İnsan beyninden, bilinçli olarak bir şey düşünmese bile, dakikada 600 sözcük kadar bir düşünce aktığı hesap edilmiştir. Hızlı ve bilinçli okuma tekniklerini bilmeyen bir okuyucu dakikada ortalama 150 sözcük okumaktadır. Geriye kalan 450 sözcük zihinden geçen parazit düşünce kalıntılarıyla doludur. Ama insan hızlı okuma becerileriyle bu boşluğu doldurabilir ve okuma hızını üç katına çıkarabilir. Çağımızda insanı öteki canlılardan farklı ve ayrıcalıklı kılan temel özellik, bilgi, başarı ve öğrenmedir. Buna en hızlı, en ucuz ve en etkili ulaşma vasıtası ise okumaktır. Günümüzde okumak için zamanı olmadığından şikâyet edenler için birtakım okuma becerilerini artırıcı teknikler geliştirilmiştir. Bu tekniklerin genel adı hızlı okumadır. Okumayı fiziksel etkinlik olarak düşünürsek, hızlı okuma da bir tür fiziksel etkinliği artırıcı uygulamadır. Hızlı okuma eğitimin temelinde görsel algılama vardır. Böyle olunca da temel hedefimiz gözümüzün kaslarını eğitmeyi, gözümüzün ç
Hızlı okuma eğitimi almaya karar vermek için hızlı okumanın bize neler kazandıracağı bilincine varmamız gerekir. Bu bilgi, iletişim ve hız çağında yavaş okuyarak zaman kaybetme lüksümüz yoktur ve bahanelerin arkasına sığınarak okumama gibi bir şansımızda yok. Örnek verecek olursak; dört yüz sayfalık bir kitapta ortalama yüz bin kelime bulunur. Bu kitabı dakikada 150 kelime okuyan bir kişi 10 saatte, 500 kelime okuyan bir kişi 3 saatte, 1000 kelime okuyan bir kişi ise 1.5 saatte bitirebilir. Normalde gözümüz ve beynimiz hızlı okumaya hazırlıklı değildir. Zaten bu sebeple yavaş okuruz, anlayamama kaygısı hissederiz. Ilk önce gözlerimizi hızlı okumaya alıştırmamız gerekiyor. Bir yazıyı okurken gözümüz sanıldığının aksine düz çizgi üzerinde değil zikzaklar çizerek hareket eder. Yani gözümüzü kaydırarak değil kelime yada kelime guruplarına odaklanarak okuruz. Bir gazete sayfası alın, satır başlarında ve satır sonlarında bulunan kelimeleri renkli kalemle işaretleyin. Ve gözleriniz
Subliminal, insanların bilinçaltına belli bir mesajı empoze etme olayıdır. Normal şartlarda bu mesajı direk alan kişinin reddetme veya kabul etme seçenekleri onun kararlarına bağlıdır. Ama bilinçaltı manipule edilmiş bir kişi görmüyor, duymuyor, hissedemiyor yani kişinin algı frekansına yakalanmıyor. Böyle birşeyi kabul etme yada reddetme şansımız tamamen bu mesajı yayınlayan kişilerin elindedir. Gizliden gizliye hedefteki kitlenin veya toplumu bilinçli şekilde oyuna getirmektir. Bunu kısada sürede yapmak zor olduğu kadar imkansızdır. Yıllarca izlenen çizgi film, çeşitli gençlik dizileri, sinema karelerindeki hileler, müziklerdeki gizli frekanslar yavaş ve uzun bir süre zarfında kişileri etkiler. Reklamcılık ve bazı şeylerin propagandasının yapılmasında bu tekniğin imzası vardır. Özellikle sinema sektöründe kullanılan bu mesajların birçok tekniği vardır. Söz konusu çalışmalar ile insan üzerinde insan iradesi dışında belli bir olgu veya kavramın pekişmesi, pekişme sonrasında
Özgüvenin oluşmasında ve gelişmesinde birçok etken olmasına rağmen en önemli ve etkili olan şey kişinin kendi çabasıdır. Kimliğin oluşum sürecinde aile ve sosyal çevrenin, bireyin kendilik değerinin artmasına ve özgüvenin oluşmasına etkisi yadsınamaz olmakla birlikte, birey kendisiyle ilgili doğru ve gerçekçi analizler, bilinçli seçim ve çabalarla olumsuz deneyimlerini, olumluya çevirip, özgüvenini geliştirebilir. Özgüveni yeterince gelişmemiş kişilerin kendileri hakkında kronikleşmiş bolca olumsuz düşünceleri vardır ve bu düşüncelerini kendi kişiliklerinin değişmez gerçekleri olarak algılar. Bu kişiler kendilerine inanmaz ve bir şeyler ters gittiğinde hep kendilerini suçlar. Sanki olumlu özellikleri hiç yoktur, Yaşamlarında başarılar kazandıklarında, birileri onları övdüklerinde, teşekkür edip, başarılarına sahip çıkmak yerine “Şans yardım etti”, “Çok da önemli bir şey değildi zaten” gibi cümleler kurarlar. Ek olarak, kendilerini ve ihtiyaçlarını savunma konusunda çok zorla
Çocuğunuza matematiği sevdirmek için onunla pozitif konuşun. Sizinde matematiği sevmediğinizi, okula giderken tıpkı onun gibi zorlandığınızı söylemekten kaçının. Bunun yerine matematik hakkında olumlu şeyler söylemeyi deneyin. Matematiğin bir mücadele olduğunu ama çok ilginç ve kullanışlı olması nedeniyle bunları çalıştığınızı söyleyin. Çocukların sevmedikleri şeyleri olumlu durumlarla ilişkilendirmek her zaman işe yaramıştır. Çocuklarınız matematikle mücadele etmeye başladığında hemen yardım alın. Matematik becerileri birbiri üzerine inşa edilir ve gerçekten matematikle ilgilenmeye başladığı zaman başka becerileri de gelişir. Çocuğunuz başaramadığı zaman, hayal kırıklığı yaşayacaktır. Çok kez pes etmeye çalışacak ve vazgeçecektir. Matematik dersi problemi algılama işleme dönüştürme ve işlemi çözme basamaklarından ibarettir. Çocuklar işlemleri kafalarında çözme başarısını gösterdikçe derse ilgileri artacak ve yapabilme becerisi çocuğun dersi daha verimli dinlemesi
Çocukların hayatında matematik önemli bir yer kaplar, onlar bilsin ya da bilmesin… Küplerden kurdukları binaları dengelerken ya da bir paket krakeri arkadaşı ile eşit olarak paylaşırken matematik bilgilerini kullanırlar. Çocukken matematikle barışık olmalarını sağlamak için en iyi zaman okul öncesi dönemdir, çünkü bu yaşlarda henüz matematik korkusu gelişmemiştir. Bu nedenle de matematiğin eğlenceli yüzünü tanımak için daha uygun bir zaman olamaz. Çocukların bu yöndeki gelişimlerini desteklemek için onlara araştırabilecekleri, meraklarını giderebilecekleri, neden sonuç ilişkisi kurabilecekleri, çeşitli fikirler öne sürerek tahminlerde bulunabilecekleri fırsatlar verilmeli ve bu yönde eğitim ortamları hazırlanmalıdır. Bu yaşlardaki matematik çalışmaları sayesinde ileriki yıllarda çocuklar matematik alanında daha başarılı olabilir. Özellikle ilkokul yıllarında çocukların matematik korkusu geliştirmemeleri, matematiği sevmeleri, matematik öğreniminden heyecan duymaları, okul öncesi yıllar
Ev ödevi çocuklar açısından konuyu daha iyi öğrenme, aileleri açısından ise yavrularının eğitimleri ile ilgilenmeleri bakımından iyi bir fırsattır. Ev ödevleri sayesinde öğrenciler okulda öğrendiklerini gözden geçirir ve uygular, gelecek ders için hazırlık yapar, kaynak kullanır ve araştırmayı öğrenir. Ev ödevi sayesinde çocuklar konuları uzun uzun inceleme fırsatı bulur. Ayrıca ev ödevleri yavrularımızın düzenli biçimde çalışma alışkanlığı edinmelerini sağlayarak, tek başlarına çalışmalarına ve sorumluluk almalarına olanak tanır. Uzmanlara göre öğrenme motivasyonu düşük olan öğrenciler düzenli biçimde ders çalışma ve ev ödevlerini bitirmede sorun yaşayabiliyorlar. Şayet sizin çocuğunuz da ders çalışma alışkanlığı kazanamıyor ve ev ödevlerini yapma konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiyor ise sizin desteğiniz gerekiyor demektir. Çocuk ile ödevleriyle ilgili konuşmaya çalışın. Ödev konusunda düşünmesini ve onu çalışılabilir parçalara bölmesini sağlayın. Bir proje