• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Değer Vermek

Kişisel Gelişim

Şöyle bir söz vardır. Gözüne kibriti veya bir çöpü çok yaklaştırırsan, ormanı göremezsin. Küçücük bir şeye olduğundan fazla değer verirsen; ondan, mukayese edilemeyecek kadar değerli olanları göremezsin. Bundan dolayı gözümüzün önündeki şeylerin arkasına ara sıra bakarak, küçük şeyler uğruna neleri kaybettiğimizi görürüz. İleride ‘Tüh! Ne büyük hazineleri kaybetmişiz.*.' dememek için şimdiden, şu soruları kendimize soralım. ‘Hayatımızda en fazla neye zaman ayırıyoruz? Bu zaman ayırdığımız şeyler gerçekten zaman ayırmaya değer mi? Bunlardan çok daha fazla zaman ayrılması gereken konular var mı? Kendime rehber edindiğim, modellediğim insanlar, en çok neye zaman ayırmışlar?’ Öğretmen arkadaşlara ‘Niçin kitap okumuyorsun?’ diye sorduğum da, ortak klişe cevap hazır: ‘İnan ki zamanım yok. Zaman bulsam okurum.’ diyor. Ben de: ‘Dün akşam ne yaptın, anlatır mısın?’ dediğimde bana filmlerden bahsetmeye başlıyor. Demek ki zaman yok demek 'Boş işlere zaman var, dolu işlere yok.' demek ol

Müzikle Tedavi

Kişisel Gelişim

Tarihsel olarak incelendiğinde büyüsel, dinsel, askeri ve eğlence amaçlı olarak kullanılan müziğin hastalıkların tedavisinde de kullanılmış olduğu görülür. Eski çağlarda hastalıkların iyi edilebilmesi için çeşitli tedavi yollarını denemiş olan insanoğlu, bilgilerinin ve inançlarının ışığında, müziğin de hastalıkların tedavisinde etkili olabileceğini düşünmüş ve kullanmıştır, çünkü insanlar müziğin rahatlatıcı, yaşama renk katan ve insanın ruh sağlığında olumlu bir işlevi olduğuna inanmışlardır. İlkel kabilelerin yaşayışlarında ruhi varlıklar önemli rol oynamış, hekimler çeşitli bitki, ilaç, müzik ve dansı kullanarak hastalarını iyileştirmeye çalışmışlardır. Birçok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın

Bahaneler

Kişisel Gelişim

Bahanelerden Kurtulmak ; Başarılı insan her türlü engele rağmen çalışmaya devam edendir, ilerlemenin durdurulduğu yer, engellerin bahaneye dönüştüğü yerdir. Bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük karşılaştığı zorluklara teslim olmasıdır. Dünya kar ve tipi ile karşılaşmak zorunda kalmadığı bir kış yaşamamıştır. Hayat engellerle doludur ve kim olursa olsun, tüm insanlar bir gün mutlaka o engellerle yüzleşeceklerdir. Zengin veya fakir, meşhur veya unutulmuş bir insan olsun herkes, hayat yolunda aynı geçit vermez dağlarla yüzleşecektir. Bazıları hayatın dağlarıyla erken yaşlarda yüzleşirler. Onlar erken yaşlarında yukarılara baktıklarında zengin ailelerin çocuklarının kendilerini geçtiklerini düşünür, kaderlerinin kendilerine adaletsiz davrandığını sanırlar, ama yıllar geçer; çıktıkları zirveden aşağıya bakarlar. Bir zamanlar çok yukarıda gördükleri insanların küçük tepeleri bile aşamayışlarına hayret ederler. Başarının gerektirdiği ücreti ödemekten k

Sevgi, Barış Ve Mutluluk

Kişisel Gelişim

İnsanoğlu kendi yaşamının anlamını ve kendi tanımını belirlerken diğer insanlarla olan ilişkilerini de anlamlandırmak durumundadır. Varoluşçu psikologlar kendini gerçekleştiren insanı tanımlarken onun başka insanlar (ötekiler) kavramına fazlasıyla önem verdiğini irdelemişlerdir. Söz gelimi Abraham Maslow, insanın kendini gerçekleştirmesinin bazı tutumlara bağlı olduğunu irdelerken insanın rasyonelliği ile duygu, değer yüklü moral yanını uzlaştırmaktadır. Ona göre kendini gerçekleştirmek en temel gereksinim olup; hoşgörülü olmak, dünyayla bütünleşmek, yetilerinin bilincinde, yaratıcı, aktif ve sorumlu olmak, kendine güven duymak, dünyadan bağımsız olmak, özgür olabilmek, problem görmek, bunları çözümlemek ve mutlu olmak gibi tutumların ateşleyicisidir. Yapılan araştırmalarda bu tutumları geliştirmeyen bireylerde kaygı düzeyinin (anksiyetenin) arttığı görülmüştür.

Ölenleri Övgüyle An.

Kişisel Gelişim

Unutma ki, ölenler gerçekte ölmezler ve ruhları her zaman sizin sözlerinizi duyar. Onlar zaten yaptıkları kötülüklerden pişmanlık duymaktadır ve tek bekledikleri affedilmektir. Onların acı çekmesini istemiyorsanız, onlar diriyken size kötülük yapmış bile olsalar yaşadıkları büyük pişmanlıktan dolayı onları affetmeli az da olsa iyi yönleri hatırlanmalıdır. Çünkü onların ruhları artık kafeslerinden kurtulmuş ve Tanrı katına çıkmıştır. Sadece bu neden bile onları iyi anmak için yeterlidir. Alçak düşürücü kazanç yerine kaybetmeyi tercih et; çünkü kayıp bir kez acı verir, ötekiyse her zaman. İnsan için en önemli şey itibar ve vicdandır. Biri yani itibar bir kez elden gitti mi, insanların sevgi, saygı ve güvenini kaybettiniz mi, onları bir daha hiçbir para ile geri elde edemezsiniz. Vicdan ise ruhumuzun bir parçasıdır ve öldükten sonra bile yaptıklarımızdan acı duymamıza neden olur, insana pişmanlık duygusunu yaşatır. Hiçbir maddi değer, manevi değerin yerini tutama

İyi Tavsiyelere Kulak Verin

Kişisel Gelişim

Bir Sultan iyi tavsiyeleri alçakgönüllülükle kabul etmeli ve hatalarını düzeltmeli. Sultan Haleni, iyi bir yönetici ve tenkitleri kabul eden çok kabiliyetli bir imparatordu. Bir defasında birine çok kızdı ve o kişiyi öldürmek" istedi! Bir Saabi bilgesi olan Hermason bunu yapmaması için onu ikna etmeye çalıştı, fakat o fazla kızgındı, dinlemek istemedi ve kendi elleriyle o kişiyi öldürmeye çalıştı. Cesur Hermason cesaretle birkaç defa onu durdurdu ve Sul' tan buna kızarak saraya döndü. Biraz zaman geçip sakinleştikten sonra, Hermason'u çağırdı ve ondan özür diledi. O içtenlikle bilgeye, "Senin gibi bir bilge öğretmene sahip olduğum için artık hiçbir şey için endişelenmiyorum." dedi. Bir başka sefer, Sultan bir saray görevlisine kızdı ve Hermason'un önünde o görevliyi kamçılama emri verdi. Hermason onu durdurmaya çalıştı ve "Sultanım, bu kişi şerefli bir kişidir ve bugüne kadar hiç hata yapmadı. Lütfen onu affedin." dedi. Sultan, bu yalvarmayı dinlemedi. Hermaso

Alçakgönüllülük

Kişisel Gelişim

Bir zamanlarda ünlü bir keşiş vardı. Bir gün, kendisini ziyarete gelen bilgini kabul etti. Bu bilgin kendini çok beğenmişti, durmadan konuşup, keşişe aydınlandığı şeyleri anlat' maya çalıştı. Keşiş sabırla dinledi ve aynı zamanda bilgine çay doldurdu. Çay fincanı çoktan dolmuştu fakat keşiş doldurmaya devam etti ve çay o fincandan taştı. Bunu görünce, bilgin hemen, "Çay taştı!" dedi: Keşiş nazik bir şekilde kendi kendine dedi ki: "Oh, bu çay fincanı çoktan doldu, o zaman daha fazla doldurulmaz." Çok zeki olan bu bilgin gerçeği hemen kavradı. O, kendinden hoşnut ve kibirli davranışını hemen düzeltti ve alçakgönüllü olarak keşişten nasihat dinlemek istedi, sonunda birçok faydalı şey öğrendi. Eğer bir kişi söylediklerinden hoşnutsa, nasıl ilerleyebilir ve kendisini geliştirebilir ki? Bu yüzden kişi alçakgönüllü olmalı, kendinden hoşnut ve kibirli olmasına izin verilmemeli diye söylenir. Çok ünlü bir Saabi öğretisi, "Kibir zarar verir, alçak gönüllülük fayd

 1 2