Sabuna dokunmadan kocanızı öldürmek istiyor musunuz? Tabanca, bıçak falan kullanmaya lüzum yok... Ona bol bol kilo alacak şekilde, devamlı olarak baklava, börek, pasta gibi bol nişastalı, şekerli, yağlı yemekler yedirin... Sonra da keyifle arkanıza yaslanın ve ne genç bir dul olacağınızın hülyasına dalın. Ne o! İrkildiniz mi? Neden? Biliniz ki, böyle giderse kocanızın günleri sayılı olacaktır...
Elli yaşlarında, kadınlara nazaran, erkeklerde ölüm oranının %70 ilâ %80 daha fazla olduğunu istatistiki bilgiler bize göstermektedir.
Uzmanlar bu hususta doğrudan doğruya bizleri suçlayarak uyarıyorlar.
"Bugünün Kadını’nda Dr. Herbert Pollack şöyle diyor:
"Kocanızın sağlığına dikkat etmekle, Allah'ın da izni ile ömrünün uzamasına vesile olabilirsiniz. Bunu şu andan itibaren yapmaya başlayabilirsiniz. Hele, şişmansa, yarı aç yaşayıp giden bir Çinli köylünün ömrü kocanızınkinden daha uzun olabilir."
Savaşlara rağmen insanlar; top, tüfek ve mermi yerine daha ziyade çatal, kaşık ve. bıçaktan ölüyor.
Kocamızın şişmanlamasına katkılarımızı inkâr edemeyiz. Bir koca, karısı önüne ne koyarsa onu yer. Evin aşçısı ne kadar maharetli olursa, insanın beli de o kadar kalınlaşır. Aşçıya devamlı; "bugün şu tatlıyı, yarın bu dolmayı yap" diye talimat verirsek olmaz.
Elbette ki yiyip içmeliyiz. Ancak bunu israf derecesine vardırmaktan kaçınmalıyız. Paranın israfı keseye zarar olduğu gibi, yiyeceğin israfı da bedene zarardır.
Erkekler yaşlandıkça daha fazla yerler. Oysa ki daha azına ihtiyaçları vardır. Gün geçtikçe daha az hareket ederler. Herşeyden önemli olan bu yemek meselesini hallederek, kocalarımızın sağlığını korumak bizlere düşer.
Az kalori, yüksek enerji veren yiyecekler idealdir. Şayet, bu konuda yetersiz bilgiye sahipseniz, konunun uzmanlarından, kitaplardan faydalanarak bu konudaki bilgisizliğinizi giderebilirsiniz.
Zayıflamanın birinci şartı, şişmanlamamaya gayret etmektir. Üç öğün yediğiniz yemeğin birbirine denk miktarlarda olması gerekir. Ayrıca her yemekte mümkünse et ve sebze proteini bulunmalıdır. Kadınlar erken kalkarak, kocalarına rahat ve besleyici bir kahvaltı hazırlamalıdırlar.
Sonuç olarak, midemiz bizim çöp torbamız değildir. Bedenimizin hayat kaynağıdır. Öyleyse ona ne göndereceğimize dikkat edelim. Tıka basa, patlayacak şekilde yük bindirmeyelim. Unutmayalım ki onun sağlığı tüm bedenimizin sağlıklı olması demektir. Ayrıca, ruhumuz da bedenimizle sıhhat bulur.
Kocalarınızın sağlıklı olmalarını istiyorsanız aşağıdaki hususlara dikkat edin:
1- Kendinizin olduğu kadar kocanızın da kilosuna dikkat edin .Kocanızın şişmanlamakta olduğunu fark edince, doktoruna müracaat ederek bir diet hazırlamasını rica edin. Mucizeler vaad eden ilaçları fazla almasına kesinlikle müsaade etmeyin. Bir zayıflama rejimi uygulamadan önce mutlaka doktorunu haberdar edin.
Doktor tavsiyesi olmadan yemeğinizin ona iyi geleceği düşüncesinde asla ısrar etmeyin.
2- Yıllık olarak diş ve göz muayenelerini yaptırmasına dikkat edin. Hattâ mümkünse check-up yaptırmasını sağlayın.
Tedbir, en iyi tedavi şeklidir. Ölümle sonuçlanan kalp, kanser, verem gibi hastalıklar, önceden tedbir alındıklarında önlenebilirler. Ne yazık ki, erkeklerin arabalarına kendi vücutlarından daha özenle baktıkları acı bir gerçektir.
Onların arabalarına yaptıkları gibi siz de "her on bin km."de onları muayene ettirin.
3- Fazla zorlamaktan kaçının.
Bunun aksi, belki onu hayatta başarılı kılabilecekse de, o günleri görecek kadar yaşayamayabilir.
Memnun olmadan veya ölüm pahasına çalışıyorsa, kocanızın daha az kazanmasına kanaat edin. Kendisini çok zorluyorsa onu, eldeki ile yetinmeye ikna edin. Kadının, kocasına karşı olgun tavırları, onun ömrünün uzamasına sebep olabilir.
4~ İstirahat etmesini sağlayın.
Yorgunluğa karşı koyabilmek, yorulmadan dinlenmekle mümkündür. Öğle yemeği için kocanız eve geliyorsa, on dakika da olsa mutlaka onu yatırın. Bu kısa öğle uykusu ona çok iyi gelecektir. Yemeklerden sonra kısa bir uyku, insanın ömrüne ömür katar. Dinlenmiş olarak tekrar işine gönderebilirsiniz.
Ünlü romancı Somerset Maugham seksen yaşında, hâlâ aktif... Anlattığına göre, bunu yemeklerden sonraki onbeşer dakikalık kısa uykularına borçluymuş.
5- Evinde onu mutlu edin. .
Devamlı söylenen, şikâyet eden bir kadın, kocasının ilerlemesinde en büyük engeldir. Kocası canından bezerek aklını işine veremez. Böyle bir kadın, onun hayatı için büyük bir tehlikedir.
Kocalarını o kadar canından bezdirirler ki, can sıkıntısından fazla yiyip-içmeye düşerler.
Hayatta herkesin temel görevi, kendi sağlığını korumaktır. Kadın, evin diğer bireylerinin sağlığından da sorumludur. Sanırım, aile saadeti için bu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirecektir.
Karı-koca... Aile bütünlüğünün iki yarısıdır. Bütünlüğün devamı için her ikisi de kaçınılmazdır. Aile, toplum hayatının çekirdeğidir. Çekirdeğin mükemmelliği toplumun, hatta insanlığın mükemmelliğidir.
Saadet... Ne büyük saadet! İşte bunun sırrı şefkatte, sevgide, saygıda ve sorumluluk duygusundadır.
Saadet, başarının güç kaynağıdır. Başarı da yine mutluluğun sihirli anahtarıdır.
Kadın... Yaratılışının aslında şefkat, merhamet ve sevgi vardır. Ne mutlu, kendisini huzur ve mutluluk kaynağı kılabilen kadınlara... Ne mutlu, onları zirveye ulaştırmada basamak olabilen eşlere...
Siz, bahtiyar beyler... Bahtiyar edin..
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]