Peygamberimiz döneminde yaşayan beş vakit namazı mescitte kıldığından dolayı lakabı Mescit Kuşu olan Salebe çok fakir bir sahabedir. Bu fakirlikten kurtulmak için Peygamberimize gelerek: - Ya Rasülullah! Biliyorsunuz ben çok fakirim. Bana dua etseniz de zengin olsam, der. Peygamberimiz: - Salebe, şükrünü eda edebildiğin az mal, şükrünü eda edemediğin çok maldan daha hayırlıdır, der ve dua etmez. Salebe bir hafta sonra gelerek aynı isteğini tekrarlar. Peygamberimiz de aynı cevabı vererek geri gönderir. Üçüncü haftada, Salebe aynı isteği tekrarlayınca Peygamberimiz ellerini açarak: - Ya Rabbi! Salabe'nin malına bereket ver, diye dua eder. Salebenin 2-3 cılız koyunu, bir anda çok süt vermeye başlar. Tek doğum yapan koyunlar, ikişer- üçer tane kuzu verirler. Derken yavaş yavaş malı çoğalır. Her vakit mescide gelen Salebe, vakit namazlarına gelmemeye başlayınca peygamberimiz niçin gelmediğini sahabelere sorar, onlar d
Köylü bir dede ayağından rahatsızlanarak hastaneye getirilip yatırılır. Hemşire, gerekli tedaviyi yaptıktan sonra pencereden dışarıya bakar. Biraz baktıktan sonra başını içeri çekerken kafasını pencerenin köşesine hızlı bir şekilde vurur. İki eliyle başını tutarak: - Ah başım! diye feryat eder. Bu saniyelerde ihtiyar amca: - Ayağım, diye acı bir çığlık atar. İhtiyarın sesi, hemşirenin sesini bastırır. Hemşire kendi acısını unutup hemen ihtiyarın ayağındaki pansumanı çözer. Yarayı dikkatle inceledikten sonra: - Amca, ayağında bir şey görünmüyor. Ne oldu da öyle çığlık attın? ihtiyar: - Kızım, sen başını pencerenin kenarına vurunca başının çok sızladığını hissettim. Senin ağrını unutturmak için bağırdım. Ben bağırdıktan sonra başının ağrısını unuttun değil mi? Hemşire sıradan bir hasta olarak gördüğü bu yaşlı amcaya artık, kalbi merhamet dolu, arif bir insan olarak bakmaya başlar.
Yöneticisi olduğunuz faaliyette bir görevi yerine getiren herkesin 1 metrelik bir yükseklikten atlamaları hepimizin dikkatini çekiyor, ancak bunlar niçin 1 metre atlıyorlar diye sizin merak duymanız oldukça şaşırtıcı... Çünkü o adamların önünde varlığını bizim sonradan öğreneceğimiz 1 metre yüksekliğinde bir çıta var ve o çıtayı 1 metre yüksekliğe yerleştiren de sizsiniz! Eğer çalışanlarınızın 2 metre atlamalarını istiyorsanız çıtayı 2 metreye koymalısınız... Hiç kimse 1 metrelik bir çıtanın üzerinden 2 metre atlamaz. İnsanın gerçek gücü kendisine gösterilen hedefin küçüklüğü karşısında azalmaz ama gücün kullanılan alanı hedefin küçüklüğü oranında azalır.. Biz buna gücün bloke edilmesi diyebiliriz.. 1596 silindir hacmindeki (cc) bir motor hareket halinde bloke edilebilir ya da bloke olur ama o yine 1596 silindir hacmin-dedir.. Çıtayı 2 metreye koymadan atlanıp atlanamayacağı-nı da bilemezsiniz. "Çıta"nm bütün delil, tahmin ve verileri yanıltan, boşa çıkarabilen bir
Başarı için atılması gereken ilk adım insanın kendisini tanımasıdır. Kendisini tanımayan, kendi kabiliyetlerini fark edemeyen insanlar başarılı olamaz... kendi gücünün, kendi yeteneklerinin farkına varanlar, başarı için ilk adımı atmış demektir. Yaşadığımız dünyada, başarısız olan insanların çoğu; kendilerini okuyamadıklarından dolayı başarısız olmuşlardır... Başarısızlık; kendimizi tanımamamın bir neticesidir. Kendini tanıyanların, duygularını keşfedenlerin başarısız olması mümkün değildir. Bugün çoğu insanımız kendini keşfetmeden, kendini tanımadan arzu ve isteklerini kestirmeden hayata atılmakta, sadece bir meslek sahibi olmak için mücadele etmektedirler. "Ne olursa olsun, yeter ki bir işim olsun." mantığıyla hareket etmek; başarısızlığa davetiye çıkarmaktadır. "Ne olursa olsun" mantığıyla hareket eden çoğu insanımız şimdi mutsuz ve hayattan zevk almayan bir durumda yaşamaktadır. insan; kendini okumadan; kendini tanımadan hiçbir şeyi tanıyamaz, elde edemez... ins
Karşılıklı Yardımlaşma Ek Verimlilik Doğurur. İşin görülmesinde karşılıklı yardımlaşmanın sonucu etkileyen bir önemi vardır. İnsanların birbirlerinin kapasitelerinden serbestçe ve karşılıklı istekle faydalanması ek bir verimlilik doğurur. Amaçlar etrafında oluşturulacak işbirliği kalitesi insanlarda "..işimi daha iyi yapıyorum" inancı meydana getirir. Madem diğerlerine yardım eden bir insan "bu şekilde işimi daha iyi yapıyorum" hissini duyacaktır bu his derhal "işini daha iyi yapıyorsun" değerlendirilmesi ile karşılanmalı ve bu ilişki zincirleme devam ettirilmelidir. DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]
Ölmedikçe Herşeyimiz Tamam Demektir. Başarısızlık halinde öne sürdüğümüz mazeretlerin hepsine birden "Ah şu eksiklikler..." deriz. Şu olsaydı... Bu da bulunsaydı... Böyle olmayacaktı! Niğbolu Savaşı'ndan bir gece önce Yıldırım Beyazıd düşman kuşatması altındaki Niğbolu kalesi önüne gelmiş ve kale komutanı Doğan Bey'e seslenmişti: - Bre Doğan! Ölen var mı? Silah cephane durumu nasıl? Elimde olsaydı Doğan Bey'in cevabını muazzam bir tablo halinde her okula, her iş yerine, her eve asardım: - Ölmedikçe her şeyimiz tamam demektir!
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]
Yaşamlarımızdaki ani ve bazen korkutucu değişiklerle başa çıkmanın tek yolu içsel huzurdur. Kişisel gelişim de aslında buna denk düşer; eğer hayatın ve olayların karşımıza çıkardığı sorunlarla baş edebilmeyi istiyorsak, onu sesine kulak vermekten başka çaremiz yoktur. Kişisel gelişim yolculuğu, bir yandan esnek kalmamızı sağlarken diğer yandan koşullarımızın idaresini ele almamıza yardımcı olabilir. Ama ruhsal hareketlerden terapiye, şifa uygulamalarına inziva yerlerine ve gelişim merkezlerine varana dek o kadar çok seçenek var ki, bu yolculuğa nereden başlayacağız? Kişisel Gelişim Eğitimleri aradığınız yanıtları bulmanıza yardımcı olacaktır.
Kişisel Gelişim Eğitimleri ile ilgili detaylı bilgi için 232 422 59 54 numaralı telefondan veya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.