İlerlemek İçin Uğraşmak. Bir şeyle uğraşmıyorsanız o işte ilerlemeniz mümkün değildir. O işle ilgili sırlar, bilgiler, tecrübeler, tahminler, engeller ancak işin içindeki insanda birikebilir. Dolayısı ile işin içinde olmak, işte ilerlemek için ilk şarttır. Kim neyle uğraşıyorsa o işte ilerleyebilir, ilk engeller, başarısızlıklar, zararlar bir mağlubiyet, bir saf dışı kalmak değildir. İş tarafından terk edilmek hiç değildir. O engeller, başarısızlıklar, zararlar, uğraşmanın ta kendisidir. İşin parçasıdır bunlar. Olgunlaşma belirtileri, o işi kavrama izleridir. Bir işte ilerlemek isteyenler o işle "uğraşmak" zorundadırlar. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Tam Kapasite İçin, Şartlarının Gözetilmesi Bir Garanti Değildir. Kapasiteyi oluşturan bütün şartların bir arada gözetilmesi kapasitenin tam kullanılması için bir garanti değildir. Dış etkiler de kapasite kullanımını azaltabilir. Fizikî engeller, huzursuzluk, kişisel değer yargılarının önemsenmemesi, yönetim sürecinin kendi yapısındaki hatalar, planlama -organizasyon- örgütleme hataları kapasitenin tam olarak kullanılmasını önleyebilir. Hiçbirimiz her gün iyi olamayız. Dış etkilere intibak için harcadığımız belli süreler vardır. Bu dış etkilere müdahale edilemezse "iyi olamama" sürekli olur. Kapasiteyi oluşturan şartlardaki devamlılık, kapasitenin uygulanacağı şartlardaki devamlılığa bağlıdır. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Kuvvetlerinden Tam Olarak Faydalanılmayan insanların Kullandıkları Kapasite Tamamen Devre Dışı Kalabilir. Bir insanın kendi kapasitesi hakkındaki görüşünün ne olduğunun bilinmesi gerekir. Kendisine verilen göreve bakış açısı, görevi ile ilişkisinin niteliği, büyük ihtimalle bu görüş doğrultusunda oluşacaktır. İş yerinin en büyük ve en önemli "kamyonunu" kullanması gerektiğine inanan birisinin en küçük "aracı" kullanma görevini, nasıl yapacağını tahmin etmek için fazla hayal fücüne gerek yok herhalde. Yeterli kapasiteye sahip olduğunu, diğerlerinden bir adım önde olduğunu fakat buna rağmen kuvvetlerinden tam olarak faydalanılmadığını düşünen birisinin getireceği problemler, kapasitesinin zorlandığını düşünen birisinin getirebileceği problemlerden daha hafif olmayacaktır. Ya kapasiteye uygun görev verilmelidir ya da kapasite ilgili insanın zannettiği gibi dolu değilse, kapasitesi inandırıcı şekilde kendisine tanımlanmalı, beklenti ustalıkla kırılmalıdır. Herkesin işin
1. Bir işe başlamadan önce, o işten sonunu iyice araştır. Yoksa, merdivenin son basamağına çıkıp da merdiveni yanlış yere dayayan pişmanlardan olursun. 2. Colgate firması hesabına sabun satan bir pazarlamacı, hiç cesaretsizliğe düşmeden sabun satmakta başarılı olamadığı bir işe yeniden gider ve daha önce görüştüğü yetkiliye şöyle der: ‘Size tekrar sabun satmaya gelmedim. Geçen hafta size niçin sabun satamadım, merak ediyorum? Acaba eksiğim nedir? Sizinle konuşurken nerede hata yaptım? Lütfen beni tenkit edip, gerçekleri açıkça söyleyiniz ki bir daha aynı hatalara düşmeyeyim.’ Bu adam bugün Colgate-Palmolive Sabun Şirketi'nin en üst yöneticisidir. Acaba başarısız olup da hayatımızın hangi alanlarında biz karşımızdaki insanlardan eleştirilmeyi istedik? Nefse ağır gelen bir şey değil mi! Nefsini yenenler büyük insan olmaya adaydırlar. 3. Bir kişiye görev verildiğinde o kişi verilen görevi tam mükemmel olarak yaparsa, o kişi ileride aranan insan haline
Memleketin ufuklarını saran ümitsizlik bulutlarını gördükçe, Sadi'nin bir hikâyesini hatırlarım. Çünkü o hikâye tam da bizim acı gerçeklerimizi yansıtıyor. Biz atalarımızın azmini geride bıraktık. Sadi'nin kahramanı ise bize lazım olan hakikati ne güzel anlatır: ‘Vaktiyle beş on kafile birleşip çöl yolculuğuna çıkmıştık. Bütün gün doğru dürüst dinlenmeden aralıksız yol aldık. Nihayet akşam olunca bu uzun yolun durağına geldik. Bir geçitte konaklamak için durduk; develerden yükler indiriliyor, kimisi ateş yakıyor, kimisi yemek telaşıyla bir şeyler hazırlıyordu. Ben de yükümü indirmiş, yere çömelen deveme yaslanıp dinlenmeye durmuştum. Çok geçmedi, karşıdan bize doğru gelen bir adamı fark ettim. Adam tek başınaydı, yaklaştıkça telaş içinde olduğu anlaşılıyordu. Meğer bir kafilede oğluyla birlikte yol alırken, çocuğunun kaybolduğunun farkına varmış. Ve hemen geri dönmüş, gelip geçtiği yollarda evladını aramaya başlamış. - İki gündür çöldeyim, ne kadar kerv
Otuz yıl önce, film izleyicilerinin Tarzan olarak bildikleri Johny We-issmuller, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yüzücüsü olarak nitelendi. Tüm dünyadaki doktorlar ve antrenörler ‘Kimse John Weissmuller'in rekorlarını kıramayacak’ diyordu. Elliden fazla rekoru vardı ama bugün Tarzan'ın rekorlarını 13 yaşındaki kızlar kırıyor. 1936 Olimpiyat rekorları 1972 Olimpiyatları için kabul edilme şartı idi. İnsanların vücut yapıları mı değişti? Hayır, insanların beyinlerindeki 'Engeller, sınırlar, barikatlar' yıkıldı. 'Yapamam, kazanamam' düşünceleri yerine, 'Çok rahat yaparım, çocuk oyuncağı' düşünceleri yerleşti. Bir ara televizyon kanallarının birinde 'Arabaya fazla dokunma' yarışı vardı. Yukarıda anlattığım olayın bir benzeri, kısa bir zaman içerisinde orada yaşandı. Birinci yarışmanın sonucunda birinci olan kişi, 57 saat arabaya dokunarak birinci olmuştu. İkinci yarışmada, beş kişi 60 saati geçmişti. Üçüncü, dördüncü, beşinci yarışmalarda 80 saati geçenler çok olmuştu. D
‘Ölmeye değer bir amacı olmayan bir insanın yalamaya değer bir amacı da olamaz.’ Martin Luther King
Bir insanın ölmeye değer amaçları olmalı ki hayatının her anında o amaç uğruna hayata tutunabilmeli. Bir insan vatanı, milleti, dini, namusu için ölümü göze alabilmeli. Vatanının, milletinin adını duyurabilmek için çok çalışmalı.Niçin derse gitmediğini, ders çalışmadığım boyunca öğrenci şöyle cevap verir
- Annem babam Mersin'de tanınmış doktorlar, dedem zaten zengin; şu anda ayrı evde kalıyorum. İki tane dairenin kirasını ben alıyorum. Altımda spor son model araba, yazlığın anahtarları bende. Param yetmediği anda, dedem takviye yapıyor. Evin tek çocuğuyum. Ben niçin kendimi zorlayarak ders çalışayım? Sabah olduğunda göz kapaklarımı açacak bir neden bulamıyorum.
Çocuk dedesinin yanında bunları anlatınca önder Bey dedeye hitaben şöyle der:
-