DEĞERLİ ANNELER, BABALAR; Öğrencilerimizin, yani çocuklarımızın hangi hedefe ne için koştuğunu bilmeden,rutin bir şekilde okula dershaneye gidip gelerek gün doldurup sırf diploma almak için gitmeden duygularını tanıyan, hedefini belirleme kapasitesine sahip, rüzgarın sesine kulak veren bununla beraber kendi ihtiyaçlarının da farkında olan ve bunu ifade edebilen bireyler olması ne kadar değerli olurdu sizce?
ÖĞRENCİ KOÇLUĞU NEDİR?
Tam olarak nedenini bilmeden birçok hedefe birden ilerlemeye çabalayan öğrencilerimizin ilerledikleri hedeflerin ne olduğunu ve nedenini anlayabilmeleri ve bu nedenin ışığı altında motivasyon,iletişim ve güçlü yanlarının farkına varabilmeleri gibi bir çok dinamiği aktif hale getirerek destekleyici veya köstekleyici uns
"Sıradan düşünceler, insanın kendi kontrolünde olmayan, gelişigüzel, otomatik ve yararsız düşüncelerdir. İnsanın doğumundan başlayarak çevreden aldığı mesajları, oluşan sahte bir benliğin otomatik refleksleri biçiminde cereyan eder.
Kişi, böylece seyirci gibi davranır. Oysa kuantum düşünce tekniğinde kişi, yaşadığı olaylar ile düşünceleri arasındaki birebir ilişkiyi fark eder; şu anda yaşadığı her şeyin geçmiş inanç ve kabullenişlerinin sonucu olduğunu bilir. Kuantum düşünce, kişinin, hayatında istediği amaçlara birer birer ulaşmasını sağlar. Öncelikle bizim, olmak istediğimiz kişi haline gelmemizi sağlar" Yaşamımız boyunca edindiğiniz davranış biçimini değiştirmek istediğimiz zaman, yeni davranışları yaşamımızın bir parçası haline gelmesini sağlamamız gerekiyor. Kuantum Düşünce ile zihnimizdeki her şeyi değiştirmemiz için gerekli olan yaşam gücünü ortaya çıkarmamıza yardımcı olacaktır. Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimid
Ian'ın Hikayesi; Ilan, bir pazartesi sabahı dişinin ağrıdığını hisseder. Fakat yüklü . bir programı vardır ve dişçiye gidecek zamanı yoktur. Ya ağrı kesici alacak, ya da dişçiye gitmek, zorunda kalacak. Fakat o bunları değil bir de üçüncü seçeneği denemek zorunda kalır. Ağrısı ile pazarlık yapar. Bilinçaltına gönderdiği bu sinyal için teşekkür eder. Çünkü dişindeki problemi bilinçaltı ona haber vermiştir. Bilinçaltı ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre eğer bilinçaltı sinyali durdurarak ağrıyı keserse hafta sonu dişçiye gidecektir. Buna söz verir. Eğer durum acil ise sabaha kadar ağrının sürmesini ister. Ağrı yarım saat sonra durur, işlerini hafta içinde bitirir ve hafta sonunda da dişçiye gider.
Her insan kendi bilinçdışına yalnız kendisi emir verebilir. Başkaların düşünceleri, eğer onları kabul edersek bizi etkileyebilir. Herkes düşünceleri seçmede özgürdür.
Bugün artık başarısızlığın gerçek sebebinin zihinde üretilen başarısızlık senaryolarının
Alışkanlık haline gelmiş duygular, değiştirilmesi daha zor olan tutumlara dönüşerek, davranışımızı neredeyse kalıcı bir şekilde etkiler. İyimser olmak ya da daha olumlu bir tutum takınmak gibi büyük bir strateji değişimi, davranışınızı ve performansınızı çarpıcı biçimde değiştirebilecektir.
Duygular gibi tutumlar da, şeyleri nasıl yorumladığımızla ilgilidir. Uzaktaki küçük bir bulut, iyimser mi yoksa kötümser mi olduğunuza bağlı olarak farklı şekillerde yorumlanacaktır. Kişisel davranışa ilişkin yorumlarımız NLP'de ‘gerekçeler’ olarak adlandırılmaktadır. Yaptığımız her şey bir gerekçeyle desteklenir. Eylemlerimiz bize iyi de kötü de görünse, yaptığımız her şey için bir neden ya da amaca sahip olmak zorundayız. Ve gerekçelerimiz, kendimizi nasıl hissettiğimizle, nelere inandığımızla, tutumlarımız ya da kendimizi nasıl gördüğümüzle -kendimize ilişkin imajımızla- bağlantılı olabilir. Bu yüzden, örneğin kahveyi dökmeniz, aşın çalıştığınız, şaşkın, sakar, dikkatsiz ya
Disney stratejisi üç ‘karakter’ ya da rol içerir ve bunların üçüne de kendi katkılarını yapma fırsatı verilmektedir:
1) Etkin bir şekilde davranmak isteyeceğiniz bir durum ya da sorun düşünün. Bunun gerçek bir durum ya da sorun olduğundan emin olun: Örneğin, işyerinde personelle ilgili bir sorun, karmaşık ve riskli, hatta halledilmesi çok zor bir görev ya da yararlanmak istediğiniz bir fırsat. Böylece bu tekniği gerçek bir denemeye tabi tutabilirsiniz. Bundan sonra, önünüzde, hayalci, gerçekçi ve eleştirici kimliğinizi temsil etmek üzere içine adım atacağınız üç düşsel yer belirleyin.
2) Önce, geçmişte çok yaratıcı olduğunuz, bol miktarda yeni fikir ve seçenekler ürettiğiniz bir zamanı düşünün. Eski işlerinizi ya da iş dışı durumları düşünebilirsiniz. Hayalci konumuna adım atın ve bu deneyimi yeniden yaşayın. Bundan önceki tekniklerde olduğu gibi, her sistemden sırayla geçerek görüntüleri, sesleri ve duygulan bir-araya getirin
Koçluk, en kısa ve öz anlatımla ‘istenen performansa ulaşmak için koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisi’ olarak tanımlanabilir. Amacı danışanın kendi belirlediği hedefe, koçun desteğiyle ulaşması ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir.Her kişi veya her işletme özgün bir yapıdadır.Bu bakımdan kurulan danışmanlık ilişkisinde çözüm yine kişinin veya işletmenin kendi içerisindedir.Kuruluşlarda tepe yöneticiden en alt kademeye kadar sunduğumuz koçluk hizmeti, gerek çalışanlara gerekse işletmenin bütününe çok büyük katkılar sağlamaktadır. Koçluk (Cep Boy) Patty McManus
OPTİMİST YAYIM DAĞITIM Size doğrudan bağlı çalışanlarla ilişkilerinizi nasıl iyileştirebilir, etkin ekip dinamiklerini nasıl geliştirebilir, kaynakları nasıl daha etkin kullanabilirsiniz? Stratejik koçluk yapmayı öğrenin. Bu kitapta şu konulara ilişkin zengin araçlar bulacaksınız: ·Ne za
Problem çözme sürecinin problem bulma ya da problemi tanıma kısmını ele alan çeşitli teknikler vardır. Örneğin, veri toplama, ‘semptom’ teşhisi, araştırma metodolojisi ve grup beyin fırtınası bu kısma dahil olabilir. Geleneksel teknikler, esas olarak, istatistikler, sonuçlar, hedefler, eğilimler, performans düzeyleri, vb. gibi katı veriler üzerinde yoğunlaşırlar. Yumuşak veriler ise duygular, inançlar, görüşler, tutumlar, kişilikler, kişisel davranışlar, seziler, tepkiler, vb. ile ilgili olabilir. Daha önce gördüğümüz düşünme aşamaları bunları örneklerle açıklamaktadır. Mantıklı düşünen yöneticiler için tehlike, bir probleme ilişkin yumuşak verileri ve öznel yanları inkar etmek ya da küçümsemektir. Oysa pratikte, bu yanlar genellikle, sorunların aslan payını (buzdağının yüzeyin altındaki kısmını) temsil etmektedir, dolayısıyla onlarla en iyi şekilde ilgilenmemiz gerekir. Bu yüzden, yaratıcı yaklaşımlar çoğu kez aynı mantık zemininde dolanıp duran daha analitik tekniklere kıyasla d