Doğru Hedefe Yönelebilmesi İçin Kocanıza Pusula Olun. Bir tarihte iki delikanlı New York şehrinde bir pansiyon odasını paylaşıyorlardı. Bunlardan birisi Missouri mısır tarlalarından gelip New York'ta Amerikan Dramatik Sanatlar Akademisine devam eden hayalperest Dale Carnegie, diğeri ise Massachusetts'li bir köylü çocuğu olan J. F. Whitney idi. Dale'in anlattığına göre: Whitney, bir çiftlikte hayata atılmıştı. Günün birinde büyük bir şirketin müdürü olabilmek onun tek amacı idi. Whitney bu idealinde o kadar samîmi idi ki, şehirde daha sonra bir yazıcı olarak girdiği işe dört elle sarılmıştı. Hatta, şirkette olup bitenleri bir ân evvel kavrayabilmek için yemek saatlerini bile işine verdi. Fakat onun bu yoğun çalışması karşısında ne bir teşekkür etmek, ne de ücretini arttırmak kimsenin aklına gelmedi bile. Yalnız bir gün boş bir yer açılmıştı. İşverenleri bu işi Whitney'e verdiler. Whitney, yazıcılıktan tezgâhtarlığa, daha sonra büro şefliğine ve nihayet ma
Amaçlı olarak yapılacak not alma işi, öğrencinin belirli ilke ve kuralları çok iyi bilmesini gerektirir. Bu alt bölümde bunlardan konunun ve ortamın tanınması, etkililiğin sağlanması, dikkatin toplanması, bilgilerin sıraya konulması ve yazma biçimini belirleme üzerinde durulmaktadır. Konunun ve Ortamın Tanınması İşe yarar bir not alma, konu hakkında ön bilgiye sahip olmayı gerektirir. Söylenen ya da okunan her şey not alana yeni gelirse alınan notların düzenliliği ve anlaşılırlığı kolay sağlanamaz. Bu nedenle, olanaklar ölçüsünde not alınacak konuyu daha önceden tanımak -yani, konuya ilişkin kaba da olsa ön bilgi toplamak- not almada ana düşüncelerin saptanmasını ve dikkatin konuya verilmesini kolaylaştıracaktır. Yazarın ya da öğretmenin, anlatım biçimini bilmek de not albayı kolaylaştırır. Kimi öğretmenler konulan olduğundan daha karmaşık, hızlı ya da soyut kavramlarla anlatmaktan hoşlanırlar. Öğrenci, öğretmenin anlatım özelliğini önceden bilirse, not
Ders, konferans ya da radyo, TV gibi yayın araçlarında yapılan konuşmalardan not alma yoğun bir dikkati gerektirir. Anlatılanların çabucak kavranması ve ana düşüncelerinin saptanarak, buradan yan düşüncelere ulaşılabilmesi için konuşmayı titizlikle dinlemek ve bu dinleme sırasında da gerekli saptamaları yapmak zorunludur. Kısaca, not alma öncesinde ve sırasında dinleme, edilgin değil; etkin olmalı ve yazarken öğrencinin kafasında kimi soru işaretlerine yer kalmamalıdır. Dinlemede dikkat o denli konuya verilmelidir ki; önce konuşulanlar anlaşılmalı, çağrışımlar yapılmalı ve sonra da hükümler vererek sorular sorulmalı ve hepsinden sonra da bir düşünce bütünlüğüne varılmalıdır. Böylece; konuşanın yöntemi, amacı, yeni bir düşüncenin ne zaman ileri sürüldüğü, kolayca ve başka bir uyarıcıya gerek duyulmadan anlaşılabilmelidir. Bundan sonra öğrenilenleri yazma ise, çok uzun bir süre almadan, ders arasında verilen küçük dinlenme aralarından ya da yazma için bırakılan süreler
HALKLA İLİŞKİLER KAVRAMI;İster özel ister kamu kuruluşu olsun, her kuruluş, toplumsal bir çevre içinde yer alır; bir yandan çevreyi etkiler, bir yandan da aynı çevreden etkilenir. Halkla ilişkiler; kuruluşun çevresiyle ilişkilerini, çevrenin kuruluş amaçları, işlevleri ve örgütsel davranış üzerindeki etkilerini öğrenmesiyle, kuruluşun çevresini etkilemesiyle ilgili anlayış, davranış ve yöntemleri içeren bir kavramdır. Bu nedenle halkla ilişkiler her kuruluşun, kuruluş yönetiminin çevreyi bilmesi, değerlendirmesi ve çevredeki değişimler karşısında sürekli önlem alması açısından önem taşır. Halkla ilişkiler aynı zamanda kuruluşun amaç, politika ve etkinliklerinin çevreye anlatılması ve benimsetilmesinde önemli bir role sahip bulunmaktadır. Halkla ilişkileri bu iki yönlü özelliği ile kuruluşların çevreleriyle ilişkileri içinde yer alan bir yönetsel işlev olarak kavramak gerekir.
"Halkla ilişkiler nedir?" sorusuna somut yanıt vermek zordur. Tanım
Dalgınlık, bireyin çevresinde olup bitenleri ayrımsayamayacak kadar düşüncelere dalmış olması ya da dikkatini belirli bir konu üzerinde toplayamaması durumudur.
Dikkatin toplanmasını engelleyen nedenler, dalgınlığa yol açan nedenler olarak düşünülebilirler.
Dalgınlığın başlıca nedenlerini iki grupta ele alabiliriz.
1. Çok önemli olmayan kimi küçük sorunlar sizi rahatsız ediyor ve dikkatinizi konuya vermenizi engelliyor ya da güçleştiriyor olabilir. Sözgelişi bir yere gidilecek, bir arkadaşınızla telefon-laşılacak olunabilir. Bu durumda yapılacak iş, sizi rahatsız eden ve zihninize takılarak dikkatinizi toplamayı güçleştiren sorunları olanaklar ölçüsünde öncelikle çözümleyerek ortadan kaldırmak-
Bunun için, eğ
Öğrencinin yaptığı çalışmaya kendini vermesi, her şeyden önce, o işin üstesinden geleceği konusunda kendisine güvenmesini gerektirir. Yetersizlik duyguları içindeki bir öğrencinin, başarı sağlamak için, dikkatli bir çalışma ortamı içinde bulunması güçtür. Bu yönüyle, verimli çalışmada öğrencinin kendine güvenmesinin önemi hiçbir koşulda yadsınamaz. Güven eksikliği olan bir öğrencinin, yapacağı işte kendine güven duymasının en iyi yolu, o işi başaracağına kendisini inandırmasıdır. Bunun için kişinin kendine güven sağlayabilecek kadar küçük, ancak etkili kimi çareler araştırıp bulması gerekir.
Böylesi bir kişinin, örneğin aynı konuda daha önce sağladığı bir başarısını düşünmesi ya da yapacağı çalışmayla elde edilecek sonucu bir an için düşlemesi, vb. biçimdeki iç telkinler yararlı olabilirler.
Öğrenmenin temeli, dikkatin konu üstüne toplanmasına dayandığına göre; konuya kendini ve
Uygun zamanı kolla. Her zaman her şeyin bir zamanı vardır. Hiçbir şey zamanı gelmiş bir düşünceden daha güçlü değildir. İşte akıl burada başlar, bir komutan güçsüzken savaşa girmez, geri çekilmeyi bilir. Düşmanı güçsüzken onu savaşa zorlar. Hayat da böyledir. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]