İnsanların doğal bir rekabetçi ruhları bulunur ve bu ruhla bağlantı kurmak, olumlu güdülenme yaratılmasına olanak sağlayabilir. Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı adlı kitabında Dale Camegie, güdülendirme ustası Charles Schwab'ın liderliğinde çalışan bir çelik haddehanesi müdürünün öyküsünü anlatır. Tesis müdürünün adamları, yapmaları gereken iş miktarını yerine getirmiyorlardı ve Schwab, onun kadar yetenekli birinin nasıl olup da haddehanenin üretimini olması gereken düzeye çıkaramadığını sordu. "Bilmiyorum", diye yanıtladı adam,"Adamlara diller döktüm, onları zorladım, küfredip lanetler yağdırdım; onları tehdit edip belâ okuyacağımı, işten kovacağımı söyledim, ama hiçbir şey işe yaramadı. Üretmiyorlar işte."
Bu konuşma günün bitiminde, gece vardiyasının gelmesinden biraz önce geçmişti. Schwab adamdan, kendisine bir parça tebeşir vermesini istedi. Sonra bir işçiye dönerek, sordu: "Sizin vardiya, bugün kaç tavlama sıcaklığı elde etti?"
İnsanlardan belli bir şeyi düşünmeleri istendiğinde, kişiler kendilerine göre bir sistem kullanırlar.
Örnek olarak, bir grup insandan, lodoslu bir günde deniz kenarında bulundukları bir günü hatırlamaları istense, kimisi dalgalı denizin
görüntüsünü hayâlinde canlandırır.
Kimisi, dalgaların kıyıya vurduğunda çıkan sesi duyar.
Bir diğer grup da, dalgaların kıyıya çarpmasından sonra sıçrayan damlaların vücuduna değmesini hisseder.
Bazen, koku ve tat faktörleri de işin içine katılabilir.
Bir olayı, kimimiz görüntü, kimimiz ses, kimimiz duygu ya da vücut hisleri, kimimiz de koku ve tatlar ile canlandırıyoruz. NLP'ye göre, bunlar farklı temsil sistemleridir.
Kişilerin canlandırma sistemlerini bulmak, hem onlarla ilişkimizi kolaylaştırır, hem de
Temsil sistemlerini anladıktan sonra bu konuyla ilgili bol bol egzersiz yaparsanız, sizin hangi tür düşünce sistemini tercih ettiğinizi anlarsınız. Düşünce sisteminizi anladığınızda da, kendinizi ve düşüncelerinizi kontrol altına alabilirsiniz. Ayrıca, başkalarının düşünce sistemlerini bilirseniz, onlarla iyi bir iletişim ve ahenk kurabilirsiniz. Örneğin, görsel bir insanla dokunsal bir insanın konuşması sırasında ilginç diyaloglara şahit olabilirsiniz. Dokunsal biri, bir olayı anlatırken görsel kişi derhal lafa girerek, onun cümlesini tamamlayabilir. Zira, dokunsalların ağır ve durağan konuşması, görselleri deli edebilir. Ya da bir görsel, şekiller ve grafikler çizerek bir işitsele önemli bir sunum yapıyorsa, kendine göre bu sunum çok başarılıdır. Ancak işitsel kişi muhtemelen şöyle diyebilir: - Bu grafiklerden bir şey anlayamıyorum. Bunu bana daha kısa bir şekilde anlatabilir
Yaşam düzeylerinin, başlarına gelen olaylar tarafından değil, bu olaylara verdikleri tepkiler sonucu belirlendiğini keşfeden bir grup insan, başlarına ne gelirse gelsin, bunu bir amaç için kullanırlar.
Onlara göre herşey, bir sebep ve bir amaç içindir. Bu şekilde düşünen insanlar, başkalarının başarısızlık veya şanssızlık diye nitelediği birçok şeyi, hayatlarında fark meydana getiren bir fırsat ve avantaj haline çevirmeyi bilirler.
Bu gruba giren insanlar, hastalıklarını dahi amaçları doğrultusunda kullanırlar. Nasıl mı?
Günümüzde "hipnozun babası" olarak adlandırılan Dr. Milton Erickson, işte bu tür insanlardan biridir. Sahip olduğu olağanüstü sezgi ve duyarlılığın yanındaki üstün yeteneklerinin, 15 yaşından beri devam eden sakatlığının sağladığı bir avantaj olduğunu söylemektedir.
Erickso
Göz hareketlerini izleyin. Hiç ne anlama geldiklerini merak ettiniz mi? Bunlara dair bir kalıp ya da bir amaç olduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Gözler, göz çukurlarında gelişigüzel hareket etmezler. NLP gözlerimizin hareket edişi ile düşünüş şeklimiz arasında bir bağlantı olduğunu öne sürmektedir.
Göz hareketleri, NLP literatüründe gözün erişim ipuçları olarak geçerler, çünkü bazı bilgilere erişmemiz için bize ipuçları sağlarlar.
Görsel göz erişim ipuçları
İşitsel göz erişim ipuçları
Dokunsal göz erişim ipuçları
İç diyalog göz erişim ipuçları Göz hareketleriyle temsil sistemleri arasında bir bağlantı olduğu görülmektedir. Belirli göz hareketleri, belirli sistemlerle bağlantılıdır. Genel olarak,
Haritanızı kendiniz yaparsınız, ardından onun içinde yaşamak zorunda kalırsınız. Haritalarınızı yaratırken iki noktayı unutmayın:
1. Duyularınızı dışarıda kullanış biçiminiz, içerideki düşünüşünüzü ve deneyiminizi etkileyecektir.
2. Duyularınızı içeride kullanım tarzınızı değiştirerek, deneyiminizi değiştirebilirsiniz.
İçimizde deneyim yaratabilecek inanılmaz bir yeteneğe sahibiz. Beynimiz, doğal bir sanal gerçeklik makinesidir. Özel bir başlık takmamıza filan da gerek yoktur. Acı bir anımız bizi tekrar üzüntüye boğar. Hoş bir anımız ise tekrar gülümsememize ve aynı hoşluğu yaşamamıza sebep olur. Limon yediğinizi hayal edin; tükürük salgılamaya başlarsınız. Deneyimlerimizi, duyularımızı kullanarak düşünürüz. Dolayısıyla NLP'de duyularımıza temsil sistemleri denir. Beş tane temsil sistemi bulunur:
Görme
İşitme
Hissetme
İlişkilerimizde hangi mantıksal düzeylerde ilgilendiğimizi anlamak için "Ne yapmak gerek?" sorusu akla gelebilir. Bunun için konuşulan dil ve kullanılan beden yeterli ipuçları verecektir. Şimdi bunu bir örnekle pekiştirelim.
Çevre: Bilgisayar kullanmayı öğrenmek için önce iyi bir kursa gitmeliyim.
Davranış: Bilgisayar kullanıyorum. Beceri: Bilgisayarın isimdeki önemini kavrıyorum. İnanç ve değerler: Bilgisayar kullanmayı bilmek günümüzde en geçerli nitelik haline gelmiştir. Kimlik: Ben bir bilgisayar uzmanıyım. Eğer konuşmaları dinlersek insanların mesajlarını hangi mantıksal düzeyde iletmeye çalıştıklarını rahatça kavrarız. Dolayısıyla kullanılan dil bir NLP uzmanı için önemlidir. NLP insan davranışlarının yapışma çok dikkat eder.
Günlük hayatımızda çok sık karşılaşırız. Bazı insanlardan bir şeyler yapması istendiğinde çoğu zaman "yapamam"