İnsanlardan belli bir şeyi düşünmeleri istendiğinde, kişiler kendilerine göre bir sistem kullanırlar.
Örnek olarak, bir grup insandan, lodoslu bir günde deniz kenarında bulundukları bir günü hatırlamaları istense, kimisi dalgalı denizin
görüntüsünü hayâlinde canlandırır.
Kimisi, dalgaların kıyıya vurduğunda çıkan sesi duyar.
Bir diğer grup da, dalgaların kıyıya çarpmasından sonra sıçrayan damlaların vücuduna değmesini hisseder.
Bazen, koku ve tat faktörleri de işin içine katılabilir.
Bir olayı, kimimiz görüntü, kimimiz ses, kimimiz duygu ya da vücut hisleri, kimimiz de koku ve tatlar ile canlandırıyoruz. NLP'ye göre, bunlar farklı temsil sistemleridir.
Kişilerin canlandırma sistemlerini bulmak, hem onlarla ilişkimizi kolaylaştırır, hem de
Göz hareketlerini izleyin. Hiç ne anlama geldiklerini merak ettiniz mi? Bunlara dair bir kalıp ya da bir amaç olduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Gözler, göz çukurlarında gelişigüzel hareket etmezler. NLP gözlerimizin hareket edişi ile düşünüş şeklimiz arasında bir bağlantı olduğunu öne sürmektedir.
Göz hareketleri, NLP literatüründe gözün erişim ipuçları olarak geçerler, çünkü bazı bilgilere erişmemiz için bize ipuçları sağlarlar.
Görsel göz erişim ipuçları
İşitsel göz erişim ipuçları
Dokunsal göz erişim ipuçları
İç diyalog göz erişim ipuçları Göz hareketleriyle temsil sistemleri arasında bir bağlantı olduğu görülmektedir. Belirli göz hareketleri, belirli sistemlerle bağlantılıdır. Genel olarak,
Son yıllarda Türkiye`de hızla yaygınlaşmaya devam diyor. NLP nedir? NLP anlamı nedir ? sormak ile başlayalım işe NLP`nın anlamı; Çoğumuz bu sorunun cevabını merak ediyoruz çünkü NLP`nin şimdiye kadar yeterli ve anlaşılır bir anlatım duymamış olabilirsiniz. NLP, aslında günlük yaşantımızdaki her alanı kapsar.
NLP`nin zihni, davranışları ve dili bilinçli ve etkin bir biçimde kullanmayı sağlayan bir eğitim şekli; NLP aynı zamanda bir güzel konuşma sanatıdır.
NLP öğrenerek kendimizi daha iyi ifade edebilir, karşımızdaki insanları daha iyi anlayabiliriz. Onların hareketlerini daha fazla anlamlandırabiliriz.
Hepimiz teri geldiğinde karşımızdaki kişiye `hayır` diyebilmek, yeri geldiğinde sözümüzü dinletebilmek isteriz. NLP bize muhatabımızı ikna edebilme kabiliyeti kazandırır. Kullandığımız dili en etkin bir şekilde kullanabilme yetisi kazandırır. Eşlere birbi
Öz güven bilinçli veya bilinçsiz olabilir. Arkadaşlarınız veya akrabalarınız öz güveninizin sinyallerini fark edebilirler. Fakat kendiniz çoğu zaman 'evi' içeriden göremeyebilirsiniz. Böylece öz güveninizi düzeltmek, kendinizi bilmekle, ortaya çıkacak işaretleri değerlendirmekle, yalanları ve rasyonel olmayan inançları görebilmekle olur.
Öz güveniniz hakkında farklı bir bakış açısına sahip olmanın en muhteşem yollarından biri baskın olmayan bir el yazısı ile egzersiz yapmaktır. Vücudunuzun fiziksel olarak iki yanının beyninizdeki iki zıt yan ile kontrol edildiğini hatırlayın. Bunun için sağ eliyle yazan bir insan daha zayıf olan sol elini kullandığı zaman beynin sağ tarafı kullanılır. Bu zıt beyin kontrolü ile ilgili olan fiziksel fonksiyonların açık olduğu yerlerde bu zıtlık önemli değildir. Fakat baskın olmayan elle yazı yazmak söz konusu olduğunda -bu dilde kullanılırsa dilsiz kısım- bazı ilginç şeyler görülebilir.
Girişimin yeniden yapılafrıması söz konusu olduğunda ilk belirtiler göründüğü andan itibaren endişeler başlar. Girişimi oluşturan bütün insanlar açısından endişe şudur: Girişimin alacağı yeni şekilde benim yerim ne olacak? Bana yer olacak mı? Uygun bir konum bulabilecek miyim? Bu endişeler yeniden yapılanma önünde engel teşkil edebilir. Sürtünme, dolayısı ile ısınma meydana gelir. Bu bakımdan endişelere yol açmayacak bir strateji takip edilmelidir. Herkesin yeni tavır ve sonuçlara hazır olması, herkesin ikna edilmesi ve inandırılması ile mümkün olabilir. Bunu da iyi bir iletişimden başka hiçbir şey sağlayamaz. Yüz yüze iletişim burada daha da önem kazanır. Yeniden yapılanmanın önceden motive edilmiş teknisyenleri, yeni yapılanmada görevi olacak ya da katkısı gerekli herkesle bire bir ilişki kurmalıdır. Gizli önderlere de özel önem verilmelidir. Değişik bir şeyler yapmak istediğinizde, birşeyleri değiştirmek istediğinizde ya da köklü bir değişiklik öngördüğünüzde, beraber
Tarihsel olarak incelendiğinde büyüsel, dinsel, askeri ve eğlence amaçlı olarak kullanılan müziğin hastalıkların tedavisinde de kullanılmış olduğu görülür. Eski çağlarda hastalıkların iyi edilebilmesi için çeşitli tedavi yollarını denemiş olan insanoğlu, bilgilerinin ve inançlarının ışığında, müziğin de hastalıkların tedavisinde etkili olabileceğini düşünmüş ve kullanmıştır, çünkü insanlar müziğin rahatlatıcı, yaşama renk katan ve insanın ruh sağlığında olumlu bir işlevi olduğuna inanmışlardır. İlkel kabilelerin yaşayışlarında ruhi varlıklar önemli rol oynamış, hekimler çeşitli bitki, ilaç, müzik ve dansı kullanarak hastalarını iyileştirmeye çalışmışlardır. Birçok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın
Başarı aynı yönde sonuna kadar gitmektir. ‘Nereye gideceğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir.’ Hangi yönde nereye kadar gidiyoruz? Tam olarak ne istediğinizi bilirseniz, çevrenizdeki güçler size nasıl yardımcı olacaklarını bilirler. Zihninize ne yapmak istediğinizi söylerseniz onu yapmak için çalışır. ‘Nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiç bir rüzgâr fayda vermez.’ sözü hedefsizliğin gerçek sonucunu ortaya koyuyor. Ne yapmak istediğinizi bilmiyorsunuz, ama çevrenizde binlerce fırsat rüzgârı uçuşmaya devam ediyor. Hedefiniz yoksa fırsatları nasıl kullanacağınızı, yelkenlerinizi ne şekilde ayarlayacağınızı bilemezsiniz. Kendilerini başarısızlığa mahkûm edenler hedefi, zihinde dolaşıp duran hayallerle karıştırırlar. İsteklerin, dileklerin hedef olduğunu sanırlar. Sonuçta hedefsizliklerini değil de talihsizliklerini suçlarlar. Onlara, isteseler neler yapabileceklerini söyleseniz, inandıramazsınız. Büyük işler başaranların, bunu sadece hedeflerine borç