Bir yaşam koçuyla tanıştığınızda, akla gelen ilk soru bu olur. Koçluk nedir? Yaşam koçları bu soruya birçok şekilde yanıt verilebilirler. Bunun dışında siz de internet ortamında arama yapar ve yaşam koçluğuna ait bir çok tanım okuyabilirsiniz. Bütün bunlar bir fikir oluşturmakla beraber, bazen size uygun gelen bir cevap olmayabilir. Bunun sebebi koçluk çalışmalarının (uygulamalar her ne kadar teknik ve statik gibi görünse de) kişiye özel olması ve koçluk uygulamasının herkes için farklı bir sonuç vermesidir. Hepsinden önemlisi de beklenilen sonucu danışanın kendisinin belirlemesidir. Kısacası, Koçluk uygulamaları kişiye özeldir ve yaşandıkça fark yaratır. Biz yine de koçluğu tanımlarsak; ’’Koçluk, hayatımızı istediğimiz yönde değiştirebileceğimizi bilerek, gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimize (hayallerimize) en kısa yoldan ve hızlı bir şekilde ulaşabilmenin yöntemleridir.’’diyebiliriz. Şimdi bu statik tanımı bırakalım ve daha yakından koçluğu
Koçluk ve Mentorluk odağındaki konu içeriği ile psikoloji, insanı potansiyelini geliştirmesine, mutlu ve doyumlu bir yaşam geçirmesine destek olacak bir hizmeti vermektedir. Her iki yaklaşım da insan ile ve insan içindir. Her iki kavramda insana ve sahip olduğu yeteneklere saygı duymak gibi temel ilkeleri baz alır. Bu ve bunun gibi pek çok gerekçeyi sıralamak mümkündür. KOÇLUK EĞİTİMİ Yapılan araştırmalara baktığımızda; koçluk ve mentorluk için tek ve standart bir eğitim olmadığını görmekteyiz. Fakat yine de, koçluk – mentorluk işi yapacak kişilerin mutlaka, yönetim, liderlik, danışmanlık ve psikolojik rehberlik konularında eğitim almaları ve daha sonra da eğitimle ilgili konularda tüm yenilikleri takip etmeleri gerekmekte.
öğrenci koçluğu,yaşam koçluğu,kariyer koçluğu,motivasyon koçluğu,yönetici koçluğu Performans Koçluğu,Aile Koçluğu,satış koçluğu,kurumsal koçluğu,takım koçluğu,koçluk,koçluk eğitimi,koçluk eğitimi ne
Gelişmiş ülkelerde bilgi işlem sektöründen sonra en hızlı büyüyen “Koçluk Hizmeti”, istenen performansa ve hayat tatminine ulaşmak için koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim, değişim ilişkisidir.
Koçluğunun hedefi, danışanın kendi belirlediği hedefe, koçun desteğiyle ulaşması ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir. Koç kimdir, katma değeri nedir? • Koçluk, hedefinize ulaşmanızda sizi harekete geçirecek ve gelişmeleri sizinle birlikte izleyecek sistemdir.
• Koçluk, zenginliğinizi ve potansiyelinizi açığa çıkaran, sizi hem zorlayan hem de motive eden sistemdir.
• Koçluk, sizin istediğiniz yaşamı sürdürme yolculuğunuzda ortağınızdır.
• Koçluk, kendinizi tanımanızı sağlar.
• Koçluk, amaçlarınıza gerçekleştirmek için gereken araçları, yapıyı ve desteği temin eder
Hergün Yapılan İşle Uzak Sonucun İlişkisi Zihinlerde Hep Canlı Tutulmalıdır İnsanlar her gün işlerine gelirler ve her gün yaptıkları işi yine yaparlar. Ne kadar iyi yapılırsa yapılsın her gün aynı şekilde yapılan iş, uzak sonuca "harika" bir katkı sağlamayacaktır. İş her gün biraz daha geliştirilmelidir. İşin hergün biraz daha geliştirilmesi, "somut biçimlerdeki" gelişme değildir. Eğer işin geliştirilmesi heyecanı ve arzusu duyuluyorsa dünkünün aynısı da yapılsa iş gelişiyor demektir. Bugün daha iyi olacağız isteği bugün ya da yarın olmasa bile öbür gün mutlaka somut bir katkı meydana getirecektir. Yani uzak sonuçta üstün başarı... Ne var ki biz hergün yapılan işle uzak sonuç arasındaki ilişkiyi sanatkârca hatırlatmalı, bu ilişkiyi zihinlerde hep canlı tutmalıyız. Bir yol: Akşam "ekibi" toplayıp o günü tartışmanız, uzak sonucun resmini hep birlikte incelemeniz, o resim içinde herkesin mutlu ve tatminkâr yerini göstermeniz, yarın sabah herkesin işe "gelişti
Bahar mevsimi, toprak içinde iki tohum yan yana yatıyordu. Buğday tohumu yanındaki yulaf tohumuna seslendi:
- Ben köklerimi torağın derinliklerine salmak, filizimi toprağın üzerine salmak istiyorum. Baharın müjdecisi olmak, ileride tomurcuklar açmak ve güneşin sıcaklığını yapraklarımın üzerinde, rüzgarın serinliklerini başımda, hissetmek istiyorum. Yulaf tohumu korkulu bir sesle: Ben korkuyorum. Köklerimi salarsam kurtlar kemirmeye kalkar, filizlerimi toprağın üstüne gönderirsem belki de kuzular beni bekler. Tehlikeler beni korkutuyor. En iyisi uygun zamanı beklemek... Hem burada sırtüstü yatmak, bana çok zevkli geliyor. Elimi sıcak sudan soğuk suya dokundurmak ve bir maceraya sürüklenmek istemiyorum.&nb
‘Hür irade, konuyu bilerek karar verme gücünden başka bir şey dedin’ SOKRAT, öğrencilerini yetiştirirken: ‘Okuduklarınızı ve duyduklarınızı değil, kendi düşüncelerinizi, kendi içinizde olup bitenleri söyleyin. Başkalarının ağaçlarından meyve yeme alışkanlığından sıyrılarak, kendi bahçenizin fidanlarını yetiştirin. İşte o zaman, meyve yemenin zevkini tadacaksınız’ diyerek, öğrencilerinin kendi kişiliklerini ve iradelerini özgür düşünce ortamında geliştirmeye yöneltmiştir. insanlarda karar alma ve kararı yerine getirebilme özgürlüğü vardır. Karar alma birkaç olanak karşısında bunlardan birini seçebilme serbestisidir. İnsan bu yetkiyi küçüklüğünden beri kendinde bulur. Dolayısıyla düşünce özgürlüğü ve bunu uygulama yani hür irade doğal olarak insanda doğuştan vardır. Ancak hür irade; insanın her istediğini yapması, başkalarının zararına da olsa her düşündüğünü uygulamaya koyabilmesi değildir. Oysa hangi tür özgürlük olursa olsun, insanlara hiç bir zaman ve mekânda sınırsız
Tarihsel olarak incelendiğinde büyüsel, dinsel, askeri ve eğlence amaçlı olarak kullanılan müziğin hastalıkların tedavisinde de kullanılmış olduğu görülür. Eski çağlarda hastalıkların iyi edilebilmesi için çeşitli tedavi yollarını denemiş olan insanoğlu, bilgilerinin ve inançlarının ışığında, müziğin de hastalıkların tedavisinde etkili olabileceğini düşünmüş ve kullanmıştır, çünkü insanlar müziğin rahatlatıcı, yaşama renk katan ve insanın ruh sağlığında olumlu bir işlevi olduğuna inanmışlardır. İlkel kabilelerin yaşayışlarında ruhi varlıklar önemli rol oynamış, hekimler çeşitli bitki, ilaç, müzik ve dansı kullanarak hastalarını iyileştirmeye çalışmışlardır. Birçok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın