Hitabet aslında bir hazırlık konuşmasıdır. Zaten yukarıda tanımladığımız üzere hatip önceden hazırlanan nutku okuyan kişidir. Bir gerçeğe inanan bir insanın toplumu bu gerçeğe inandırmak için özünün bütünü ile yaptığı telkin sürecine hitabet; bir fikri, bir davayı karşısındaki insanlara dil ustalığı ile açıklamaya hitabet sanatı; toplum önünde bu konuşmayı yapana hatip; bir insan topluluğuna bir fikri vermek bir ülküyü aşılamak amacıyla söylenen sözlere ise hitabet denir. Hatiplik sanatı, insanlık geçmişinin en eski ve en köklü sanatlarındandır. Bu sanatla peygamberler ve din adamları insanları doğru yola davet etmişler; padişahlar, krallar ve kumandanlar ordularına bu sanatla hükmetmiş ve savaşlar kazanmıştır. Hitabet sanatının uygulama türlerinden biri. Bir topluluğa çeşitli düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen güzel, coşkulu, etkili bir biçimde yapılan uzunca konuşmadır. Sözcüğün Arapça karşılığı “nutuk” ve “hitabe”dir. Hitabe sözünden türemiş “hitabet” ise, gü
Hitabet, nesir türlerindendir Ancak işlenen konunun, konuşmanın yapıldığı anda ilgi uyandırması, anlaşılması gerektiğinden, nesrin genel kurallarına bağlı olmakla beraber, bazı özel kuralları da vardır. Söz söyleyen kişinin, söz söyleyeceği toplumu göz önünde bulundurması, anlatımını bu toplumun isteyeceğine göre ayarlanması gerekir. Bu bakımdan hatibin, kelimeleri dinleyicilerinin kültürel durumuna göre seçmesi, hitap ettiği toplumun anlayabileceği kelimeleri, sözleri, deyimleri kullanması gerekir. Siyasî Hitabet: Asıl yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüleridir. Ayrıca, seçim dolayısıyla yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir. Bilimsel ya da Akademik Hitabet: Akademilerde, bilimsel toplantılarda yer alır. Amacı; araştırılan herhangi bir konu hakkında aydın bir topluluğa, o konu ile ilgili kimselere bilgi vermektir. Heyecanlandırma amacı güdülmez. İfadenin açık, kesin ve mantıklı olması şarttır. Askerî Hitabet: Askerî hitabetin hedefi; vatan sav
Bazı düşünce, fikir ya da duygular bilinçli bir çabayla hatırlanabilir. Bu tür düşünceler bilinçöncesi olarak adlandırılmıştır. Bir olayı bilinçli zihnimizden atmış unutmuş olabiliriz fakat o olaya ilişkin bir kontakt uyaran onu tekrar bilincimize çağırabilir. Bilinçaltı 'derin akıl ' olarakta tanımlanır. Önemli bir nokta; bu derin aklın hayalle gerçeği ayırt edemiyor olmasıdır, rüyalarımızı birer gerçek gibi yaşamamız bunun en bariz göstergesidir. Eğer korku dolu bir rüya görüyorsak beyin adrenalin; keyifli, mutlu bir rüyada seratonin salgılar. Bilinçaltı bizim otomatik, düşünmeden ve istemsizce yaptığımız duygu, algı ve davranışlarımızın kontrol edildiği zihin bölümüdür. Bilinçaltı, insan yapısında buzdağının görünmeyen kısmına benzer. Kişinin davranışları üzerinde oldukça etkili olan zihinde yer etmiş gizli bir sistemdir. Bilinçaltı bilinçli bir halde yapılan sorgulama gibi zihinsel faaliyetlerde bulunamaz. İnsana baskı yapan doğrudan uygulayıcı bir sistemdir. Bilinç
Mutlaka hepimizin hayatında olduğu gibi senin de hayatında kötü giden zamanların olmuştur. Bu zamanlarda her şeyin hep üst üste geldiğini düşündüğün zamanlar da olmuştur. Zaten hep öyle olur. Hayatımızda bir sorun yaşandığı zaman sorunlar hep üst üste gelir. Aslında gerçekte olması gereken bu değildir. Sadece düşünmeyle bilinçaltını etkileyemeyeceğin kaçınılmaz bir gerçektir. Düşüncelerini içselleştirmen ve onlara gerçekten inanman gerekir. Örneğin topluluk karşısında konuşmayı beceremeyen bir insan, bütün denemelerinde başarısız olduğu için artık bilinçaltına sen toplum karşısında konuşamayan bir bireysin, kendini artık böyle kabul ettin, sen busun mesajını fazlasıyla kayıt etmiştir. Bundan kurtulmanın yolunu bazen tek başına bulmak çok zordur. Profesyonel birinden yardım almak gerekir. Bilinçaltı yönetimi ile ilgili kullanılan en basit yöntemlerden biri de subliminal mp3lerdir. Buna bilinçaltına ses ile müdahale etmek diyebiliriz. Subliminal mesajlar bilinçaltım
Yavaş okuyan bir insanın okurken, aklından bir sürü düşünce geçer ve okuduğunu anlamadığı için sürekli başa dönmektedir. Oysa hızlı okuyan bir kişinin, aklına farklı düşünceler gelmez ve okuduğunu daha rahat anlar, ayrıca zamandan da tasarruf eder. Kitap okuma günlük hayatımızı kolaylaştıran ve hayattan zevk almamızı sağlayan, oldukça yararlı bir faaliyettir. Kitap okuma günlük hayatımızı kolaylaştırdığı gibi, beynimizin gelişmesine de büyük katkı sağlar. Beyin bilindiği üzere iki lob’dan meydana gelmektedir. Kitap okumayan bir insan, sadece televizyon izleyerek beyninin bir lob’unu çalıştırır, bu ise beyin gelişimine engel olmaktadır. Beyinin gelişmesi için, lobların her ikisini dengeli olarak çalıştırmamız gerekir. Bunu ise sadece kitap okuyarak, geliştirebiliriz. Hızlı okuma tekniğinde göz ile beyin uyumluluğunu geliştirip, gözün direkt olarak beyin ile iletişime geçmesi sağlanıyor ve böylece okuma hızı arttırılıyor. Aynı zamanda göz kasları geliştiriliyor ve k
Hızlı okuma; gözümüzün kaslarını eğitmeyi, gözümüzün çevik görmesini, görme alanını genişletmeyi, okurken satırların üstünde serseri gibi dolaşan gözümüze daha etkin bir şekilde ritim kazandırmayı ve bütün bunlar ile görme ile algılama arasında uyum sağlamayı amaçlar. Öğrenim hayatımızda, uğraşı alanlarımızda ve zevk için okumada, okumanın amacı amacı zihnin yetenek ve gücünü, kuvvetli fikir ve düşüncelere karşı kullanmak suretiyle geliştirmektir. Sürekli ve düzenli bir okuma uygulaması ile değişik fikirleri yargılama, bunlar üzerinde kurulmuş mantık ve muhakemeyi tespit etmede yetenekler kazandırmış olacaktır. Dünyaya bakışımızı okumayla genişletiriz, bilgilerimizi tabiattaki güzelliklerin inceliğini, düşünce çabukluğunu okumayla arttırırız. Kültürlü bir insan olmanın en etkili yolu okumaktır. İnsanlar bilgilerinin %80 ini okuyarak elde ederler, bu kadar bilgiyi elde etmekte de zaman kavramı devreye girmektedir; yani bilgiyi minimum sürede elde etmek hızlı okumak
Okuma-yazma bilen herkese uygulanılan eğitimde öğrencilerin görsel ve işitsel algılarının geliştirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Kimi öğrencilerde özgüven eksikliğinden yaşanan sorunlar, kimilerinde okuma fobisinden kaynaklanan sorunlar çözülerek öğrencilerin; hızlı okuyan, okuduğunu daha iyi anlayan, kendine güvenen ve okumayı seven bireyler olmasına destek sağlanıyor. Birebir verilen eğitimle her öğrencinin öğrenme ve algılama şekli o öğrenciye özel olarak tespit edilerek, yeteneklerine göre eğitim veriliyor. Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için cümleyi okumaya başladığında son kelimeye gelinceye kadar geçen süre kısaltıldığında yani hızlı okunduğunda çocuğun anlaması artacaktır. Anlamasının artması ile birlikte çocuğun düşünce örgüsünde meydana gelecek yeni açılımlar etkili öğrenmesinin kapılarını aralayacaktır. Okuma hızımızı düşüren, anlamayı azaltan, gözü gereğinden fazla yoran frenlerden biri de kelime kelime okumaktır. Kelime kelime okuduğunuzda g