Reiki evrensel yaşam enerjisi, yaratıcı tarafından gönderilen pozitif yaşam enerjisidir. Dolayısıyla Reiki binlerce yıllık şifa ve ruhsal çalışmalara dayanan ve enerji aktarımı ile şifa vermeye dayalı bir tekniktir. Reiki kendi iç zekası ve kendi iç bilgeliği olan pozitif sevgi dolu, güçlü, etkili, sınırsız ve zamandan bağımsız bir enerjidir. Reiki aynı zamanda aydınlanma demektir. Dünyanın üzerinde ve çevresinde şifa niyeti ile faydalanabileceği sonsuz miktarda Ki enerjisi bulunmaktadır. İnsan vücudundaki tüm organlar birbiriyle bağlantılı olarak çalışır, bundan dolayıdır ki Reiki tüm vücuda verilmelidir. Son derece güvenli olan Reiki varlığını bile bilmediğimiz rahatsızlıkları bile tedavi edebilir. Reiki uygulayıcısı sadece bu güçlü enerjiye kanal olmuştur. Uygulayan kişiye uygulanan kişiden kötü enerji geçmesi mümkün değildir. Enerji dengesini bozan sadece dışarıdan gelen negatif enerji değildir. Bir de doğduğumuz günden beri, bilinçaltımıza bir
NLP Teknikleri; NLP duyular, duygular, dil ve davranışlar arasındaki bağlantıların ne olduğunu farketmemizi sağlayan ve var olan davranışların kişinin kendi kararı ile değişmesini sağlayan teknikler bütünü. Bu tekniklerin davranışlara aktarılması ile kişinin kendi kaynaklarını, dilini daha zengin olarak kullanması ve yaratıcılığı ile değişim süreçlerini kendi kararı ile organize etmesi sağlanabilmektedir. NLP ile duyu organlarımız ve hissettiklerimizle ilgilidir. NLP kullandığımız dil ile ilgilidir. NLP farkında olduğumuz ve olmadığımız stratejilerimizle ilgilidir. Bu bağlantıların doğru modelde kullanılması, “hepimiz ihtiyacımız olan kaynaklara sahibiz” önermesine uygun olarak “istenen sonucun” ne olduğunu organize etmemizi ve bu sonuçlara düşündüğümüz zamanda ulaşmamızı sağlayabilmektedir. NLP insanın olduğu her içerikte kullanılabilir. Geçmişte yaşanan tecrübelerin ortaya çıkardığı stratejilerin değişimi ve kişiyi sınırlayan ve engelleyen tecrübelerin etk
Subliminal (telkin), bireye hangi durumlarda nasıl davranması gerektiğini, neden ve niçinleriyle birlikte verir. Kişinin davranış normları yeniden oluşturulur. Bu çalışma kısa, masrafsız ve pratik olmasına rağmen bir o kadar da sabır ve irade gerektirir. Çünkü ortada çok zorlu bir rakip vardır. Bilinçaltı. Siz bilinç üstünüzde her şeyi tekrar inşa edebilirsiniz. Fakat asıl temel malesef hala yerinde durmaktadır. Mutlaka karşı koyacaktır. Bu durum pek de fark edilemeyen yeni bir iç savaşa neden olur. Telkin zihnimizde iki türdür. Birincisi pozitif, ikincisi ise negatiftir. Beyin malesef negatifleri daha çabuk alır ve işler. Pozitif düşünce ve söylemleri ise beyin nazlanarak alır. Böyle olmasının nedeni genellikle çocukluğumuzdan beri yetiştiriliş tarzımızdır. Bireyin duyu organlarıyla algılayamadığı, yalnızca bilinçaltının algılayıp şartsız koşulsuz kalıca hafızaya aktırdığı gizli mesajdır. Bu sayede birey, verilen telkinin içeriğine göre o konu hakkındaki düşünce
1. ( ) Sabahları neşeli bir şekilde uyanırım, 2. ( ) Çoğunlukla neşem yerindedir. 3. ( ) Çoğu kimse tarafından sevilirim. 4. ( ) Aynaya baktığım zaman, aynada gördüklerim hoşuma gider. 5. ( ) Eğer karcı cinsten biri olsaydım kendimi çekici bulurdum. 6. ( ) Zeki bir insanım. 7. ( ) İşimden hoşlanırım. 8. ( ) Kendimle ilgili olarak utanılacak pek bir şey göremiyorum. 9. ( ) Arkadaşlarınım sayışı yönünden içim rahat 10. ( ) Oldukça enerjik bir insanım. 11. ( ) Esas olarak iyimser bir kişiyim. 12. ( ) Kendi hatalarıma gülebilirim. 13. ( ) Eğer yaşama yeniden başlama olanağım olsaydı, değiştirmek istediğim pek bir şey olmazdı. 14. ( ) Ben ilginç bir insanım. 15. ( ) Cinsel yaşamımdan memnunum. 16. ( ) Hala gelişen ve değişen bir insanım. 17. ( ) Başkaları bana önem verir, 18. ( ) Bana benzer başka insan pek bulunmaz. 19. ( ) Görünüşümle ilgili olarak değiştirmek istediğim bir şey yok. 20. ( ) Ben
Bilinçaltımızı tanımadan insan gerçeğini doğru anlayabilmemiz zordur. Diğer bir deyişle kendimizi tanımamız, düşünce, duygu, davranış ve bedensel durumumuzun oluşumunda önemli derecede etkili olan bilinçaltını tanımakla mümkün olacaktır.
Bilinçaltı olumsuz yönergeleri algılayamaz. Özellikle çocuklarla olan iletişimde buna dikkat etmemiz gerekiyor. Eğer yönergelerimizin bilinçaltını da kapsayacak şekilde etkili olmasını istiyorsak bu, kesinlikle olumlu olmalı. Örneğin, “Pembe bir fil düşünme” dediğimizde alt beyin bölgesi bilinçten bağımsız olarak hemen pembe bir fil imgelemeye çalışacaktır.
Bilinçaltı genellemeler yapar. Özel olaylardan hareketle genel yargılara ulaşır ve daha sonraki aşamalarda dünyayı bu genellemeler sonucu oluşmuş ön kabuller algılar. Otoriter devletler eğitim sürecinde öğrencilerin bilinçaltında bu tür genellemeler aracılığıyla ön kabuller oluşturmaya çalışır.
Gün içindeki dav
Bazı düşünce, fikir ya da duygular bilinçli bir çabayla hatırlanabilir. Bu tür düşünceler bilinçöncesi olarak adlandırılmıştır. Bir olayı bilinçli zihnimizden atmış unutmuş olabiliriz fakat o olaya ilişkin bir kontakt uyaran onu tekrar bilincimize çağırabilir.
Bilinçaltı 'derin akıl ' olarakta tanımlanır. Önemli bir nokta; bu derin aklın hayalle gerçeği ayırt edemiyor olmasıdır, rüyalarımızı birer gerçek gibi yaşamamız bunun en bariz göstergesidir. Eğer korku dolu bir rüya görüyorsak beyin adrenalin; keyifli, mutlu bir rüyada seratonin salgılar.
Bilinçaltı bizim otomatik, düşünmeden ve istemsizce yaptığımız duygu, algı ve davranışlarımızın kontrol edildiği zihin bölümüdür. Bilinçaltı, insan yapısında buzdağının görünmeyen kısmına benzer. Kişinin davranışları üzerinde oldukça etkili olan zihinde yer etmiş gizli bir sistemdir. Bilinçaltı bilinçli bir halde yapılan sorgulama gibi zihinsel faaliyetlerde bulunamaz. İnsana baskı
Kişi, anne karnına düştüğü andan itibaren her şeyi kaydetmeye başlar. Annenin karnında iken, onun davranış ve duygularını kaydeder. Doğumdan sonra, anne ve babanın kişiye, başkalarına ve karşılaştığı olaylara nasıl davrandığını kaydeder. İleriki yaşamımızda, ilişkilerimizde yaşadıklarımız, bu kayıtlar referans alınarak oluşur. Hayatta kalabilmek için, en yakınımızdakilerin hayatta nasıl kaldıklarını modelleriz. Bu, bilinçli bir davranış değildir, bir güdüdür.
Bilinçaltı, varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dahi içinde barındıran olağanüstü ve kusursuz bir belleğe sahiptir. Aynı zamanda bilinçaltı, söylenenleri sorgulamaksızın kabullenen ve kolayca yönetilebilen bir yapıya sahiptir. Her birey farklı alışkanlık ve inanışları, istek ve arzuları, korku ve endişeyi bilinçaltına iter. Bu nedenle Bilinçaltı subjektiftir. Bilinç ise daha objektif ve nesneldir denilebilir.
Bilinçaltında zaman kavramı yoktur. Bilinçaltı zamanı