Tarihsel olarak incelendiğinde büyüsel, dinsel, askeri ve eğlence amaçlı olarak kullanılan müziğin hastalıkların tedavisinde de kullanılmış olduğu görülür. Eski çağlarda hastalıkların iyi edilebilmesi için çeşitli tedavi yollarını denemiş olan insanoğlu, bilgilerinin ve inançlarının ışığında, müziğin de hastalıkların tedavisinde etkili olabileceğini düşünmüş ve kullanmıştır, çünkü insanlar müziğin rahatlatıcı, yaşama renk katan ve insanın ruh sağlığında olumlu bir işlevi olduğuna inanmışlardır. İlkel kabilelerin yaşayışlarında ruhi varlıklar önemli rol oynamış, hekimler çeşitli bitki, ilaç, müzik ve dansı kullanarak hastalarını iyileştirmeye çalışmışlardır. Birçok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın
Meditasyon Yapın, Bulacaksınız, Dua, Tanrı 'yla konuşmaktır. Meditasyon ise Tanrı'yı dinlemektir.böylece, kendimi araştırmakta kullandığım ilk alet ya da alıştırma meditasyon oldu. Gazeteci dostlarım ve etkili, güzel konuşma yeteneğine sahip alaycı tanıdıklarım meditasyona ‘daldığımı’ ilk öğrendiklerinde bana ifadesiz yüzlerle bakıp, ‘Oh,’ ‘Öyle mi?’, ‘Uh-huh’ gibi müphem karşılıklar verip çabucak konuyu değiştirdiler. Itrinden birkaç tanesi ise ‘Oh, harika!’ diye tepki gösterdi ama aslında çok verimli olabilecek bir sohbeti sürdürmekten kaçındı. Gerçekten sevdiğim kişiler ise gözlerime bakıp, ‘Shirl, meditasyon dediğin şey nedir? Yani meditasyon yaptığında ne yapıyorsun?’ diye sordular. Öyleyse, önce meditasyonun ne olduğundan başlayalım. En basit şekilde açıklarsak, benim için meditasyon, sessizce içe yönelebilmek için bedenimi ve zihnimi gevşetme sürecidir. Bunun olabilmesi için, sessiz bir yere ihtiyaç duyarım (en 'azından, başlangıçta, örneğin kalabalık bir hava
Yunanca kökenli bir kelime olan 'fobi'nin bire bir çevirisi korkudur. Fobi kavramı psikolojide irrasyonel (gerçekçi olmayan, akıl dışı) ve aşırı korkular için kullanılır. Gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karşı aşırı korku duyma ve kaçınma davranışında bulunmaya fobi denir. Fobik kişiler belli bir durum, nesne veya aktivite ile karşılaştığında aşırı anksiyete duyar. Kişiler korkularının saçma olduğunun farkındadır, ancak korkularını mantıksal düşünerek engelleyemezler. Bu korkular fobik kişilerin günlük işlevlerinde bozulmaya neden olur. Fobiler toplumda sık görülür. Araştırmalarda toplumda %10 oranında fobik olduğu söylenmekle birlikte tahminen bu değer %25 dolayındadır. Araştırmalarda fobi sıklığının beklenenden düşük çıkmasının en önemli nedeni, bu kişilerin hastalıklarının farkında olmaması ve tedaviye başvuruların az olmasıdır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür.
Fobi türünden bir korku, kişinin yaşan
Günümüzün tanınmış sosyologları, bir kadının, evindeki görevlerini yerine getirmekle saygınlığını arttıramayacağını iddia etmektedirler. Bir kadın, bu görevleri ne kadar mükemmel yaparsa yapsın toplum bunu takdir etmiyor veya etmek istemiyor. İşte, bunun etkisi sonucunda günümüzün kadını nisbeten pasif kalmıştır. Gerektiğinde, "Ben sadece bir ev hanımıyım" sözlerini biraz kızarak sarf etmektedir.
Halbuki ev kadınlığı dünyanın en saygın mesleklerinden birisi değil midir? Gerek birey olarak kadın, gerekse toplum için bundan daha önemli, daha anlamlı ve daha takdire değer bir başka görev olabilir mi?
Bütün zamanını kocasına, çocuklarına, yuvasına harcayan bir kadın bununla gurur duymalıdır. Oynadığı rol, bir aktristin sahnede aldığı rolden çok çok farklıdır. "Sadece bir ev kadını" sözü büyük meziyetleri ifade eder.
Ev kadını olmak bir faz
Kocanıza Anlayışlı Davranın, Yardım Elinizi Uzatın. Bir gün, otobüsteki yolcular, omuzunda av tüfeği ile otobüse binen şık giyimli, ufak tefek bir kadını daha iyi görebilmek için, başlarını ona çevirdiler.
Acaba bu garip hal, reklamcılığın yeni bir şekli olabilir miydi? Yoksa bu yolcu eksantrik bir hanım mıydı? Hayır, hayır... Bu kadın sadece, kocasının müşterilerinden birisine iyilik yapan İdolia Fisher'den başkası değildi. Bu adamın namına tüfeği, kredi için satın alındığı mağazaya iade ediyordu.
Bayan Fisher. "Kocamın bütün gıdası, işine karşı duyduğu sonsuz istektir. Onun bu heyecanını bir parçacık da olsa duymaya çalışıyorum. Yirmi beş yıldır hep ona yardım edebilme fırsatları kolladım. Bu ayıp değil ya!.. Bilâkis son derece hoşuma gidiyor." diyordu.
Bayan Fisher ufak tefek işleri kendisi yapıyor, kocasının enerjisini olur olmaz şeylere harcamasını istemiyordu. Bu gücünü plân ve projelerini gelişti
İş hayatındaki başarısının sırrı sorulduğu zaman: "Yaşadıkça arzu etmenin, heyecan duymanın başarmada daha az bilinen bir sır olduğuna inanıyorum. Başarılı olanlarla olamayanlar arasındaki gerçek hüner, kabiliyet ve zekâ farkının büyük ya da küçük olması değildir. Bunlardan eşit olan iki kişiyi alacak olursak heyecan duyup istek sahibi olanın lehinde terazinin ağır çektiği görülür. Heyecan, ne olursa olsun işinize inanarak sevmek ve onu yapmak için büyük bir arzu duymaktır. İnsan bu coşku ile dört elle işine sarılır. Coşkulu bir kimseye işi, ne kadar zor ve mes'uliyetli olsa da o oranda da zevkli ve eğlenceli gelir." diye cevap vermişti. Bunlar tecrübelere dayanarak söylenmiş sözlerdir. Emerson'un da dediği gibi: "Dünyada hiçbir zaman büyük bir iş coşkusuz olarak başarılmamıştır." Bebeğini doyurma heyecanı, isteği değil midir anne göğsünden süt akıtan? Hiç arzu duymasaydı insan,,olur muydu yok iken var? Büyük bir istek ve heyecanla s
Etkili dinleme; dinlemeye hazırlanmayı, dikkati konu üzerinde toplamayı ve dinleme amacının belirlenmiş olmasını gerektirir.
Dinleme Hazırlığı
Dinlemede etkililiğin sağlanması için gerekli ön koşullardan birisi, "dinlemeye hazırlanmaktır."
Dinleme hazırlığının iki yönü vardır. Birinci yön, dinlenecek konuya ilişkin ön bilgi sahibi olmak üzere yapılan hazırlıktır.
Öğrencilerin, derste o gün anlatılacak konu için, evlerinde konuyla ilgili bilgi toplamaya yönelik olarak yapacakları hazırlık bu türdendir. Öğrencilerin ilgili konuya (konunun ne olduğuna, özelliklerine, ana düşüncesine, vb) ilişkin ders ve yardımcı ders kitaplarından yararlanarak ya da harita, resim, çizelge, vb. inceleyerek yahut gözlem ve görüşme yoluyla elde edecekleri ön bilgileri; dinleme anında, konu üzerine dikkatlerini toplamayı kolaylaştırır. Bu yol öğrenc