Haritanızı kendiniz yaparsınız, ardından onun içinde yaşamak zorunda kalırsınız. Haritalarınızı yaratırken iki noktayı unutmayın:
1. Duyularınızı dışarıda kullanış biçiminiz, içerideki düşünüşünüzü ve deneyiminizi etkileyecektir.
2. Duyularınızı içeride kullanım tarzınızı değiştirerek, deneyiminizi değiştirebilirsiniz.
İçimizde deneyim yaratabilecek inanılmaz bir yeteneğe sahibiz. Beynimiz, doğal bir sanal gerçeklik makinesidir. Özel bir başlık takmamıza filan da gerek yoktur. Acı bir anımız bizi tekrar üzüntüye boğar. Hoş bir anımız ise tekrar gülümsememize ve aynı hoşluğu yaşamamıza sebep olur. Limon yediğinizi hayal edin; tükürük salgılamaya başlarsınız. Deneyimlerimizi, duyularımızı kullanarak düşünürüz. Dolayısıyla NLP'de duyularımıza temsil sistemleri denir. Beş tane temsil sistemi bulunur:
Görme
İşitme
Hissetme
SORUMLULUK TAŞIDIĞINIZ GÖREVİ YERİNE GETİRMEK
1- Hazırlık. Size bu teknik boyunca rehberlik edebilmemiz için sakin ve sessiz bir yer bulun. Bu yöntemi kullanmak için gözlerinizi kapamanıza gerek yoktur. Sadece rahatlayın ve sağ yukarınıza bakın. Zihin gözünüzde, kısa bir mesafede, tıpkı size benzeyen birinin durduğunu hayal edin. Bu alıştırmadaki bütün öğrenme işini bu "öbür siz" yapacak. Siz sadece gözlemleyeceksiniz. Yeni becerileri ancak bu işlemi hakkıyla yaptığınızda bütünleştirebileceksiniz. Oradaki "öbür siz"in etkinliklerinden kendinizi tamamen ayırdığınızdan emin olmak için, kendinizi bir cam kürenin içinde hayal edebilirsiniz.
2- Görev Seçin. Şimdi, kendinizi motive edeceğiniz bir konu düşünün. Seçtiğiniz şey, banyo küvetini temizlemek, sabahları
Öğrenci Koçluğu sistemi kişiyi ulaşmak ve başarmak istediği hedeflere ve amaçlara bu teknikler bütünü kullanarak en hızlı şekilde ulaştıran en başarılı sistemdir.
ÖĞRENCİ KOÇLUĞU NEDİR? Öğrenci Koçluğu tüm diğer koçluk sistemleri arasında özel bir yer tutar çünkü konusu gelişim evresinin en önemli basamaklarını çıkan gençlik ve ergenliktir. Gençlik ve ergenlik döneminin kendi içinde çok hassas dinamikleri vardır ve bu dinamiklerin öğrencinin özellikle eğitim alanına etkilerinin öğrenci koçu tarafından iyi anlaşılması gerekmektedir. Öğrenci koçluğu, gencin düşünme sistemlerini pozitif yönde geliştiren, kendi içsel potansiyelini etkin şekilde kullanmasını öğreterek, öğrencinin kendisini tanımasını sağlayan bunların sonunda da hedefleri ve amaçları ortaya koymak ve hedefe doğru olarak belirleyip bunu gerçekleştiren bir başarı felsefesidir. Öğrenci koçluğu, öğrencinin hayatının gelişme çağında başarı i
Her kişinin kendi içindeki keşfedilmemiş bir yetenekler ve beceriler hazinesi vardır. Kişiler kendi içlerindeki potansiyelden bütünüyle yararlanabilen kişilerin sayısı ne yazık ki çok azdır. Bunu nedeni ya bu potansiyelin yada hazinenin farkına varamayışımız ya da onu geliştirmek için gerekli bilgiye sahip olamayışımızdır. Hem iş hem de özel hayatımızda karşımıza her an, problemler ve fırsatlar çıkar. Bunlardan bir kısmı “gerçekler dünyası”, diğer bir kısmı ise “duygular dünyası” ile ilgili problem ve fırsatlardır. Gerçekler dünyasından kaynaklanan sorunları ve fırsatlar konusundaki tavrımızı, genellikle akıl ve mantığımızı kullanarak, deneyimlerimizden, mesleki bilgilerimizden yararlanarak belirleriz. Duygular dünyasına ait olanları anlamak ve çözümlemek ise çoğu kez daha zordur; hayal kırıklığı ve üzüntüye neden olurlar. Kişisel ve kurumsal gelişimin önünü tıkayan unsurlar çoğu kez bu tür ploblemlerin çözümlenem
Neden bir rüyamız olsun? Daha olgun bir kişiliğe sahip olmak ve kendimizi geliştirmek için. Gelecekle ilgili bir görüşe, bir vizyona sahip olmak, silkinmemize ve bir şeyler meydana getirmek için gerekli becerilerimizi geliştirmemize yol açar.
Yaşayan Gençlik hareketinin oluşmaya başladığı ilk günlerde, temel olarak gençlere hitap edip onları çağdaş ve uygun olaylarla hazırlıyordum. Organizasyon büyüdükçe, aynı zamanda insanları organize etmekte, konserler, promosyonlar düzenlemekte ve finansman bulmakta oldukça beceri kazandığımı gördüm. Tabii ki bunları bir gecede öğrenmedim.
Bazılarını kavramam zamanımı aldı ve bu sürenin gerginlik verici olduğunu hatırlıyorum. Ama bu deneyim hayati bir şeydi ve onun sayesinde büyüdüm.
Seçtiğim bir sözü size aktarmak istiyorum: "Her zaman ulaşabileceğinizden daha fazlasını hayal edin. Çağdaşlarınızdan veya atalarınızdan daha iyi olmak kaygısı taşı
Gülümsediğiniz zaman o da size gülümser, kaşlarınızı çattığınız zaman o da size kaşlarını çatar. Şarkı söylerseniz şen ortamlara çağrılırsınız. Düşünürsen iz düşünenlerin arasına kabul edilirsiniz. Dünyayı severseniz etraftnızda sizi seven insanlar bulacaksınız ve tabiat bütün hazinelerini önünüze serecektir. Tasayı aramak, karşılamak, büyütmek ve geliştirmek sanatını iş edinen insanların sayısı şaşılacak kadar çoktur. Bunlar bu işte daima başarılı olurlar, zira üzüntü arayan kimse onu mutlaka bulur. Zihnini üzüntüye açık bırakması yeterlidir. Anlatılanlara göre, Batı Amerika' da büyük ormanlar tarla haline getirilirken bellerinde tabanca ve bıçak taşıyan muhacir işçiler arkadaşlarıyla sık sık kavgaya tutuşurlarmış. Silahsız göçmenler ise pek nadir çatışırlarmış. Silahlı adamın silaha davranmasına sebep olan bir hadiseri silahsız adam sözle kolayca halledermiş, çünkü silahsız göçmenler çalışırlarken silahlarına değil hoşgörülerine ve şen mizaçlarına güvenerek ç
Araştırmalara göre kaygı duyduğumuz şeylerin yüzde 40'ının hiç gerçekleşmediği; Yüzde 30'unun geçmişte kaldığı ve çaresinin olmadığı; yüzde 12'sinin başkalarıyla ilgili ve bizi hiç ilgilendirmeyen işler olduğu; yüzde O'unun gerçek ya da hayal ürünü hastalıklarla ilgili olduğu ortaya çıkmıştır. Yalnızca yüzde 8'inin kaygılanmaya değer şeyler olduğu anlaşılmıştır.
Kaygının iki türünden bahsedebiliriz: "Bizden bağımsız kaygılar" ve "Bize bağlı kaygılar". 'Yarın hava yağmurlu olacak mı?" diye düşünen bir çiftçinin, bu durumu değiştirmek için yapabileceği hiçbir şeyin olmaması, kaygısının temelinde dış etkenin var olmasıyla ilgilidir. Bize bağlı kaygılar, tamamen bize özgü olan, kendi ruhsal yapımızın ürettiği kaygılardır. Bu tür kaygılan kendimiz ürettiğimiz için, tüketmek de kendi elimizde. Kendimizden kaynaklanan kaygılarımızı bir düşünelim. Neler olabilir? Sınav, gelecek, iş hayatı, ailemizin geleceği gibi. Bu kaygılarla, çiftçinin taşıdığı kay