• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Hedefler Oluşturmak

Kişisel Gelişim

Hedef belirleme çok uzun süredir, kişisel ve kurumsal başarıda en önemli faktör olarak kabul edilmiştir. Ne başarmak istediğimizi bilmek, davranışlardaki herhangi bir değişiklik için olması gereken ilk şeydir. FaKat, kendi kendimize belirlediğimiz hedeflerimizin özellikleri neler olmalıdır? İlk olarak, bu hedefler genellikle dışa dönük, somut bir başarıyla ilgili olduğu kadar ruh halimizle de ilgili olmalıdır. Örneğin, hedefimiz "finansal güvence"ye ulaşmak olabilir. Bunu kesin ifadelerle tanımlamak çok zordur ve bunun ne anlama geldiği kişiden kişiye değişebilir. Bu, tamamen ruh halinize bağlıdır, yani finansal iniş ve çıkışlardan etkilenmemek ve hayat standardı olarak kabul ettiğiniz şey her ne ise başkalarına muhtaç olmadan o konumda kalabilmek ile ilgilidir. Finansal güven ile bağlantılı olan mutluluğunuz -ruh halinizle bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde- gerçekten ele geçirmek için çabaladığınız hedefinizdir. Geçici Hedefler Zevk belki son hedef olabilir fakat

Çıtanın Cazibesi

Kişisel Gelişim

Yöneticisi olduğunuz faaliyette bir görevi yerine getiren herkesin 1 metrelik bir yükseklikten atlamaları hepimizin dikkatini çekiyor, ancak bunlar niçin 1 metre atlıyorlar diye sizin merak duymanız oldukça şaşırtıcı... Çünkü o adamların önünde varlığını bizim sonradan öğreneceğimiz 1 metre yüksekliğinde bir çıta var ve o çıtayı 1 metre yüksekliğe yerleştiren de sizsiniz! Eğer çalışanlarınızın 2 metre atlamalarını istiyorsanız çıtayı 2 metreye koymalısınız... Hiç kimse 1 metrelik bir çıtanın üzerinden 2 metre atlamaz. İnsanın gerçek gücü kendisine gösterilen hedefin küçüklüğü karşısında azalmaz ama gücün kullanılan alanı hedefin küçüklüğü oranında azalır.. Biz buna gücün bloke edilmesi diyebiliriz.. 1596 silindir hacmindeki (cc) bir motor hareket halinde bloke edilebilir ya da bloke olur ama o yine 1596 silindir hacmin-dedir.. Çıtayı 2 metreye koymadan atlanıp atlanamayacağı-nı da bilemezsiniz. "Çıta"nm bütün delil, tahmin ve verileri yanıltan, boşa çıkarabilen bir

Endişe Ve Korku

Kişisel Gelişim

Robert Herrick Sonuna dek çaba gösterin ve asla kuşkuya düşmeyin. Hiçbir şey o kadar zor değildir, araştırın yeter. demektedir. Endişe: Zihinde oluşan ince bir korku akıntısıdır, ne kadar uzun sürerse bıraktığı izler de o kadar derin olur.Endişe ve korku; insanı başarı merdivenlerine tırmanmaktan alıkoyan en önemli unsurlardandır. Korku ve endişe, ölçülü olduğu müddetçe insana zararlı değildir; ama ölçü aşıldığında hayat çekilmez olur. Bizler zihnimizi olumlu ya da olumsuz şekilde kullanabiliriz. Beynin en olumsuz kullanma şekli; korku ve endişe ile yaşamasıdır. Endişe ve

Çok Okuyan İnsanlar

Kişisel Gelişim

İslam büyüklerinin hepsi, çok okumuşlar da büyük olmuşlar. Onlardan birkaç tanesinin nasıl okuduğunu modellemek amacıyla buraya yazıyorum. İbn-i Sina (980-1037) diyor ki: ‘Geceleri hep okumakla, yazmakla meşgul oldum. Uyku bastıracak olsa bir bardak bir şey içerek açılır, yeniden çalışmaya koyulurdum.’ İbni Rüşd (1126-1198), eserleri Avrupa'da yüzyıllarca okutulan Endülüslü bilgin, sürekli kitap okurdu. Kitap okumadan geçen iki gecesi vardır: Biri evlendiği gece, diğeri babasının vefat ettiği gecedir. Nevevi (1233-1277) 24 saatte bir yemek yerdi. Kitap okumaya daha fazla zaman ayırmak için böyle yapardı. Hiç evlenmedi. Çok eserleri vardır. Yavuz Sultan Selim, (1470-1520) günde ortalama sekiz saat mutlaka kitap okurdu. Mısır Seferi'ne giderken üç katır yükü kitap götürmüştü. Yavuz'un dostu, yaveri diyor ki:

Koçluk Eğitimi

Koçluk

Bir yaşam koçuyla tanıştığınızda, akla gelen ilk soru bu olur. Koçluk nedir? Yaşam koçları bu soruya birçok şekilde yanıt verilebilirler. Bunun dışında siz de internet ortamında arama yapar ve yaşam koçluğuna ait bir çok tanım okuyabilirsiniz. Bütün bunlar bir fikir oluşturmakla beraber, bazen size uygun gelen bir cevap olmayabilir. Bunun sebebi koçluk çalışmalarının (uygulamalar her ne kadar teknik ve statik gibi görünse de) kişiye özel olması ve koçluk uygulamasının herkes için farklı bir sonuç vermesidir. Hepsinden önemlisi de beklenilen sonucu danışanın kendisinin belirlemesidir. Kısacası, Koçluk uygulamaları kişiye özeldir ve yaşandıkça fark yaratır. Biz yine de koçluğu tanımlarsak; ’’Koçluk, hayatımızı istediğimiz yönde değiştirebileceğimizi bilerek, gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimize (hayallerimize) en kısa yoldan ve hızlı bir şekilde ulaşabilmenin yöntemleridir.’’diyebiliriz. Şimdi bu statik tanımı bırakalım ve daha yakından koçluğu

Sınırsız Performans

Kişisel Gelişim

Sınırsız Performans Sınırlı Ödüllerle Karşılanamaz .Sınırsız performans isteyen girişimler karşılığını sınırlı tutmamalıdırlar. Performansdaki grafik yükseldikçe, karşılığındaki grafik de yükselmelidir. Ödüllere tavan konulması yıldızların kaybedilmesi ile sonuçlanabilir. Satış elemanlarının kendilerinden çok para kazanmalarına izin veren, hatta bunu teşvik eden satış müdürleri çok iyi yapıyorlar, çünkü faaliyet gittikçe güçleniyor. Performans devam ettiği halde "Onu geçen yıl ödüllendirmiştik.." tavrı da nadir değil. Gerçekten en klasik kamu kurumu gibi çalışan özel girişimlerin varlığı çok şaşırtıcı. Ne var ki kısa zaman içinde bunları büyük bunalımlar bekliyor. Kamu kurumlarında hizmet etmenin ülkemizde çok sayıda insan için özel anlamı vardır. Hatta bu belki ülkemize özgü bir durumdur. Bir Batı Avrupalı'ya anlatılabilir mi bilemem. Ülkemizde özel sektörün verdiği maaşın otuzda birine kamuda yöneticilik yapan insanlar az değildir. Gerçekten ülkemizde kamu hizmetinin tatmin edic

Hedefin Tanımlanması

Kişisel Gelişim

Kaç Metre Koşacağım Bilmeyen Atlet Yanşamaz. Faaliyete kattığımız herkes faaliyetin amaçlarından net bir şekilde haberdar olmalıdır. "Bunu bilmiyordum" tepkisi az duyulan bir tepki değildir. Herkesin üzerine düşeni yapması amaçların ortaklaşa -herkes tarafından- bilinmesi ile mümkün olabilecektir. Ne kadar uzun soluklu olursanız olun gideceğiniz yer tanımlanmamışsa iyi yürüyemezsiniz. Ve her koşuda , parkur da mesafe de önceden bilinir. Hiçbir atlete "Sen yarışa başla.. Kaç metre koşacağını biz sana yolda söyleriz.." denilemez ve her bin metrede bir "bin metre daha.." denilen hiçbir atlet yarışı bitiremez. Kapasite kullanımı hedefin tanımlanması ile mümkün hale gelir. İçinde ne olduğu söylenmeyen bir yükün kaldırılmasında gücümüzün tam kullanılması mümkün değildir. Kaldırmayı denesek bile yanlış kaldırma ihtimali yüksektir. Bir "pamuk çuvalı" ile "benzin bidonu" aynı şekilde kaldırılamaz. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]

 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30