Hızlı okuma eğitimi almaya karar vermek için hızlı okumanın bize neler kazandıracağı bilincine varmamız gerekir. Bu bilgi, iletişim ve hız çağında yavaş okuyarak zaman kaybetme lüksümüz yoktur ve bahanelerin arkasına sığınarak okumama gibi bir şansımızda yok. Örnek verecek olursak; dört yüz sayfalık bir kitapta ortalama yüz bin kelime bulunur. Bu kitabı dakikada 150 kelime okuyan bir kişi 10 saatte, 500 kelime okuyan bir kişi 3 saatte, 1000 kelime okuyan bir kişi ise 1.5 saatte bitirebilir. Normalde gözümüz ve beynimiz hızlı okumaya hazırlıklı değildir. Zaten bu sebeple yavaş okuruz, anlayamama kaygısı hissederiz. Ilk önce gözlerimizi hızlı okumaya alıştırmamız gerekiyor. Bir yazıyı okurken gözümüz sanıldığının aksine düz çizgi üzerinde değil zikzaklar çizerek hareket eder. Yani gözümüzü kaydırarak değil kelime yada kelime guruplarına odaklanarak okuruz. Bir gazete sayfası alın, satır başlarında ve satır sonlarında bulunan kelimeleri renkli kalemle işaretleyin. Ve gözleriniz
Subliminal, insanların bilinçaltına belli bir mesajı empoze etme olayıdır. Normal şartlarda bu mesajı direk alan kişinin reddetme veya kabul etme seçenekleri onun kararlarına bağlıdır. Ama bilinçaltı manipule edilmiş bir kişi görmüyor, duymuyor, hissedemiyor yani kişinin algı frekansına yakalanmıyor. Böyle birşeyi kabul etme yada reddetme şansımız tamamen bu mesajı yayınlayan kişilerin elindedir. Gizliden gizliye hedefteki kitlenin veya toplumu bilinçli şekilde oyuna getirmektir. Bunu kısada sürede yapmak zor olduğu kadar imkansızdır. Yıllarca izlenen çizgi film, çeşitli gençlik dizileri, sinema karelerindeki hileler, müziklerdeki gizli frekanslar yavaş ve uzun bir süre zarfında kişileri etkiler. Reklamcılık ve bazı şeylerin propagandasının yapılmasında bu tekniğin imzası vardır. Özellikle sinema sektöründe kullanılan bu mesajların birçok tekniği vardır. Söz konusu çalışmalar ile insan üzerinde insan iradesi dışında belli bir olgu veya kavramın pekişmesi, pekişme sonrasında
Özgüven kişisel bir özelliktir, yaşamla ilgili sorunlarla, karşımıza çıkan engellerle gerçekçi bir şekilde mücadele etmemizi sağlar ve zorluklara dayanmamızı kolaylaştırır. Özgüven, yaşama gücüne sahip ve mutlu olmaya layık bir kişi olma deneyimidir. Özgüven insana güç verir, enerjisini artırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir. Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda, en iyi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlarız. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz. Özgüven hedeflerimizin peşinden giderken bize güç verir. Başarılarımızla doyum ve rahatlık hissetmemize izin verir. Özgüven herkes de var olan bir kaynaktır, deneyimlerimizin oluşturduğu duygular bu kaynağı şekillendirmektedir. Özgüven seviyenizin hangi durumda olduğunu anlamanız için şu soruları kendimize sormalıyız. /
Çocuğunuzun hayatta başarılı olmasının ön koşullarından biri kendine güvenli bir birey olarak yetişmesidir Oysa kızgınlık anında söylenen sözler, verilen olumsuz tepkiler özgüven gelişimini engeller. Çocuklar okul çağına geldiklerinde özsaygı duygusu da gelişmiş olur Özsaygısı gelişmiş bir çocuk yeni şeyler denemek, arkadaş edinmek ve genel anlamda başarılı olmak için özgüvene sahip olur Özsaygısı fazla gelişmemiş bir çocuksa bu alanlarda zorluk çeker ve daha çok yardıma ihtiyaç duyar. Bireyin kendini iyi hissetmesi; başarılı, dengeli ve haz aldığı bir yaşama sahip olup, olmaması ile özgüvenin yüksekliği ya da güvensizlik duyguları paralel süreçlerdir. Yaşamdan haz alabilmek için özgüvene ihtiyacımız vardır. Bu temel ihtiyacın karşılanmaması hayatı çekilmez kılabilir. Özgüven yaşamın ilk yıllarından itibaren yavaş yavaş gelişen bir duygudur. Çocukluk döneminde bu duygunun gelişmesine olanak tanınmaz, eksik bırakılırsa yetişkin dönemde telafi edilmesi mümkün olmaya
Ev ödevi çocuklar açısından konuyu daha iyi öğrenme, aileleri açısından ise yavrularının eğitimleri ile ilgilenmeleri bakımından iyi bir fırsattır. Ev ödevleri sayesinde öğrenciler okulda öğrendiklerini gözden geçirir ve uygular, gelecek ders için hazırlık yapar, kaynak kullanır ve araştırmayı öğrenir. Ev ödevi sayesinde çocuklar konuları uzun uzun inceleme fırsatı bulur. Ayrıca ev ödevleri yavrularımızın düzenli biçimde çalışma alışkanlığı edinmelerini sağlayarak, tek başlarına çalışmalarına ve sorumluluk almalarına olanak tanır. Uzmanlara göre öğrenme motivasyonu düşük olan öğrenciler düzenli biçimde ders çalışma ve ev ödevlerini bitirmede sorun yaşayabiliyorlar. Şayet sizin çocuğunuz da ders çalışma alışkanlığı kazanamıyor ve ev ödevlerini yapma konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiyor ise sizin desteğiniz gerekiyor demektir. Çocuk ile ödevleriyle ilgili konuşmaya çalışın. Ödev konusunda düşünmesini ve onu çalışılabilir parçalara bölmesini sağlayın. Bir proje
Okumada gözler aktifmiş gibi görünmesine rağmen aslında okuma, bedensel, zihinsel ve ruhsal bir bütünlüktür. Yapılan araştırmalar okuma hızıyla anlama düzeyi arasında anlamlı ilişki olduğunu, okuma hızı yüksek bireylerin anlama düzeylerinin de aynı oranda yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte bu eğitimi alan kişilerin görsel hafızaları güçlendiğinden hafıza ve dikkat konusundaki becerileri de artmaktadır. Okuyucunun her metnin aynı hızda okunamayacağını, neyi, hangi teknikle ne kadar hızla okuması gerektiğine karar verme becerilerini de edinmesi gerekmektedir. Tüm bunların kazanılması ise etkili ve hızlı okuma tekniklerini öğrenmekle mümkündür. Bütün hayatı sınavlar ile geçen ve girmiş oldukları bütün sınavlarda kendisi gibi rakipleri ile karşı karşıya gelen öğrenciler için süre en değerli olgulardan birisidir. Hızlı olmak ve onlardan bir adım daha önde bulunmak gibi zorunlulukları bulunmaktadır. Tüm bu yoğun ve zorlu sınavların içerisinde hızlı okuma
Kişiler arası sözlü iletişimde kullanılan sözcüklerin doğru söylenmesi, akıcılığı konuların daha kolay kavramasında yardımcı olacaktır. Alıcının söylenenlere karşı sürekli açık ve ilgili halde kalmasını sağlamak konuşmacının elindedir. Bunun için en önemli etkenlerden biri de doğru ve güzel konuşmadır. Ayrıca diksiyonun doğru kullanımı okumada yaşanan zorlukları ve zaman kaybını azaltmaktadır. Doğru ve hızlı okuma sayesinde okunan kitapları daha iyi anlama ve kısa zamanda birçok bilgiyi kavrama şansı elde edilmektedir. Ses kasının kapasitesini bilir ve konusunun gereklerine göre tonunu değiştirebildiği gibi, ses yüksekliğini de bulunulan yerin büyüklüğüne, grubun kalabalık olmasına ve niteliğine göre ayarlar. Sesinin tınısındaki özellikleri, akışın tekdüzeliğini kırmak için bilinçli bir biçimde kullanılabilir. Yeri geldikçe sesini inceltmesi, kalınlaştırması ya da ses tonunu yükseltip, düşürmesi dinleyenler üzerinde olumlu etkiler yapar. Doğru kelimeleri yan yana