• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Halkla İlişkiler

Kişisel Gelişim

HALKLA İLİŞKİLER KAVRAMI;İster özel ister kamu kuruluşu olsun, her kuruluş, toplumsal bir çevre içinde yer alır; bir yandan çevreyi etkiler, bir yandan da aynı çevreden etkilenir. Halkla ilişkiler; kuruluşun çevresiyle ilişkilerini, çevrenin kuruluş amaçları, işlevleri ve örgütsel davranış üzerindeki etkilerini öğrenmesiyle, kuruluşun çevresini etkilemesiyle ilgili anlayış, davranış ve yöntemleri içeren bir kavramdır. Bu nedenle halkla ilişkiler her kuruluşun, kuruluş yönetiminin çevreyi bilmesi, değerlendirmesi ve çevredeki değişimler karşısında sürekli önlem alması açısından önem taşır. Halkla ilişkiler aynı zamanda kuruluşun amaç, politika ve etkinliklerinin çevreye anlatılması ve benimsetilmesinde önemli bir role sahip bulunmaktadır. Halkla ilişkileri bu iki yönlü özelliği ile kuruluşların çevreleriyle ilişkileri içinde yer alan bir yönetsel işlev olarak kavramak gerekir. "Halkla ilişkiler nedir?" sorusuna somut yanıt vermek zordur. Tanım

Sevgi, Barış Ve Mutluluk

Kişisel Gelişim

İnsanoğlu kendi yaşamının anlamını ve kendi tanımını belirlerken diğer insanlarla olan ilişkilerini de anlamlandırmak durumundadır. Varoluşçu psikologlar kendini gerçekleştiren insanı tanımlarken onun başka insanlar (ötekiler) kavramına fazlasıyla önem verdiğini irdelemişlerdir. Söz gelimi Abraham Maslow, insanın kendini gerçekleştirmesinin bazı tutumlara bağlı olduğunu irdelerken insanın rasyonelliği ile duygu, değer yüklü moral yanını uzlaştırmaktadır. Ona göre kendini gerçekleştirmek en temel gereksinim olup; hoşgörülü olmak, dünyayla bütünleşmek, yetilerinin bilincinde, yaratıcı, aktif ve sorumlu olmak, kendine güven duymak, dünyadan bağımsız olmak, özgür olabilmek, problem görmek, bunları çözümlemek ve mutlu olmak gibi tutumların ateşleyicisidir. Yapılan araştırmalarda bu tutumları geliştirmeyen bireylerde kaygı düzeyinin (anksiyetenin) arttığı görülmüştür.

Sayı Korkusu

Kişisel Gelişim

"Matematik", "hesaplama", "cebir", "kesirler", "iki den fazla haneli bölme", "çıkarma", "çarpma", "toplama" ve sayılar dünyası ile ilgili daha birçok benzeri sözcük, onları duyan insanların yarısından çoğuna korkudan küçük sancılar vermektedir. Neden? İyi ki bu alanda temel yeteneksizliğimiz olduğundan değil, matematikten "uzaklaşmaya eğitildiğimizdendir". Okulda matematiksel konular "akademik", "zor" ve "sadece gerçek beyinlere göre" şeklinde tanımlanmaktadır. İlk dönemlerde birçok çocuk çarpım tablolarını tekrar tekrar ezbere okumaktan çok çabuk sıkılıyorlar, başkaları ise ilk hesaplamalarının bazılarında başarısızlığa uğradıklarından, bu işte "iyi olmadıklarını" varsayıp başka konulara dikkatlerini yoğunlaştırıyorlar. Matematikle olan sorunlarımıza eklenen bir de sayıların özellikle erkeklerin sahası olduğu varsayımıdır. Bir çok okulda kızlar matematiği ilerletmekten aktif olarak caydırılıyorlardı. Gerçeklerden ziyade batıl inanç ve varsayıma dayalı olan bu karar,

İnsan Beyni Neler Yapabiliyor

Kişisel Gelişim

Beyniniz uyuyan bir dev gibidir. Son yıllarda psikoloji, eğitim, biyokimya, fizik ve matematikte yapılan araştırmalar beynin potansiyelinin genelde düşünüldüğünden çok daha büyük olduğunu göstermiştir. Beynimizin ortalama %1'ini kullandığımız şeklindeki yaygın kanı bile yanlış olabilir çünkü %1'den daha azını kullandığımız şimdi anlaşılıyor, bu da yeteneğimizin muazzam bir kısmı geliştirmeye halen uygun demektir. Bu yazının o şaşırtıcı, kullanılmayan potansiyeli geliştirmenize yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır. beyin hakkında son buluşların bazılarını özetlemektedir, en heyecan verici olan, beynin sağ ve sol yanlarının değişik zihinsel fonksiyonları içeren "beyin sahası" ile ilgili haberler de buna dahildir. Beynin yapısıyla ilgili bu buluşlar ve diğer gerçekler, beynin yapabileceği bağlantı şekillerinin sayısı anlatılıyor. Kendi zihinsel performansınızı ilerletirken bu bilgiyi kullanmanıza yardımcı oluyor. Belleğinizin temel kapasitesini ve olayları, isimleri, yüz

Fırsatlar

Kişisel Gelişim

Eğitim kurumlarımızda fırsatları görmemizi değil, problemleri çözmemiz öğretiliyor. Siz bugün hangi fırsatları görebilirsiniz? Küçük bir şirkette çalışan sekreter, un ile oje karıştırarak yazım hatalarını düzeltmek için bir sıvı oluşturuyordu. İşyerindeki arkadaşları kendileri için istediler. Derken başka bürodaki çalışanlar da istemeye başladı. Bu kadının daksil üretimi için kurduğu şirket daha sonra Gillette firmasına 47 milyon dolara satıldı. Uzun seneler önce, Hollandalı kuyumcu Nicolas Bensehaten, bir gün nişanlısı dikiş dikerken parmağı dikkatini çeker, iğneyi iten parmağının delik deşik olduğunu görür. Hemen balmumuyla bu parmağın kalıbını alan Bensehaten, birkaç gün sonra nişanlısına, üstünde iğnenin kaymaması için sayısız çukurlar bulunan gümüş bir yüksük getirir. Bütün Hollandalı kızlar böyle bir yüksüğe sahip olmak istediklerinden, kuyumcu Nicolas yüksük işini büyütür ve kısa zamanda hayli zengin olur. Londra'da şarap tüccarlarından birinin i

Günde Kaç Soru Çözülmeli? Sbs

Kişisel Gelişim

SBS'ye hazırlanan her öğrencinin kafasında bir numaralı soru günde kaç soru çözmeliyim? Günde 600 soru çözmek mümkün mü? Mümkün olsa da bu sağlıklı mı? İsterseniz kabaca bir hesap yapalım. Her soru için 1 dakika süre ayrılsa (bu oldukça iyimser bir tahmindir, soru çözerken adaylar daha çok zaman harcarlar.) 600 soru 600 dakika eder. Bu da günün en az 10 saatini soru çözmeyle geçirmek demektir. Bir öğrencinin hiç ara vermeden çalışmasının olanaksız olduğunu düşünürsek, bu kadar soru çözümü için her gün en az 14–15 saat zaman ayırmak gerekir. Kişisel kanım şudur ki; sağdan soldan duyduğunuz söylentilere inanmamanız ve kendi yapınıza uygun bir program dâhilinde konu çalışarak soru çözmenizdir. Her birey günde kaç soru çözeceğine de kendisi karar vermelidir. Bazı konular vardır ki 30 soru çözülerek konuyu pekiştirmek mümkünken bazı konular için 300 soru bile yeterli değildir. Ayrıc

Hafızamız Nasıl İşliyor ?

Hafıza

İnsanın hafıza sistemi mükemmeldir ve hayranlık verir. Hafızamızda depolama ve buradan çekip çıkarma yeteneğimiz şaşırtıcıdır. Hafızamızla elde ettiğimiz becerilerin listesini yapmak güçtür. Oysa her birimiz adlarını tam hatırlamasak bile binlerce yüzü, yeri, sesi, kokuyu bilir, ayırt ederiz. Daha önce bir filmi (sayısız görüntüsüne rağmen) gördüğümüzü, bir espriyi duyduğumuzu veya bir yazıyı okuduğumuzu hemen söyleyebiliriz. Her birimiz genellikle çok eski benzer özelliklerini biraz saçın, iki gözün, iki kaşın, bir burnun, bir ağzın, bir çenenin, bir ten renginin biraz değişikliklerle yeniden düzenlemesiyizdir. Ancak, her insanın yüzü bir telefon numarasından daha iyi hatırlanır. Bir oda, bir resim ve bir sokak da böyledir. Buralarda bir şey değişmişse neyin değiştiğini söylememiz güç olsa bile, değişmeyi hemen farkederiz. Bunlar pasif hafıza faaliyetine dayanır. Bir de tecrübe ile kazanılanlar, (nasıl konuşulacağını, nasıl davranıla-cağını, nasıl yemek pişirileceği

 1 2 3 4