Hafıza sürecine katkıda bulunan diğer bir yöntem de görsel betimlemenin kullanılmasıdır. Böylece beynin sağ lobunun özel güçlerini kullanmış oluruz. Zihinde resimlerin kalıcılığı kelimeler ve dilden daha fazladır. Genellikle işittiğimiz yüksek hafızaya sahip insanların da kullandıkları yöntem budur.
Şu iki kelimeyi hatırlamanız gerektiğini varsayalım: "saat", "çaydanlık". Bu kelimeler hafızanızda kolayca canlandırılabileceği için, onları hayal etmekte herhangi bir zorlukla karşılaşmayacaksınız. Fakat bütün bir anlam çıkarmak için bu iki kelimeyi bir şekilde birbiriyle ilişkilendirmek zorundasınız. Eğer onlar "yapı" ve "kapı" gibi ses olarak ritimli kelimelerse veya birbirinin zıddıysa ya da iki dağ ismi gibi bir bağlantısı varsa gayet tabii hafızada tutulması kolay olur. Fakat bu iki kelime arasında açıkça bir ilgi yoktur.
Ancak hayalinizi kullanarak bir ilişki oluşturabilirsiniz. Bu iki kelimeyi bir
Her birimiz kendi kişisel dünyamızı bir gerçeklik gibi algılarız ve bu dünyamızın objektif gerçek dünya olduğu yanılgısına düşeriz. Beynimiz ve gözlerimiz de sistemimizin bu parçalarından biri olduğu için aynı hazır şablonları onlar da eğitim ve kültür dünyasında kullanırlar. Tüm bunlar uyumlu bir birliktelikle hareket ederek yaşamımıza yön verirler. Fakat siz ve. ben elbette kurbağadan daha akıllıyız. Okuduğumuz, düşündüğümüz ve hayal ettiğimiz zaman yüksek düzeydeki bilinçliliğimiz ve beynimizin sınırsız kavrama gücüyle düşünce sürecimizin de farkına varmaya başlıyoruz. Hiç çaba harcamadan kara delikleri, nakit para akışını, kurbağanın görmesini ve Afrika'daki insanları anlayabilmekteyiz. Ayrıca bizler algılarımızı istediğimiz şekilde değiştirebilir, ne düşüneceğimize karar verebilir ve inanmaya karar verdiğimiz şeye inanırız. Tek sınırımız hayal gücümüzdür. İnsanoğlunun yaşam tecrübesi, onun sınırsız hayal gücünün bir ürünü olarak doğmuş ve zamanla gerçekliğe dönüşmüş
Beden sağlığına zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü hijyen olarak tanımlanır.
Her insan kendi temizliğinden sorumludur. Bu yüzden ili önce, kişinin kendi beden sağlığı olmak üzere, başkalarının de sağlığını korumanın en önemli aracı temizliktir. Sadece beder temizliği değil, kullanılan her şeyi ve her ortamı temiz tutmal da temiz olmanın gereğidir.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Peygamberimiz döneminde yaşayan beş vakit namazı mescitte kıldığından dolayı lakabı Mescit Kuşu olan Salebe çok fakir bir sahabedir. Bu fakirlikten kurtulmak için Peygamberimize gelerek: - Ya Rasülullah! Biliyorsunuz ben çok fakirim. Bana dua etseniz de zengin olsam, der. Peygamberimiz: - Salebe, şükrünü eda edebildiğin az mal, şükrünü eda edemediğin çok maldan daha hayırlıdır, der ve dua etmez. Salebe bir hafta sonra gelerek aynı isteğini tekrarlar. Peygamberimiz de aynı cevabı vererek geri gönderir. Üçüncü haftada, Salebe aynı isteği tekrarlayınca Peygamberimiz ellerini açarak: - Ya Rabbi! Salabe'nin malına bereket ver, diye dua eder. Salebenin 2-3 cılız koyunu, bir anda çok süt vermeye başlar. Tek doğum yapan koyunlar, ikişer- üçer tane kuzu verirler. Derken yavaş yavaş malı çoğalır. Her vakit mescide gelen Salebe, vakit namazlarına gelmemeye başlayınca peygamberimiz niçin gelmediğini sahabelere sorar, onlar d
Hayatın tuzu: Bir zamanlar, tahta oymacılığıyla uğraşan, hayatın sadece yüzeyinde kalmayıp, hakikatlerini de hissetmeyi beceren yaşlı bir usta yaşardı. Bu ustanın, her şeyden şikayet eden bir çırağı vardı. Çırak başına gelen en küçük sıkıntıdan bile şikayet ediyordu. Hayat onun için sanki sırf kötülüklerden, sıkıntılardan ve mutsuzluklardan ibaretti.
Ustası bir gün çırağı tuz almaya gönderdi. Âdeti olduğu üzere, çırak söylene söylene denilen şeyi yaptı. Döndüğünde "Şimdi tuzun ne gereği vardı?" gibisinden bir edayla tuzu ustasının önüne koydu.
Usta, ona şimdi bir avuç tuzu bir bardak suya döküp karıştırmasını söyledi. Çırak yine suratı asık bir şekilde söyleneni yaptı. Usta "Şimdi de o suyu iç" diye emretti. Çırak, önce kaşlarını çattı. Bir bardak tuzlu suyu içmesini nasıl isterdi ki ustası? Ama ona olan saygısından, zorlanarak da olsa bardaktan bir yudum aldı, almasıyla suyu tükürmesi bir oldu. <
Bireysel Psikoloji, iç kuvvetler varsayımından, yani içgüdülerden, dürtülerden, bilinç dışılık vb.'den kopmayı başaran ilk psikoloji ekolüdür ve bunları mantık dışı malzeme sayar. Kişiyi veya bir grubu anlamak ve değerlendirmek söz konusu olduğu zaman, bu kopmanın çok yararlı olduğu görülür. Olumlu açıdan, Bireysel Psikoloji aşağıdaki varsayımlarda bulunmaktadır. Bir kere Bireysel Psikoloji, insan kişiliğinde bütünlük ve devamlılık bulunduğunu varsayar ki, buna karşı olan geçerli bir iddia da bulunamamaktadır. Bireysel Psikoloji, kendi sağlam ve mantıklı faaliyet alanını, her zaman tutarlı olan bireyin, sürekli değişmekte olan hayat sorunlarına karşı davranışında bulmaktadır. Bu davranışta esas rolü oynayan da, bireyin kendi hakkındaki ve içinde yaşayıp ilişki kurmak zorunda olduğu çevre hakkındaki fikri olmakladır. Bireysel Psikoloji ayrıca bireyin, sorunlarını çözebilmek için başarıya ulaşma çabası gösterdiğini varsayar. Bu çaba, hayatın yapısında vardır. Am