Kişisel düzeyde ekoloji ölçütünün daha ileri bir anlamı olabilir. Her davranışın arkasında olumlu bir niyet yattığı şeklindeki önvarsayımı daha önce görmüştük. Yine daha önce gördüğümüz gibi, bu niyetlerin (ya da sonuçların) bir kısmı bilinçaltı düzeyinde varlık gösterebilir. Bu yüzden, bunların bilinçli hedeflerle çatışması ve bu çatışmadan ikisinin de etkilenmesi mümkündür. Hafta sonları çalışmayı kesmek doğrultusunda verilen bilinçli bir karar, patronu hoşnut etmeye, ‘o kızlardan biri’ olmaya, işlerin yığılmasından kaynaklanabilecek başarısızlığın önüne geçmeye, vb. yönelik açıkça ifade edilmemiş bir arzuyla çatışma içinde olabilir. Buna karşın, bir part time kursa devam ederek yeni bir vasıf ya da diploma edinmeyi hedefleyen manili bir sonuç, size ait zamanda yapabildiğiniz, acil iş taleplerisin karşılanması, yaşlı bir akrabanın bakımı ya da sendeleyen bir evliliğin toparlanmaya çalışılması gibi pek çok şey konusundaki bilinçaltı niyetlerinizle çatışıyor olabilir.
NLP önvarsayımlarındadır. Hepimiz, çoğunlukla sözsüz olarak, her an iletişim kurarız. Bilinçli niyetiniz ne olursa olsun, en belirsiz bir iç çekiş ya da gülümseme, hatta vücudunuzun açısı bile bir iletişimdir. Yani, biri onlardan bir anlam çıkarabilir. Çoğu kez, içsel düşüncelerimiz -aslında içsel iletişimlerimiz- bile, duruşumuz, vücut hareketlerimiz, ses tonumuz ve göz hareketlerimiz aracılığıyla başkalarına aktarılır. Bu, iletişimin kanıtının başkalarının tepkileri -bazen beklenmedik şekillerde olabilir- olması noktasında, bir önceki önvarsayımla bağlantılıdır. İletişimin farklı biçimlerinin etkisini bilmek, her yönetici açısından güçlü bir kozdur. Sürekli iletişim kurduğumuzu kavramak, ek bir sorumluk boyutu getirir.
İzmir’deki NLP Eğitimleri ile ilgili detaylı bilgi için 232 422 59 54 numaralı telefondan veya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Hepimiz seçim yapar ya da karar verirken yararlandığımız bir yaşam deneyimine sahibiz. Başarımız her ne kadar başkaları tarafından ölçülse de, bize bugüne kadar en azından bir dereceye kadar hizmet etmiş olan kendi deneyimimiz çerçevesindeki en iyi seçimleri yapmaya eğilimliyizdir. Yeni seçeneklerden haberdar olana kadar da, yapabileceğimiz en iyi seçimleri yapmaya devam edeceğiz. Diğer ön varsayımlardan birisi de, fazla seçeneğe sahip olmanın daha iyi olduğudur ve NLP bunları yaratmanın yollarını sunmaktadır. Ne de olsa, dışımızdaki gerçeklikleri değiştiremesek bile, bir şey hakkında ne hissedeceğimizi ya da tavrımızı daima kendimiz seçebiliriz.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Yanlış ya da yanlış yönlendirilmiş olduğunu düşündüğümüz davranışlara ilişkin olumlu bir nedeni anlamakta zorluk çekeriz. Ama bu, başkalarının davranışlarına yön veren farklı algı haritalarını anlayamamak demektir. Bir davranış bizim neyin doğru ya da anlamlı olduğuna ilişkin haritamıza uyarsa ‘olumlu’ ve anlamlıdır. Bir terörist ya da adi suçlunun bile, davranışı için, kendisince olumlu anlam ifade eden bir neden göstermemesine çok ender rastlanır.
Her türlü durumda, görünüşte garip olan davranışlar, sonunda bizim o zaman fark etmediğimiz bir niyeti açığa vurur. Örneğin, ilgi çekme ya da tanınma arzusu, ilgi çekmek için hemen her şeyi yapabilen çocuklarda daha belirgin olmasına rağmen, açıklanamaz denen bu tür davranışların nedenidir çoğu kez. Çok az insan ifade ettiği hedeflerinde bir hastalığa yer verir, ama milyonlarca insanın davranışı bir rahatsızlıkla ilintili davranışın doğrudan ya da dolaylı sonuçlarının etkisi altında olabilir. Bazı durumlarda, yalnız b
Golf topunu ıskalarsanız başarısız olmuş olmazsınız; sadece bir golf topunu ıskalamanın nasıl bir şey olduğunu yaşamış olursunuz. Ondan sonraki bin ‘isabet ve ıskalama’ deneyimi, sonunda sahada istediğiniz şeyi başarmanızda size yardımcı olacaktır. Kısa bir konuşmada çuvallarsanız ‘başarısız’ olmuş olmazsınız. Belirli bir sonucu -bu durumda, istediğinizi değil- üretmek için ne yapmanız gerektiğini ve böylece, farklı bir sonuç istiyorsanız ne yapmamanız gerektiğini öğrenmiş olursunuz. Bu ya da başka bir tür ustalık uygulamaya ve duyarlılığa bağlı olduğundan, başarısızlık söz konusu değildir. ‘Başarısızlık’ denen şey mükemmeliğe giden tek yoldur. Tamamen öğrenme sürecinin bir parçasıdır.
Bir konuşmayı çok kötü yapar ya da başkanlık ettiğiniz bir toplantı kaosa dönüşürse, gelecek sefer hangi üç şeyi farklı yaparsınız? Ve ne zaman onları denemek için bir şansınız olacaktır? Bugünün üst düzey yöneticileri sık sık anlatabilecekleri ilk felaketleri yaşadıkları için ne k
Düşüncelerimiz fizyolojimizi -kas gerginliğini, nefes alıp vermemizi, kendimizi nasıl hissettiğimizi ve daha pek çok şeyi- anında etkiler ve tüm bunlar da düşüncelerimizi etkiler. Birini değiştirdiğimiz zaman diğerini de değiştiririz. Hiçbir parçamız bağımsız olarak çalışamaz. Bilinçsiz zihnimiz, ne olup bittiğinin bilinçli olarak farkında olmadığımız zaman bile bedenimiz üzerinde bir etkiye sahiptir. ‘Düşüncelerimizin büyük çoğunluğu bilinçsiz türdendir ve bunlar, NLP'ye göre, etkinliğimizde büyük bir rol oynar. Değişmek için iki rotaya sahibiz: Fizyolojimiz ve davranışımız aracılığıyla ve de düşünme biçimimiz aracılığıyla. Bu iki rotayı da tanımak ve kullanmak etkinliğimize ekstra bir destek sağlar.
Yöneticiler bu ilkelere farklı tepki vermektedir. ‘İstisnalar’ hakkında düşünmek için mantıklı, sorgulayıcı zihninizi kullanarak ya da belki de, bilinçaltında varlık gösteren bir niyet kavramına fazla önem vermeyerek şüpheci olabilirsiniz. Bazı yöneticiler ‘gerçekli
Tüm düşüncelerimiz ve anılarımızın bir yapısı vardır. Beyin; gözler, kulaklar ve diğer duyusal ‘alıcılar’ aracılığıyla aldığı tüm duyusal verileri sınıflandırmaya ya da kategorize etmeye çalışır. Bu derece muazzam bir veriler yığınını işte böyle anlamlandıra-biliyoruz. Ama her bireyin bir temsil sistemi (diyelim, resimler halinde düşünmek) bir başka kiplikten daha fazla kullanmaya yönelik her tercihi, bir düşünce modeli ya da yapısı oluşturmaya -düşüncenin içeriğini dikkate almaksızın- eğilim gösterecektir. Ek olarak, bu içsel temsil sistemlerinin resmin parlaklığı ya da sesin yüksekliği gibi karakteristikleri ya da alt-sistemleri de bir yapı oluşturacaktır. Bu yüzden, örneğin farklı mutsuz anılar pekâlâ benzer bir yapıya sahip olabilir. Kuşkusuz, bu yapı mutsuzluğun genel özelliğini üretir. Düşüncelerin dizilişi de deneyimin yapısının parçasıdır. Bir insan başlangıçta görsel imajlarla motive olabilir ve bunu belki de iyi duygular izlerken, bir başka insan içsel diyalog ya da kend