HAYAL KIRIKLIĞI

2013-07-14

Share on Tumblr

Çoğu yönetici bu durumu aşina olmaktan da daha öte, iyice bilmesine rağmen, bu aşamanın yönetim kitaplarında kabul edilmesine çok az rastlarsınız. Nitekim bu aşama, ‘boş bir duvar’a dayandığınız, ‘bir çember içinde dönüp durduğunuzu’ hissettiğiniz ya da çalışmayı tamamen kesmeye hazır olduğunuz zaman ortaya çıkar. Ayrıca, bir problem çözmeye ya da görevinize başladıktan çok kısa süre sonra, yine epeyce yol katettikten sonra da ortaya çıkabilir, ama genelde etki her iki halde de aynıdır. Böyle durumlarda, elinizdeki problemi fırlatıp atmaya ve daha çabuk sonuçlar üretecek bir şeyle devam etmeye kışkırtılırsınız.

Paradoksal bir durumdur ama, hayal kırıklığı zihinsel sürecin önemli bir parçasıdır. Dünyadaki en büyük düşünürleri bile, herhangi bir şeyle uğraşırken havlu atma noktasına hale geldikleri, derin bir hayal kırıklığı, şüphe ya da depresyon dönemlerinden geçtiklerinden anlatmaktadırlar. Ancak büyük düşünürlerin dikkat çektikleri başka bir nokta da, en büyük sezgi ve esinleri böylesi koşullarda yakaladıklarıdır. Düşünme sürecinde en çarpıcı buluşlar çoğu kez bu evrede doğmaktadır.

Aslında beden ile zihin önemli bir mesaj vermektedirler. Bu mesaj, yaşanılan sorunları yeraltına göndermek, yani farklı bir işlemden geçirmek için bilinçaltına aktarmaktır. Kendinizi böyle bir durumda bulduğunuz zaman, söz konusu sorun için herhangi bir şey yapmanıza gerek yoktur. Bu sorun için atacağınız her adım genellikle tam aksi yönde bir etki yapar ve daha fazla hayal kırıklığına uğrarsınız. Öyleyse, böyle durumlarda sadece tamamen farklı bir şey yapın ya da düşünün. Başka bir işe başlayın, masanızı düzene koyun, bir meslektaşınızı ziyaret edin, parkta dolaşın, kısacası, bilinçli zihninizi yapmakta olduğunuz şeyden bir süreliğine uzaklaştıracak her fırsatı değerlendirin. Sonra da kuluçkaya yatın.

DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]