Doğru ile yanlışı ayırt edebildiğimiz halde neden yanlış kararlar alıyoruz? Kararlar alsak bile, neden sonuna kadar arkasında durmuyoruz?
"Yarın sabah saat yedi buçukta kalkacağım" dedi genç kız... Sonra ertesi günün programını yaptı... "Duş... Kahvaltı... Evden çıkış..." diye başlayarak.. Önemli bazı ihtiyaçlarını karşılamak üzere alışveriş merkezine gidecekti. Sonra öğle yemeğinde uzun zamandır görmediği bir arkadaşı ile buluşacaktı. Öğleden sonra bir iş randevusu vardı.
Saati sabah 7.30'd a çalarken "Duş yapmasam da o-lur" diye düşündü... "Yarım saat daha kestireyim..."
Bir yarım saat daha için kahvaltıdan da vazgeçti...
Alışveriş mi? O kadar da önemli değildi canım... Ertesi güne kalabilirdi. Öğleye kadar uyuşa ne kadar iyi olacaktı. O kadar sıcak ve çekiciydi ki, yatak...
Öğle yemeğinde, arkadaşı ile buluşma mı? Bunca zamandır görüşmemeler de ne olmuştu yani? Birkaç gün sonra yese/er yemeği ne olurdu ki?. Bir telefon eder, yok canım, yüz yüze konuşmak zor, bir mesaj çeker ertelerdi yemeği. Oh be... Artık canının çektiği kadar uyuyabilirdi.
Uyudu... İş randevusuna, aç, alelacele yapılmış bir makyaj, iki fırça ile düzeltilmiş saçlar ve uykudan şişmiş gözlerle girerken, aynaya bakmadığı için, neden başarılı olamadığını da anlayamadı.
O gece yatarken gene plan yaptı... 7.30 kalkış... Duş... Kahvaltı... Gazetelere bakma... 9.00: Alışveriş merkezine gidiş. 11.30: Arkadaşla buluşma... 14.00: İş randevusu...
...Ve sabah 7.30 da saati çaldığında "Canım kahvaltı çekmiyor, duşu da daha dün gece aldım.." diye mırıldandı, yastığı kafasının üstüne koyup öbür tarafa döndü.
Kim bilir kaçımız hayatı bu şekilde yaşıyoruz. İleri gitmek yataktan kalkma ile başlar.
Karar verdiğin saatte kalmak. Bir dakika bile gecikmeden.
Otobüsü kaçıracağımızda yaparız bunu. Ama hayat kaçarken yapmayız. Kaçan otobüsün yenisi vardır oysa. Ama kaçan hayatın saniyesi geri gelmez.
Durmadan plan yapıp ertelemek, hiç plan yapmamaktan çok daha hızla çürütür insanı.
Önemsiz ayrıntılar gibi görünseler bile, yapacaklarınıza doğru karar verin ve yapın. Hayatınızın nasıl hızla olumlu yönde gelişmeye başladığını göreceksiniz.
Her gün, her an kararlar alırız. Hayatımızdaki sorunlarla baskılar ve bunlardan kaynaklanan duygularla varsayımlar, doğru karar vermemizi güçleştirir.
Kararlarınızı üzüntülü ve korku hallerinde almaya kalkışmayın. Böyle durumlar zayıf olduğumuz anlardır. Zayıf halde bulunan insanlar zayıf kararlar alırlar.
Yaşadığımız baskı geleceğimizi görmemizi engelleyebilir. Baskı altındayken, bir şeyin açlığını hissederken verdiğiniz Kararlara dikkat edin.
Günlük baskılara göre hareket ederseniz, amaçlarınızdan uzaklaşırsınız.
Düşünülmeden verilen kararlar felaketle sonuçlanabilir. Bir an gelir, karar vermek zorundasınızdır, ama bir an vardır, beklemek daha doğrudur.
Seneca, 'Zihin, kendi içerisinde huzurlu olduğu zamanlar dışında, hiçbir zaman doğru çalışmaz.' demiştir. Zihnimizi sessizleştirmemiz gerekiyor. Bir karar öncesi ne kadar gevşeyip düşüncelerinizi odaklarsanız, kararınızın iyi sonuçlar getirme ihtimali o kadar yüksek olacaktır.
Ateş altındayken soğukkanlılığınızı koruyun. Dürtülerle ya da tepkilerle davranmak size ölümcül hatalar yaptırabilir.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]