Şimdi kendinizin ve sık sık iletişim kurduğunuz diğer insanların düşünme tercihini tanıyabilecek duruma gelmiş olmalısınız. Bu her yönetici açısından çok değerli bir yetenektir. Uyumlu ilişki ilkesini ve dört aşamalı başarı çevriminde karşılaştığımız esnekliği kullanarak, davranışınızı başarılı iletişimdeki isabet oranınızı artırmak üzere ayarlayabileceksiniz.
Farklı tercihlere sahip insanların karşılaştığı zorluklan düşünün. Özenle seçilmiş sözcükler ve iyi ifade edilmiş sözlü argümanlar aracılığıyla görsel bir insanla iletişim kurmaya çalışmanız halinde, istediğiniz etkiyi elde etmeniz pek mümkün değildir. Ama iyi seçilmiş birkaç görsel örnek, hatta bir fikir vermek için bir karton üzerine yapılan birkaç çiziktirme bile harikalar yaratabilir. Sözcüklerinizin görsel yaklaşımı desteklemesi gerekecektir, bu yüzden, hakkında konuştuğunuz şeyi görmelerini kolaylaştıran görsel bir anlatıma başvurmanız gerekebilir. Görsel bir insan olan iş arkadaşınızı rahatlata
Burun deliklerinizi düşünmemeye çalışın. Dürüst olun: Düşünmemek için önce düşünmek zorundasınız. Zira beyin sadece olumlu düşüncelerle başa çıkabilir. Patronunuzu, bedenine küçük gelen sapsarı bir kazak içinde zihninizde canlandırmadan (bu örnekte, görmeden) o şekilde hayal etmemeye çalışmanız insani olarak olanaksızdır. Bu imajı hayal etmemek için ne kadar çok uğraşırsanız, zihniniz bu imajla o kadar çok meşgul olacaktır. Bu yüzden, evinizin elinizden gitmemesi şeklinde bir hedef belirlemektense, hedefinizi olumlu hale getirin, kalan borçlarınızı ödeyerek ipoteği kaldırtmayı ya da doğru yönde daha küçük olumlu bir adım atmayı düşünün. İşteki hedeflerinizin, yangın söndürme ve kılpayı kurtulma önlemleri gibi şeyleri andırması gerekmez. Beyninize olumlu, güçlendirici çağrışımlar yaptırmak için olumlu bir kipe geçin. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
İnsanlardan belli bir şeyi düşünmeleri istendiğinde, kişiler kendilerine göre bir sistem kullanırlar.
Örnek olarak, bir grup insandan, lodoslu bir günde deniz kenarında bulundukları bir günü hatırlamaları istense, kimisi dalgalı denizin
görüntüsünü hayâlinde canlandırır.
Kimisi, dalgaların kıyıya vurduğunda çıkan sesi duyar.
Bir diğer grup da, dalgaların kıyıya çarpmasından sonra sıçrayan damlaların vücuduna değmesini hisseder.
Bazen, koku ve tat faktörleri de işin içine katılabilir.
Bir olayı, kimimiz görüntü, kimimiz ses, kimimiz duygu ya da vücut hisleri, kimimiz de koku ve tatlar ile canlandırıyoruz. NLP'ye göre, bunlar farklı temsil sistemleridir.
Kişilerin canlandırma sistemlerini bulmak, hem onlarla ilişkimizi kolaylaştırır, hem de
Temsil sistemlerini anladıktan sonra bu konuyla ilgili bol bol egzersiz yaparsanız, sizin hangi tür düşünce sistemini tercih ettiğinizi anlarsınız. Düşünce sisteminizi anladığınızda da, kendinizi ve düşüncelerinizi kontrol altına alabilirsiniz. Ayrıca, başkalarının düşünce sistemlerini bilirseniz, onlarla iyi bir iletişim ve ahenk kurabilirsiniz. Örneğin, görsel bir insanla dokunsal bir insanın konuşması sırasında ilginç diyaloglara şahit olabilirsiniz. Dokunsal biri, bir olayı anlatırken görsel kişi derhal lafa girerek, onun cümlesini tamamlayabilir. Zira, dokunsalların ağır ve durağan konuşması, görselleri deli edebilir. Ya da bir görsel, şekiller ve grafikler çizerek bir işitsele önemli bir sunum yapıyorsa, kendine göre bu sunum çok başarılıdır. Ancak işitsel kişi muhtemelen şöyle diyebilir: - Bu grafiklerden bir şey anlayamıyorum. Bunu bana daha kısa bir şekilde anlatabilir
Araştırmalara göre kaygı duyduğumuz şeylerin yüzde 40'ının hiç gerçekleşmediği; Yüzde 30'unun geçmişte kaldığı ve çaresinin olmadığı; yüzde 12'sinin başkalarıyla ilgili ve bizi hiç ilgilendirmeyen işler olduğu; yüzde O'unun gerçek ya da hayal ürünü hastalıklarla ilgili olduğu ortaya çıkmıştır. Yalnızca yüzde 8'inin kaygılanmaya değer şeyler olduğu anlaşılmıştır.
Kaygının iki türünden bahsedebiliriz: "Bizden bağımsız kaygılar" ve "Bize bağlı kaygılar". 'Yarın hava yağmurlu olacak mı?" diye düşünen bir çiftçinin, bu durumu değiştirmek için yapabileceği hiçbir şeyin olmaması, kaygısının temelinde dış etkenin var olmasıyla ilgilidir. Bize bağlı kaygılar, tamamen bize özgü olan, kendi ruhsal yapımızın ürettiği kaygılardır. Bu tür kaygılan kendimiz ürettiğimiz için, tüketmek de kendi elimizde. Kendimizden kaynaklanan kaygılarımızı bir düşünelim. Neler olabilir? Sınav, gelecek, iş hayatı, ailemizin geleceği gibi. Bu kaygılarla, çiftçinin taşıdığı kay
COĞRAFYA DERSİ; Coğrafyayı sevmeniz gerekir. Önce tanım ve kavramları iyi öğrenin. Konu içindeki kurallara ve hangi durumlarda geçerli olduklarına dikkat edin. Mutlaka atlas kullanın ve bol soru çözün. Konularla günlük olaylar arasında ilişkiler kurun, konuları gözünüzde canlandırmaya çalışın.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Hafıza sürecine katkıda bulunan diğer bir yöntem de görsel betimlemenin kullanılmasıdır. Böylece beynin sağ lobunun özel güçlerini kullanmış oluruz. Zihinde resimlerin kalıcılığı kelimeler ve dilden daha fazladır. Genellikle işittiğimiz yüksek hafızaya sahip insanların da kullandıkları yöntem budur.
Şu iki kelimeyi hatırlamanız gerektiğini varsayalım: "saat", "çaydanlık". Bu kelimeler hafızanızda kolayca canlandırılabileceği için, onları hayal etmekte herhangi bir zorlukla karşılaşmayacaksınız. Fakat bütün bir anlam çıkarmak için bu iki kelimeyi bir şekilde birbiriyle ilişkilendirmek zorundasınız. Eğer onlar "yapı" ve "kapı" gibi ses olarak ritimli kelimelerse veya birbirinin zıddıysa ya da iki dağ ismi gibi bir bağlantısı varsa gayet tabii hafızada tutulması kolay olur. Fakat bu iki kelime arasında açıkça bir ilgi yoktur.
Ancak hayalinizi kullanarak bir ilişki oluşturabilirsiniz. Bu iki kelimeyi bir