Antalya Hızlı Okuma eğitimine katılmamış bir insan, sözcük sözcük okur, içten seslendirir, gözü metin üzerinde yavaş bir şekilde kayar ve uzun süreli duraklamalar yapar. Bu sebeplerden dolayı, normal bir bireyin okuma hızı "kaplumbağa hızında" kalır. Antalya Hızlı okuma; hızlı bir şekilde görmeye, görme çevikliğine, okurken göze, ritmik bakış açısı kazandırmaya ve bütün bunlara bağlı olarak göz ve beyin arasında "ÇABUKLUK- KAVRAMA- BELLEK" ilişkileri üzerindeki uyumu sağlamaya yönelik bir dizi teorik anlatım ve uygulamalı çalışmalarla okuma ve anlama seviyemizi yükseltme eğitimidir. NLP teknikleriyle zengin hale getirilmiş ve etkinleştirilmiş eğitimlerimiz, özgün ve farklı bir içerik eşliğinde sizlere sunulmaktadır. En azından her gün en az bir günlük gazeteyi, her hafta en az bir dergiyi okumak bir aydının kültür seviyesin artması, çevreden haberdar olabilmesi için en muhtemel şartlardır. Buna, ayrıca okunması gereken kitapları da eklemek gerekir. &nbs
Hızlı Okuma eğitimine katılmamış bir insan, sözcük sözcük okur, içten seslendirir, gözü metin üzerinde yavaş bir şekilde kayar ve uzun süreli duraklamalar yapar. Bu sebeplerden dolayı, normal bir bireyin okuma hızı "kaplumbağa hızında" kalır. Hızlı okuma; hızlı bir şekilde görmeye, görme çevikliğine, okurken göze, ritmik bakış açısı kazandırmaya ve bütün bunlara bağlı olarak göz ve beyin arasında "ÇABUKLUK- KAVRAMA- BELLEK" ilişkileri üzerindeki uyumu sağlamaya yönelik bir dizi teorik anlatım ve uygulamalı çalışmalarla okuma ve anlama seviyemizi yükseltme eğitimidir. NLP teknikleriyle zengin hale getirilmiş ve etkinleştirilmiş eğitimlerimiz, özgün ve farklı bir içerik eşliğinde sizlere sunulmaktadır. Genel Bilgiler: - Seminere katılanların şuandaki okuma performansları üzerinde %40’lık bir artış olması ve anlayarak okunan sözcük sayısında 2.5 kat artış olması beklenmektedir. - Normalde bir insanın okuma hızı 150 kelime ile 250 kelime arasında
Bir resme, bir karikatüre bakarız ama bir yazıyı okuruz. Aslında ikisi arasında bir fark yoktur. Gözümüz şekilleri görür, beyin de değerlendirir. Ancak okumayı öğrenmeye başladığımızdan beri edindiğimiz ve hemen herkeste bulunduğu için farkına varamadığımız bazı alışkanlıklar nedeni ile okuma hızımız, insanın sahip olduğu kapasiteye göre hayli yavaştır. İnsanlar sadece göz ve beyin arasında olması gereken okuma işleminin arasına bazı lüzumsuz alışkanlıklar katarlar. Kimi duyulacak şekilde (özellikle çocuklar) sesli okur, kiminin okurken dudakları kıpırdar, kimileri ise yazıyı içinden kelime kelime okur. Bütün bu kötü alışkanlıklar okuma süresince ekstra bir güç sarfettirdiğinden okurken çabucak yorulmaya da sebep olurlar. Halbuki okuma sırasında ağız, dil, dudak, damak ve gırtlak gibi organların çalışmalarına hiç gerek yoktur. Yavaş okumamızın birinci nedeni gözümüzün görme alanını iyi kullanmamamız yani okurken her kelimeye tek tek bakmamızdır. Bu şekilde normal
Hızlı okuma denildiğinde, bir dakikada okunan sözcük sayısının fazlalığı düşünülmektedir. Oysa ki bu izlenim yanlıştır. Hızlı okuma sanatı aynı zamanda etkili okuma sanatıdır. Hızlı okuma işleminde hız önemli bir etmendir. Okunan yazıyı bellekte koruma yeteneği yoksa ışık hızını aşan bir okuma bile yarar sağlamayacaktır. Herhalde herkes okuma hızının iyi belki de mükemmel olduğunu düşünüyordur. Ama olgular böyle bir iyimserliğe hak verdirmiyor. Bir yetişkin ortalama olarak 1 dakikada yaklaşık 150 ile 200 sözcük arasında okumaktadır. Bu benim üniversite öğrencilerinde tanık olduğum hızdır. Oysa ki pek çok okuyucu şimdi okuduğundan daha hızlı okuyabilir. Çünkü benim sınıflarımda semineri bitiren öğrencilerin hızı dakikada 900 ile 4500 sözcük arasında değişmektedir. Semineri bitiren öğrenciler diğerlerine oranla en az altı kat daha hızlı okuduğu anlamına gelmektedir. Sorun aslında bireyin okuma yeteneklerinin bir bütünü. Hız bu sorunun en önemli faka
Bir toplulukta ya da genel anlamda bir toplumda iyi bir iletişimin önemi yadsınamaz. Bu iletişimi etkin bir şekilde uygulamak hem bireysel hem de toplumsal olarak fayda sağlar. Bu etkili iletişimden bahsetmişken bu iletişimi bozan başlıca faktörlerden başlamak en iyi olacaktır. Kişiler genellikle kendi fikirlerini kesin ve mutlak doğru olarak kabul ederler ve başkalarının fikirlerine çok önem vermezler. Bu bir iletişimin aslında başlamadan bitmesine bile neden olmaktadır. Çünkü böyle bir durumdayken kişilerin arasında düzgün bir iletişimden bahsetmek çok söz konusu da değildir. Aynı zamanda karşıdaki kişileri sürekli olarak eleştiriye maruz bırakmak sürekli olarak aşağılamak ve küçümsemek de iyi bir iletişimi bitiren nedenler arasında gösterilir. Sadece kendi söylediklerimizin dışında bir de karşıdakini dinlememekten ileri gelen hatalar da vardır. Kişilere kendilerini değersiz hissettirmeye neden olunur bu şekilde. Tüm bunlar düzgün iletişimi bozan hatalardandır. Etkili ile
Hafıza insan yaşamındaki verilmiş en büyük hediyelerden birisidir belki de. Sözlük anlamıyla düşünecek olursak hafızanın geçmişte yaşadığımız şeyleri kaydeden ve gerektiğinde bunları bir bütün olarak ya da parça parça hatırlayabilen bir yetenek sistemi olduğu görülür. Geçmişte yaşadığımız şeyler derken aslında bu gerçekten de tamamıyla bir geçmiştir çünkü beyin sisteminde doğduğumuz andan itibaren yaşadığımız şeylerin belirli bir izi kalır. Tabii ki şunu da belirtmek gerekir ki hafızanın diğer bir deyişle belleğin bir şeyi hatırlayabilmesi için öncelikle bunu idrak etmiş olması yani algılamış olması gerekir. Bundan sonra bu anıya benzer gördüğü şeyler oldukça bunları hatırlaması olanak dahilinde olmaya başlar. Bunca hatırlama ve anımsamaya rağmen geçmişten itibaren öğrendiğimiz çoğu şeyi de hatırlayamaz ve unuturuz. Unutma işte bu tüm öğrenme olayının tersi bir durum oluşturur. Ciddi olarak günlük hayattaki sarsıcı unutmalar birer hastalık belirtisi olabileceği gibi gün
Kuantum düşünce tekniği son zamanlarda sıkça araştırılan ve üstünde durulan bir tekniktir. Standart düşünmenin biraz daha üzerinde bir düşünme biçimidir. Kuantum düşünme tekniğinde daha çok etkili olabilecek ve fark yaratabilecek kadar bir düşünme etkinliğinden bahsedilir. Bunların atom altı güçlerle sağlandığı da araştırmalardan çıkan sonuçlardandır. Kuantum düşünce tekniğini gerçekleştirebilen birey kendi kendine hükmeden yani kendisinin efendisi olabilen bir konuma yerleşir. Burada önemli olan konu tek tek bireylerden çok bir bütün olmanın sağladığı faydalar ve bunun önemidir. Kuantum düşünce tekniğinde inanılan kişinin kendini değiştirmeye başladığı andan itibaren bütün çevresinin yani evinin işinin ve ona bağlı olan her şeyin de bir değişime tabi tutulacağıdır. Aynı zamanda kişi için en doğru ve uygun şeylerin de hemen karşısında olduğuna ve kişiye düşenin sadece onu tutup almak olduğuna inanılır. Tüm bunların yanında güçlü ve sağlıklı bir beden için zemin hazırlanmış