Ülkemizde gün geçtikçe daha sık duyulmaya başlanan koçluk kavramı kişinin performansını artırmayı amaçlayan bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Yöneticiliğin bir boyutu olarak kurum içinde kullanılabilen koçluk, aynı zamanda danışmanlar tarafından her kesime hitap eden bir hizmet olarak da sunulabiliyor. Pfizer, Unilever, American Express, Philips gibi dünya devlerinin yöneticileri koçluk yöntemlerinden faydalanıyorlar.
Birçok şirket hızla değişen dünyamızda eğitimli iş gücünün geleneksel yöneticilik modeliyle idare edilemeyeceğinin bilincine varmış durumda. Bu da liderlik kavramı ile birlikte koçluk kavramını beraberinde getiriyor. Koçluk en kısa ve öz anlatımla ‘istenen performansa ulaşmak için koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisi’ olarak tanımlanabilir. Amacı danışanın kendi belirlediği hedefe, koçun desteğiyle ulaşması ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir. Süreç boyunca danışan kendisini dah
ABD’li hipnoterapist David J. Lieberman, “Size Kimse Yalan Söyleyemez” adlı kitabında, kandırılanlar için “Yalan dedektörü” olmanın ipuçlarını veriyor Klinik psikoloji alanında dünyaca tanınan ve kısa süreli terapide devrim niteliği taşıyan ’Nöro Dinamik Analiz’in yaratıcısı Lieberman’ın ilginç bilgiler içeren kitabı, Kuraldışı Yayıncılık’tan piyasaya çıktı. Kitabında insanoğlunun günümüzde kandırmaca dolu bir dünyada yaşadığına dikkati çeken Lieberman, ’Birilerinin bize yalan söylemesine engel olamayız ama bizi inandırmalarına engel olabiliriz’ görüşüne yer veriyor. Kitabın her bölümünde yalanın farklı bir yüzünün ortaya konulduğunu belirten Lieberman, kitaptaki yeni teknikler sayesinde herkesin kendilerine yalan söylenip söylenmediğini anlayabileceğini kaydediyor. YALAN SÖYLÜYORSA…
Günümüz işletmelerimizin en önde gelen 2 sorunu; “kar etmek” ve “rakiplerini geçmek”. Ben bu iki sorunu bir arada çözmek gerektiğine inanıyorum; yani “rakipleri karlı cirolarla geçmek”. Bunun nasıl olabileceğini, karlardan fedakarlık etmeden rakiplerimizi nasıl geçebileceğimizi, seminerlerde sunduğum sistemi şöyle özetliyorum. Karlı cirolarla rakipleri geçmek, yani karlı cirolarla “arayı açmak” için, önce üç konuda karar vermek gerekiyor. 1. Çalışanlarımıza rakiplerimizin önene geçme isteğimizi “benimsetme YENI YÜZYIL DA PAZARLAMA TRENDLERI Satış ve pazarlama ülkemizde anlaşılmayan bir kavramdır. Ülkemizde halen “satışçılar” “pazarlamacı” olarak anılmakta. Bu konudaki bilgi eksikliği sebebiyle tüm kavramlar birbirine karışıyor; aynen inovasyon ve marka gibi kavramlar ülkemize getiriliyor, ama i
Koçluk (Coaching), kişilerin yaşamsal farkındalığını arttırarak potansiyel kaynaklarını keşfetmesini sağlayan, yaşamındaki maksimum performansı yakalayabilme amacı ile ulaşılabilir hedeflere ve olasıklara odaklanan, planlı bir gelişim sürecidir. Koçluk Türkiye’de son bir kaç yıldır yaygınlaşmaya başlamış bir yöntemdir. Günümüzde pek çok konuda koçluk çeşidi vardır. Bunlardan bazıları; yaşam, öğrenci, ebeveyn, performans, satış, girişimci, sporcu, ilişki koçluğu'dur. Koç (Coach), kelime olarak “bir yerden bir yere taşıyan” anlamına gelmektedir. Koç, danışanın alışmış olduğu düşünce yapısını zorlayarak farklı bakış açıları yakalamasını ve davranışsal becerilerini geliştirmesini sağlayan yol arkadaşıdır. Koç danışana yol arkadaşlığı yaparken, fikir vermez; kişinin cevaplarını kendine buldurur çünkü danışanının iç kaynaklarına ve dolayısı ile mükemmelliğine inanır.
Belki siz de bir çok kişi gibi, hayattaki başarı ve mutluluğun, çalışma, beceri ve sebat etme gibi özelliklere bağlı olduğunu düşünüyorsunuzdur. Ama bana sorarsanız, bu inanış tamamen yanlıştır. Başarı ve mutluluğu belirleyen en önemli etken, elbetteki yetenektir. Ama bu yetenek kendini, bir işi başarma yönünde değil de, başarıyı zihinde canlandırma ve onun hayalini kurabilme (tahayyül etme) özelliği olarak göstermek zorunda. Genelde insanlar, bazı şeyleri niçin ve nasıl başaramayacaklarını hayal ederler. Çoğu kişi, kendilerini daha düşünce planında başarısızlığa mahkûm etme, isteklerinden vazgeçme ve hayatla mücadeleden kaçma konularında ustalaşmalardır. Daha bir işe girişmeden, tüm güçlerini yok edici düşünceler üretmeye başlarlar: • Bunu yapmam mümkün değil, başkaları ne derler yoksa?
Yenilgi, Kazanacak Olmanin Garantisidir Yenilmeyi Hazmedemeyen Basariyi Hic Bulamaz, Dostum Kalk Dustugun Yerden Bir Nefes Al Derinden Sil Intikam Ve Nefretini Yuru, Hep Ileri Yuru Alnin Acik, Yuregin Pak Hirsini Dustugun Yere Birak Simdiden Basardin Bile Bak…! Basarirsan Varsin, Basaramazsan Yok Basarirsan Yasarsin, Basaramazsan Cik! Basarirsan Namin Yurur, Adin Bas Olur Basaramazsan Toprak Olur Tas Olur Basarirsan Oykun Yazilir Filmin Cekilir Basaramazsan Kanin Emilir Iligin Cekilir Hayattaki Isteklerime Ve Beklentilerime Bakinca Hepsini Basariyla Gerceklestirdigimi Goruyorum. Sanirim Ben Ne Istedigimi Biliyorum. Hayatta Basarinin Sirri Her Seyden En Az Bir Kez Suphe Etmekmis. Ben Soylemedim Bu Lafi Buyuk Descartes Soylemis. iyi Demis, Hos Demis Teeeee, Galiba Descartes Seni Hic Gormemis. Insani Buyuk Yapan Kendi Azmi Ve Sabridir.
Meditasyon’un oldukça çok türleri mevcuttur:1-) Bunlardan biride kişinin kendi kendini telkin (autosuggestion) yapmasıdır ki bu oldukça etkili bir yöntemdir. Kişi bu metodu kendi üzerinde tatbik ederse zamanla etkisini görür. Fransız asıllı Dr. Kuhne bu metodukeşfetmiş ve hastalarını 3-5 x 20 defa Ben her gün daha keşfetmiş ve hastalarını 3-5 x 20 defa Ben her gün daha iyiyim (Es ceht mir immer besser und besser) veyahut ta „ Ben her durumda her şarta ve de her zaman daha iyiyim gibi değişik fakat hep olumlu ve de aynı sözlerle hastalarını tedavi etmiştir. Kendi kendine telkin veya orojenik telkin diye bileceğimiz bu metotla kişi beyni dahi istediği gibi programlayabilir. Tabi ki bu zaman ve konsantrasyona bağlı bir durumdur. Asrımızın en büyük psıko-terapistlerinden Dr. Joseph Murphy'de hastalarını bu şekildetedavi etmiştir. Kişinin bun