• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Koçluk Kitap(Ları)

Koçluk

Koçluk, en kısa ve öz anlatımla ‘istenen performansa ulaşmak için koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisi’ olarak tanımlanabilir. Amacı danışanın kendi belirlediği hedefe, koçun desteğiyle ulaşması ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir.Her kişi veya her işletme özgün bir yapıdadır.Bu bakımdan kurulan danışmanlık ilişkisinde çözüm yine kişinin veya işletmenin kendi içerisindedir.Kuruluşlarda tepe yöneticiden en alt kademeye kadar sunduğumuz koçluk hizmeti, gerek çalışanlara gerekse işletmenin bütününe çok büyük katkılar sağlamaktadır. Koçluk (Cep Boy) Patty McManus OPTİMİST YAYIM DAĞITIM Size doğrudan bağlı çalışanlarla ilişkilerinizi nasıl iyileştirebilir, etkin ekip dinamiklerini nasıl geliştirebilir, kaynakları nasıl daha etkin kullanabilirsiniz? Stratejik koçluk yapmayı öğrenin. Bu kitapta şu konulara ilişkin zengin araçlar bulacaksınız: ·Ne za

İnsanın Sibernetik Sistemi

Kişisel Gelişim

İnsan beyni ve sinir sistemi bir sibernetik sisteme en iyi örnektir. İnsanın sibernetik sistemi şaşırtıcı derecede karmaşıktır ve bunun en açık örneği, solunum ve nabız oranı gibi yaşamsal nitelikteki ‘yaşam hedeflerimizin bir anlık bile bilinçli düşünce olmadan düzenlenişidir. Bu örneklerde, sistem yapının ayrılmaz bir parçasıdır; zaten böyle olması, hiç şaşmadan düzenlenen ana bedensel işlevler açısından büyük bir talihtir. Vücut sıcaklığınız önceden ayarlandığı hedeften aşağı düşerse, hedefe yeniden ulaşmak üzere ısı üretmek için normal olarak titrersiniz. Sıcaklığınız çok artarsa, tıpkı bir otomobilin soğutma sistemi gibi, ter şeklinde sıvı akmaya başlar. Bu da tümüyle kendiliğindendir. Daha karmaşık faaliyetlerde (gerçi bahsetmiş olduklarım da oldukça karmaşıktır), aynı kendiliğinden sistem devrededir. Nabız ve solunum oranlarının aksine buradaki tek fark, örneğin bağcıklarınızı bağlamak, bir sosis yemek, bir yarışa katılmak ya da aylık satış hedeflerini tut

İstediğiniz Şeyde Odaklanın

Kişisel Gelişim

Her iletişime doğru bir yatırım olarak bir ya da birkaç sonuç ve bir yapı atfetme konusunda rutin bir uygulama geliştirin. Kendinize şunları sorun: • Ne gerçekleştirmek istiyorum? • Çatışan sonuçlar var mı? • Mesajımı iletmenin en iyi yolu ne? • Uyumlu ilişkiyi nasıl gerçekleştirebilir ve sürdürebilirim? • İletmek için en iyi kişi ben miyim? • Karşımdakiler bunu nasıl algılarlar? Bu rutin, önemli bir konuşma ya da yazılı bir sunuma olduğu kadar en zararsız rastlantısal iletişimlere de uygulanabilir. Gerçekten gerekli olmayan kısa bir telefon görüşmesi yapmak, anlaşılmayacak, hatta okunmayacak zekice bir rapor yazmaktan daha anlamlı değildir, yine de alışkanlık

Olumlu Niyetler

Kişisel Gelişim

Kişisel düzeyde ekoloji ölçütünün daha ileri bir anlamı olabilir. Her davranışın arkasında olumlu bir niyet yattığı şeklindeki önvarsayımı daha önce görmüştük. Yine daha önce gördüğümüz gibi, bu niyetlerin (ya da sonuçların) bir kısmı bilinçaltı düzeyinde varlık gösterebilir. Bu yüzden, bunların bilinçli hedeflerle çatışması ve bu çatışmadan ikisinin de etkilenmesi mümkündür. Hafta sonları çalışmayı kesmek doğrultusunda verilen bilinçli bir karar, patronu hoşnut etmeye, ‘o kızlardan biri’ olmaya, işlerin yığılmasından kaynaklanabilecek başarısızlığın önüne geçmeye, vb. yönelik açıkça ifade edilmemiş bir arzuyla çatışma içinde olabilir. Buna karşın, bir part time kursa devam ederek yeni bir vasıf ya da diploma edinmeyi hedefleyen manili bir sonuç, size ait zamanda yapabildiğiniz, acil iş taleplerisin karşılanması, yaşlı bir akrabanın bakımı ya da sendeleyen bir evliliğin toparlanmaya çalışılması gibi pek çok şey konusundaki bilinçaltı niyetlerinizle çatışıyor olabilir.

Daima Bizim İçin Varolan En İyi Seçimleri Yaparız

Kişisel Gelişim

Hepimiz seçim yapar ya da karar verirken yararlandığımız bir yaşam deneyimine sahibiz. Başarımız her ne kadar başkaları tarafından ölçülse de, bize bugüne kadar en azından bir dereceye kadar hizmet etmiş olan kendi deneyimimiz çerçevesindeki en iyi seçimleri yapmaya eğilimliyizdir. Yeni seçeneklerden haberdar olana kadar da, yapabileceğimiz en iyi seçimleri yapmaya devam edeceğiz. Diğer ön varsayımlardan birisi de, fazla seçeneğe sahip olmanın daha iyi olduğudur ve NLP bunları yaratmanın yollarını sunmaktadır. Ne de olsa, dışımızdaki gerçeklikleri değiştiremesek bile, bir şey hakkında ne hissedeceğimizi ya da tavrımızı daima kendimiz seçebiliriz. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]

Nlp Tarihçesi

NLP

NLP'nin kökeni, yirmi yılı aşkın bir süre önce ABD'deki Santa Cruz Üniversitesi'ne dayanır. NLP'nin kurucuları, o zamanlar dilbilim (linguistik) alanında yardımcı profesör olan John Grinder ile psikoterapiye özel ilgi duyan psikoloji ve matematik öğrencisi Richard Bandler'dı. Onların araştırmaları, çalışmalarında çarpıcı sonuçlar elde etmesiyle uluslararası alanda, tanınan üç psikoterapisti ‘model’ alıyordu: Bir yenilikçi psikoterapist ve Geştalt terapisinin kurucusu olan Fritz Perls; baş edilmez görünen ilişki sorunlarına çözümler getirebilmiş, önde gelen bir aile terapisti olan Virginia Satir; modern hipnoterapinin babası olarak adlandırılan, dünyaca ünlü hipnoterapist Milton Erickson. Grinder ve Bandler'in amacı, başarılı terapistler tarafından kullanılan iletişim davranışı modellerini tanıtarak, daha sonra başkalarına aktanlabilmesini sağlamaktı.. Onların ilk çalışmalarının ürünü, büyük bir kuram olmaktan çok, daha iyi iletişim, daha hızlı öğrenme ve herhangi

Koşullanma

Kişisel Gelişim

Davranışçı ve kültürel öğretilere göre, takınaklı düşünceler kötü şartlanma, hatalı öğrenme sonucu ortaya çıkar. Temelde bulunan, kaygı ve endişe vermeyen, korkutmayan, ürkütmeyen bir düşünce, kötüler. Her takınaklı düşüncede kaygı, korku, aşağılık ve yetersizlik duygusU kuşku, karşıtlık (tezat) vardır. Kimi takınaklı düşünceleri korkudan ayırmak güçtür. Bu nedenle takınaklı düşüncelerle korkular birlikte bulunur. Ancak takınaklı düşüncelerde kimi kez aşağılık duygusu, kimi kez kuşku, kimi kez de karşıtlık ön planda gelir. Bazı tutsaklıklar ve saplantılar bütün çabalara karşın yaşam boyu sürüp gider. Bu tür tutkuların etkisi altında cinsel içgüdüye bağlı davranışlar bile bastırılıp engellenir. Aşağıdaki gülmece bunu en iyi biçimde anlatmaktadır: "Bir gençte sapanla kuş vurmak takıntısı, tutsaklığı varmış. Bu nedenle başka şey düşünmüyor, yapmıyor, yemiyor, içmiyor, konuşmuyor, eline geçirdiği sapanla kuşların peşinden koş

 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34