğinde artırılabilir bir yapıya sahiptir. Yani zihinsel kapasitemizi ve yeteneklerimizi artırm
Hafıza, geçmiş yaşantıları zihinde saklama ve gereğinde bütünüyle veya parça parça bilinçli olarak hatırlama yeteneğine denir. Bellek, duyu organları yoluyla kazanılan algıları, simgelere dönüştürür ve bunları beynin belirli bölgelerine yerleştirip biriktirir.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki beynimiz yaklaşık bir milyar sinir hücrelerinden oluşmaktadır. Bu kadar çok nöronun bilgi depolama kapasitesi dünyadaki bilgilerin çok büyük bir kısmını içerebilecek büyüklüktedir. Bilgilerin nöronlara yüklenebilmesi öğrenmedir. Nöronlara yüklenen bu bilgilerin bulundukları yerden çağrılabilmesi ise ''hatırlama'' dediğimiz süreçtir.
a.Duyusal hafıza: Duyu organlarımız ile algıladığımız bir bilgi ilk olarak çok kısa süreli hafıza olarak adlandırılan bu bölümde tutulur. Duyusal hafızanın kapasitesi 20-30 saniye ile sınırlıdır. Duyusal hafıza aralıksız olarak yeni mesajlar alır ve süre sonunda boşaltılır. Duyusal hafıza çok hasastır.
Hafıza teknikleri sizi sürekli olarak tekrar etme zahmetinden kurtarıp, zihninizin el değmemiş noktalarını faaliyete geçirerek, bilgileri belirli noktalara depolamanızı sağlayacak ve günler, haftalar, aylar, yıllar sonra dahi istediğiniz her zaman bilgilerinizi çok rahat hatırlayabileceksiniz. Günümüz dünyasında zekanın beyin hücrelerinin sayısının fazla olmasıyla değil, beyin hücrelerinin arasında bulunan bağlantıların fazlalılığıyla doğru orantılı olduğu anlaşılmıştır. Aslına bakılırsa bu herkes adına son derece iyi bir haberdir. Çünkü zeka beyin hücrelerinin sayısıyla orantılı olsaydı, neredeyse hiç şansımız kalmazdı. Beyin hücreleri çoğalmadığı ve bu hücreler maalesef ki öldükten sonra yenilenmediği için, zihnimizin potansiyelini artırmak ve zekamızı geliştirmek hiç bir şekilde mümkün olmazdı. Oysa beyin hücreleri arasında bulunan bağlar, bağlantılar güçlendirebilir ve istenildiğinde artırılabilir bir yapıya sahiptir. Yani zihinsel kapasitemizi ve yeteneklerimizi artırmak bizl
Hafıza sürecine katkıda bulunan diğer bir yöntem de görsel betimlemenin kullanılmasıdır. Böylece beynin sağ lobunun özel güçlerini kullanmış oluruz. Zihinde resimlerin kalıcılığı kelimeler ve dilden daha fazladır. Genellikle işittiğimiz yüksek hafızaya sahip insanların da kullandıkları yöntem budur.
Şu iki kelimeyi hatırlamanız gerektiğini varsayalım: "saat", "çaydanlık". Bu kelimeler hafızanızda kolayca canlandırılabileceği için, onları hayal etmekte herhangi bir zorlukla karşılaşmayacaksınız. Fakat bütün bir anlam çıkarmak için bu iki kelimeyi bir şekilde birbiriyle ilişkilendirmek zorundasınız. Eğer onlar "yapı" ve "kapı" gibi ses olarak ritimli kelimelerse veya birbirinin zıddıysa ya da iki dağ ismi gibi bir bağlantısı varsa gayet tabii hafızada tutulması kolay olur. Fakat bu iki kelime arasında açıkça bir ilgi yoktur.
Ancak hayalinizi kullanarak bir ilişki oluşturabilirsiniz. Bu iki kelimeyi bir
Diğer bir basit fakat etkili hafıza yardım sistemi de 'askı sistemi'dir. Birçok versiyonu olmakla beraber burada bir tanesi anlatılacaktır. İlk olarak, 1'den 10'a kadar ritimle çağrışım kurulabilen aşağıdaki kelimeleri ezberleyelim:
Bir — kir
İki — peki
Üç — güç
Dört — ört
Beş — ateş
Altı — martı
Yedi — kedi
Sekiz— ikiz
Dokuz - — topuz
On —
İnsanın hafıza sistemi mükemmeldir ve hayranlık verir. Hafızamızda depolama ve buradan çekip çıkarma yeteneğimiz şaşırtıcıdır. Hafızamızla elde ettiğimiz becerilerin listesini yapmak güçtür. Oysa her birimiz adlarını tam hatırlamasak bile binlerce yüzü, yeri, sesi, kokuyu bilir, ayırt ederiz. Daha önce bir filmi (sayısız görüntüsüne rağmen) gördüğümüzü, bir espriyi duyduğumuzu veya bir yazıyı okuduğumuzu hemen söyleyebiliriz. Her birimiz genellikle çok eski benzer özelliklerini biraz saçın, iki gözün, iki kaşın, bir burnun, bir ağzın, bir çenenin, bir ten renginin biraz değişikliklerle yeniden düzenlemesiyizdir. Ancak, her insanın yüzü bir telefon numarasından daha iyi hatırlanır. Bir oda, bir resim ve bir sokak da böyledir. Buralarda bir şey değişmişse neyin değiştiğini söylememiz güç olsa bile, değişmeyi hemen farkederiz. Bunlar pasif hafıza faaliyetine dayanır. Bir de tecrübe ile kazanılanlar, (nasıl konuşulacağını, nasıl davranıla-cağını, nasıl yemek pişirileceği
ÖĞRENME VE HAFIZA
Sevgili meslektaşım, anlatığınız dersin, öğrencilerinizin hafızasında yer etmesi için, dersinizi aşağıda sıralanan beş anahtarı göz önünde bulundurarak hazırlayın ve anlatın. 1 - Güçlü bir başlangıç yapın Bir derste en değerli zaman, derse başladığınız ilk dakikalardır. Bu sebeple sınıfa zamanında gelin ve hiç oyalanmadan derse başlayın. Uzun giriş cümlelerinden, öğrencileri motive etmek için kaygı artırıcı, açık veya kapalı tehdit havası taşıyan yaklaşımlardan kaçının. Başlangıç etkisinden yararlanmak için iki öğeye dikkat edin. . a) İlişki kurun: Sizi dinleyecek olan öğrencilerinize bildiklerinizi ve öğretmek istediklerinizi aktarmanın yolu, onlarla ilişki kurmaktan geçer. Bu istek gözlerinizden, bedeninizden ve hareket biçiminizden dışarı yansır. Sınıfın ilgjsini çekecek bir giriş yapın, bir soru sorun, bir espri yapın, fıkra veya olay anlatın. b) Öğrencilerinize derste anlatacaklarınızla ilgili bir plan verin: Bu