Subliminal (Telkin) kelimesini açmak gerekirse; genelde yapmak istenip de yapılamayan eylemleri, bilinçaltına direkt etki ederek davranışların bilinçli biçimde yapılır hale getirilmesi aşamasıdır. Normalde tüm kişiler yaşamının ortalama yüzde 80 ini bilinçsizce geçirirler. Bizim davranışlarımızı etkileyen bilinçaltımızın şekillenmesi çoğunlukla yaşadığımız geçmişe dayanır. Bir kişinin hiç tanımadığı insanların karşısında durup dururken kekeleyerek konuşmasının sebebi genellikle geçmişinde yaşadığı olaylarla alakalıdır. İnsan sorununu çözmek ister lakin asıl nedene ulaşamadığı için tüm çabası başarısız olmaktadır. Davranışlarımızı etkileyen bilinçaltımızın şekillenmesi genellikle geçmişimize dayanır. Bir insanin hiç tanımadığı insanlar karşısında durduk yere kekemelik yasamasının nedeni genellikle seneler öncesinde yaşadığı olaylarla ilgilidir. Birey bu sorununu ortadan kaldırmak ister lakin asil nedene inemediği için çabaları hep başarısız olur. Böyle durumlarda psikan
Pozitif düşünce ve söylemleri ise beyin nazlanarak almaktadır. Bunun sebebi genelde yetiştiriliş tarzımızdır. Daha küçükken annelerimiz babalarımız veya aile büyüklerimiz tarafından, öcüler hortlaklar gelir seni alır, seni iğneciye söylerim şeklinde ürküten negatif sözlerle yetiştirildik. Tabiki onları suçlamak olmaz. Onlar da kendi büyüklerinden, ailesinden ne gördülerse bizlere de bunu aktarmış oldular. En azından bundan böyle yeni nesiller olarak bizler yeni düşünceler üretmeli ve güne uyarlanmış yeni cümleler söyleyebilmeliyiz. Kendi çocuklarımızı ve hatta torunlarımızı da bu şekilde eğitebilmeli ve de yetiştirebilmeliyiz. Subliminal telkinler günümüzde uygulama kolaylığı, pratikliği, ucuzluğu ve kolay ulaşılabilirliği gibi nedenlerle gittikçe daha çok kişinin dinlediği bir sistem olma yolunda ilerlemektedir. Hiç dinlemeyenler merak edip en az bir kere denerken, daha önce dinleyenler ise artık bir çok konuda mp3 telkin dinlemektedirler. Subliminal telkin, herh
Subliminal mesajların tehlikesi kullanım alanlarına göre farklılık gösterir. Eğer bir reklam şirketi sübliminal içerik kullanıyorsa, bu çok tehlikeli olabilir. Çünkü reklamı gören ya da duyan kişi reklamın içindeki telkinde neler geçtiğini bilemez. Bu da bilinçaltımızı hiç tanımadığımız insanlara emanet etmekten başka hiç bir şey olmaz. Sonuç olarak kişi ağır depresyona girebilir, kendine ya da çevresindekilere zarar bile verebilir. İnsan kulağı sadece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. İnsan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir. Dikkat ediniz : “duyabilecek” demiyoruz, algılayabilecek diyoruz. Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder. Subliminal mesajların
Telkin öyle bir fikir aktarılmasıdır ki sonunda fikrin aktarıldığı kişi, mantıklı bir sebebi olmadan ve inançla kendisine aktarılmış olan fikri kabul eder. Hemen hemen herkes kendi içine bakınca herhangi bir mantık sonucu değil, sadece başkasının veya dış kaynaktan gelen telkinin sonucu türlü türlü inanç, fikir ve düşünce sahibi olduğunu görür. Ama çoğu zaman, örneğin kullandığı parfüm markasının en iyisi olduğu kanısının bir dost veya reklam sonucu olmayıp, kendi kararı olduğunu düşünür. Telkin altında kalma eğilimini birçok faktör etkiler. Çocuklar daha kolay telkin altında kalır. Telkin kelimesini açacak olursak genellikle yapılmak istenipte yapılamayan eylemlerin bilinçaltına ditekt etki ederek davranışların bilinçli olarak yapılır hale sokulması aşamasıdır. Normalde bütün insanlar yaşamlarının hemen hemen %80’ini bilinçsiz bir şekilde geçirirler. Bizim davranışlarımızı etkileyen bilinçaltımızın şekillenmesi genellikle geçmişimize dayanır. Bir insanın hiç tanımadığı insa
Subliminal (telkin), bireye hangi durumlarda nasıl davranması gerektiğini, neden ve niçinleriyle birlikte verir. Kişinin davranış normları yeniden oluşturulur. Bu çalışma kısa, masrafsız ve pratik olmasına rağmen bir o kadar da sabır ve irade gerektirir. Çünkü ortada çok zorlu bir rakip vardır. Bilinçaltı. Siz bilinç üstünüzde her şeyi tekrar inşa edebilirsiniz. Fakat asıl temel malesef hala yerinde durmaktadır. Mutlaka karşı koyacaktır. Bu durum pek de fark edilemeyen yeni bir iç savaşa neden olur. Telkin zihnimizde iki türdür. Birincisi pozitif, ikincisi ise negatiftir. Beyin malesef negatifleri daha çabuk alır ve işler. Pozitif düşünce ve söylemleri ise beyin nazlanarak alır. Böyle olmasının nedeni genellikle çocukluğumuzdan beri yetiştiriliş tarzımızdır. Bireyin duyu organlarıyla algılayamadığı, yalnızca bilinçaltının algılayıp şartsız koşulsuz kalıca hafızaya aktırdığı gizli mesajdır. Bu sayede birey, verilen telkinin içeriğine göre o konu hakkındaki düşünce
Bilinçaltımızı tanımadan insan gerçeğini doğru anlayabilmemiz zordur. Diğer bir deyişle kendimizi tanımamız, düşünce, duygu, davranış ve bedensel durumumuzun oluşumunda önemli derecede etkili olan bilinçaltını tanımakla mümkün olacaktır.
Bilinçaltı olumsuz yönergeleri algılayamaz. Özellikle çocuklarla olan iletişimde buna dikkat etmemiz gerekiyor. Eğer yönergelerimizin bilinçaltını da kapsayacak şekilde etkili olmasını istiyorsak bu, kesinlikle olumlu olmalı. Örneğin, “Pembe bir fil düşünme” dediğimizde alt beyin bölgesi bilinçten bağımsız olarak hemen pembe bir fil imgelemeye çalışacaktır.
Bilinçaltı genellemeler yapar. Özel olaylardan hareketle genel yargılara ulaşır ve daha sonraki aşamalarda dünyayı bu genellemeler sonucu oluşmuş ön kabuller algılar. Otoriter devletler eğitim sürecinde öğrencilerin bilinçaltında bu tür genellemeler aracılığıyla ön kabuller oluşturmaya çalışır.
Gün içindeki dav
Bilinçaltımız sezgilerimiz aracılığıyla bizimle konuşur. Bilinçaltımızdan rehberlik veya yardım istediğimizde, bir dürtü, ilham veya önsezi hissederiz. Bilinçaltımızı programlarsak, rüyalar şeklinde cevaplar da alabiliriz. Sezgisel olarak, bir mesaj olduğunu anlarız. Hayatınızda bir şeyi gerçekleştirmek istiyorsak önce kavramak yani ne istediğimizi tam olarak tespit etmek, sonra olmuş gibi inanmak ve daha sonra da bunun için şükretmek gerekir. Kendiniz için olmasını istediğiniz şeyi bir yere yazın. Bilgisayarınızdaki ekran koruyucuya, cep telefonunuzun açılış mesajına veya gün içinde sıkça görebileceğiniz bir yerlere koyun. Her gece, aynı yaratıcı imgelemeyi düşünün, gördüklerinizi görün, duyduklarınızı duyun ve hissettiklerinizi hissedin ve istediğiniz yerlerde değişikliklerinizi yapın. İstediğiniz şeyin gerçekleşeceğine güvenin. Başaracağınızı Siz de göreceksiniz. Bilinç ile bilinçaltını karşılaştırdığımızda bilinçaltının, varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dah