Her birimiz kendi kişisel dünyamızı bir gerçeklik gibi algılarız ve bu dünyamızın objektif gerçek dünya olduğu yanılgısına düşeriz. Beynimiz ve gözlerimiz de sistemimizin bu parçalarından biri olduğu için aynı hazır şablonları onlar da eğitim ve kültür dünyasında kullanırlar. Tüm bunlar uyumlu bir birliktelikle hareket ederek yaşamımıza yön verirler.
Fakat siz ve. ben elbette kurbağadan daha akıllıyız. Okuduğumuz, düşündüğümüz ve hayal ettiğimiz zaman yüksek düzeydeki bilinçliliğimiz ve beynimizin sınırsız kavrama gücüyle düşünce sürecimizin de farkına varmaya başlıyoruz.
Hiç çaba harcamadan kara delikleri, nakit para akışını, kurbağanın görmesini ve Afrika'daki insanları anlayabilmekteyiz. Ayrıca bizler algılarımızı istediğimiz şekilde değiştirebilir, ne düşüneceğimize karar verebilir ve inanmaya karar verdiğimiz şeye inanırız. Tek sınırımız hayal gücümüzdür. İnsanoğlunun yaşam tecrübesi, onun sınırsız hayal gücünün bir ürünü olarak doğmuş ve zamanla gerçekliğe dönüşmüştür. Tek doğru gerçeklik de kendi gerçekliğimiz olduğu için de kendi dünyamızı (tek gerçek dünyayı) değiştirebilir ve geleceğimizi yeniden yaratabiliriz.
Bizler kurbağanın çevresinden daha geniş ve kompleks bir çevrede yaşamamıza rağmen bizlerin algıları da hayatta kalmaya yönelik bir çevre kurabilmek içindir. Kongo'daki Pgyme kabilesi kendine has bir çevrede yaşamaktadır. Ormanın derinliklerinde bulunmalarından dolayı uzak mesafeleri çok zor görürler. Bu yüzden bizdeki gibi güçlü bir mesafe duyusu geliştirememişlerdir. Bu kabile üzerinde çalışan Antropolog Colin Turnbull bir pygme rehberliğinde
orman dışına çıkar. Ovada çok uzaklarda bir bufalo sürüsü görürler. Turnbull'un aşağıdaki tesbiti algımızın çevreye göre şekillendiğini gösteren iyi bir örnektir.
Kongo ovayı gözüyle bir süzdü, birkaç mil ötedeki bufalo sürüsünü gördü. Onların hangi tür böcekler olduğunu sordu, ben de onların bufalo olduklarını söyledim. Ormandakilerden iki kat daha büyük olduklarını söylediğimde yüksek sesle güldü ve ona bu tür aptalca hikayeler anlatmamamı söyledi.... Arabaya bindik ve hayvanların otladıkları yere doğru gittik. Onların yavaş yavaş büyüdüklerini görünce pygmelar kadar cesur olduklarını belirtti ve bana yaklaşıp bunun bir büyü olduğunu mırıldandı. Onların gerçek bufalolar olduğunu anladığında ise gerçekte onların küçük olup da birden mi büyüdüğünü ve neden daha önceden küçücük göründüklerini anlayamadığını söyledi. Bu durumun bir hile olup olmadığı konusunda tereddütlüydü.
Alışık olmadığı görüntüler "Kongo'nun zihnine bunun bir hile olabileceği fikrini getiriyordu. Bufalo kavramı onun mevcut şablon sistemlerde bulunmamaktaydı.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]
Bu makale şu konularla ilgili olabilir :
dünya -
gerçekler -
Gerçek Dünyayı Algılamak
başlıklı Cemal KONDU
tarafından yazılan yazı 2485 kişi tarafından okundu ve 0 kişi tarafından yorumlandı