• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Bilimin Tarih İçindeki Kişisel Gelişim

Kişisel Gelişim

İlk bilimsel çalışmalar Çin ve Hint'te başlamış daha sonra Mısır ve Mezopotamya'da devam etmiş; bu coğrafyalarda astronomi, tıp, topografya, matematik, mühendislik gibi bilimlerin temelleri atılmıştır. Antik Yunan dünyasında doğa filozoflarının ilk nedenden yola çıkarak yaptıkları spekülatif doğa açıklamalarıyla oluşan doğa felsefesi Antik çağda olduğu gibi Orta Çağda da doğa bilimi olarak anlaşılmıştır. Bu dönemde filozofların hem felsefeyle hem de müzikten fiziğe kadar pek çok alanın olgularıyla ilgilendikleri görülmektedir. Pythagoras matematiğin, Archimedes de fiziğin temellerini atmıştır. Pythagoras, matematik ile müzik arasında bir bağlantı kurmuş, evrenin bir sayı uyumu olduğunu; kozmolojik düzenin temelinde matematik orantılar bulunduğunu ileri sürmüştür. Pythagorasçıların daha sonraki büyük başarıları astronomide olmuş; yeri evrenin mer

Sayı Korkusu

Kişisel Gelişim

"Matematik", "hesaplama", "cebir", "kesirler", "iki den fazla haneli bölme", "çıkarma", "çarpma", "toplama" ve sayılar dünyası ile ilgili daha birçok benzeri sözcük, onları duyan insanların yarısından çoğuna korkudan küçük sancılar vermektedir. Neden? İyi ki bu alanda temel yeteneksizliğimiz olduğundan değil, matematikten "uzaklaşmaya eğitildiğimizdendir". Okulda matematiksel konular "akademik", "zor" ve "sadece gerçek beyinlere göre" şeklinde tanımlanmaktadır. İlk dönemlerde birçok çocuk çarpım tablolarını tekrar tekrar ezbere okumaktan çok çabuk sıkılıyorlar, başkaları ise ilk hesaplamalarının bazılarında başarısızlığa uğradıklarından, bu işte "iyi olmadıklarını" varsayıp başka konulara dikkatlerini yoğunlaştırıyorlar. Matematikle olan sorunlarımıza eklenen bir de sayıların özellikle erkeklerin sahası olduğu varsayımıdır. Bir çok okulda kızlar matematiği ilerletmekten aktif olarak caydırılıyorlardı. Gerçeklerden ziyade batıl inanç ve varsayıma dayalı olan bu karar,