Bir toplulukta ya da genel anlamda bir toplumda iyi bir iletişimin önemi yadsınamaz. Bu iletişimi etkin bir şekilde uygulamak hem bireysel hem de toplumsal olarak fayda sağlar. Bu etkili iletişimden bahsetmişken bu iletişimi bozan başlıca faktörlerden başlamak en iyi olacaktır. Kişiler genellikle kendi fikirlerini kesin ve mutlak doğru olarak kabul ederler ve başkalarının fikirlerine çok önem vermezler. Bu bir iletişimin aslında başlamadan bitmesine bile neden olmaktadır. Çünkü böyle bir durumdayken kişilerin arasında düzgün bir iletişimden bahsetmek çok söz konusu da değildir. Aynı zamanda karşıdaki kişileri sürekli olarak eleştiriye maruz bırakmak sürekli olarak aşağılamak ve küçümsemek de iyi bir iletişimi bitiren nedenler arasında gösterilir. Sadece kendi söylediklerimizin dışında bir de karşıdakini dinlememekten ileri gelen hatalar da vardır. Kişilere kendilerini değersiz hissettirmeye neden olunur bu şekilde. Tüm bunlar düzgün iletişimi bozan hatalardandır. Etkili ile
Başarı yapılan bir işte ya da karşılaşılan bir durum karşısında en iyi tepkiyi verebilmek ve kendini en iyi şekilde ifade edebilmek gücüdür. Yani tüm olumsuzlukların üstesinden gelebilmek ve bunların sonucunda yine iyi bir durumda olabilmektir. Bu açıklama aslında sadece bu kelimenin açıklaması için değil tüm hayat süreci için geçerli bir tanımlamadır. Başarıyı sadece okulda ya da işte olabilir diye sınırlandırmak doğru değildir. Çünkü dediğimiz gibi başarı hayatın her alanında etkili ve geçerlidir. Yani kişiler iş yaşamlarında sanat alanında sosyal yaşamlarında kişisel gelişim anlamında başarılı olabilirler. Bu nedenle başarı çok genel ve kapsayıcı bir kavramdır. Başarı ve başarılı bir kişi her ortam ve koşulda kendini fark ettirir ve belli eder. Başarı herkes için çok önemli bir kaynaktır. Bu nedenle başarma isteği de herkes için geçerli bir kavram olacaktır. Her insan başarmak ve her alanda başarılı olmak ister. İnsanların başarmak istediği şeylerin elbette ki bir sınırı
Kişisel gelişim son zamanlarda pek çok kişinin üzerinde durduğu konulardan bir tanesi haline gelmeye başladı. Herkes kişisel gelişimin son derece önemli olduğundan bahsediyor. Ancak önemine değinmeden önce kişisel gelişimin ne olduğunu bilmek faydalı olacaktır. Kişisel gelişim yaşamın esas ve önemli hususlarını artırıcı ve geliştirici sistemler bütünüdür. Kişisel gelişim kişinin kendisini geliştirmesinin yanında çevresindekilerle olan ilişkileri de düzenleyici ve geliştirici imkânlar sunar. Kişisel gelişim kişinin bulunduğu durumdan çok daha ilerisini hedefler ve kişiyi sahip olabileceği en yüksek potansiyele çıkartmaya çalışır. Tüm insanlar belirli bir potansiyele sahiptir bu kanı elbette ki doğrudur. Ancak bu potansiyelin bir üst seviyeye taşınması mümkündür. Bunu da ancak kişisel gelişimle kazanabiliriz. Kişisel gelişimde pek çok teknik söz konusudur ancak bunların başında kişinin kendisini iyi bilmesi ve iyi anlaması gerekmektedir. Çünkü bir potansiyel artır
Hızlı okuma, kısa süre içinde daha çok şey okuyabilmek amacıyla yapılan bir okuma biçimidir. Bu yönden hızlı okuma, dinleyenlerde daima tereddütlere yol açmakta ve tebessüm uyandırmaktadır. Buna "Bir metni normalden daha hızlı okumaya çalışırsak okuduğumuzu anlamakta güçlük çekeriz." korkusu sebep olmaktadır. Bu konudaki bir başka hata da hızlı okumanın anlamadan yapılan bir okuma şekli olduğunu sanmaktır. Halbuki hızlı okuma aksine, dikkatin ve anlama gücünün çok iyi seviyede olduğu, zihnin son derece elâstik bulunduğu büyük disiplin isteyen, yorucu bir okuma şeklidir. Örnek olarak okuma hızını bir katına çıkaran bir okuyucunun anlama derecesinde % l2'lik bir artış olduğu görülmüştür. NİÇİN HIZLI OKUMAK GEREKİR ? "Niçin hızlı okumaya ihtiyaç duyulur? Bu tür okumanın yararları nelerdir ?" İnsanlar okuma konusunda mevcut kapasitesinin tamamını kullanamamaktadır. bilim alanındaki gelişmeler, öğretim sırasında okunması
Hızlı okuma kursları öncesinde bilinçaltına yerleşmiş ve insanı yavaş okumaya yönlendiren inançlardan kurtulmalıyız. Öncelikle hızlı okuma teknikleri konusunda her insanın yapması gereken öncelikle anlayarak hızlı okuyabileceğine inanmasıdır. Bir başka deyiş ile bunun mümkün olduğuna inanmadan anlayarak hızlı okuma eğitimi sonunda çok fazla başarılı olmak pek mümkün değildir. Hepimiz ilkokula başladığımız andan itibaren kelimeleri bölerek, aşama aşama okumaya alışmış insanlarız. Beynimiz her yazıyı kısımlara ayırarak okumaya alışkın olduğundan, okuma hızımızın da düşük olması normaldir. Hızlı okuma geliştirilebilir bir yetenektir ve bu yetenek çalışarak çok rahat bir şekilde geliştirilebilir. Anlayarak hızlı okuma; günlük yaşamınızda okumak için ayırdığınız süreden tasarruf ederek, kendinize daha fazla vakit ayırmanızı sağlar. Buna ek olarak hepimizin hayatında artık büyük önemi olan sınavlarda başarı yüzdenizi de hızlı okuma teknikleri sayesinde arttırmanız mümkündür. Hızl
Kim hızlı okumak istemez ki? Türkiye’de okuma hızı ortalaması dakikada 160 – 220 kelime aralığındadır. Halbuki insan beyninin ve gözünün koordineli bir şekilde, yüksek bir anlama oranıyla, dakikada 500 kelimeden daha fazla okuyabilme kapasitesi vardır. Sahip olduğumuz bu yüksek okuma hızı kapasitemize ulaşabilmek için şüphesiz bazı özel teknikleri bilmek veya öğrenmek gerekir. Yüksek bir okuma hızına ulaşan bir kişi öğrenciyse daha iyi notlar almanın, iş dünyasındaysa kariyerinde hızla yükselmenin tüm avantajlarını elinde tutar. Okuma hızını geliştiren teknikler temelde iki mantığa dayalıdır. 1.Gözün herhangi bir bilgiyi beyne iletme hızı saniyenin üçte bir kadardır, birinci mantığın temeli, bu yöntemin gözün algı becerisini geliştirerek verilerin beyne daha çabuk ulaşmasını sağlamaktır. 2.Göz normalde okurken tek bir kelimeye odaklanır. Oysa bir bakışta 3-10 kelimeyi aynı anda görme yeteneğimiz var, İkinci mantığın temeli de, bu odaklanma davranışını y
Çoğu insan yaptıkları hamlelerde başarısız olunca ve hedeflerine yürürken düştüklerinde amaçlarından vazgeçme eğilimindedir. Genelde bu eğilimde olan insanların hamleleri de tereddütler içinde gerçekleşmiştir. Kendine güven ve başarı inancı gelişmemiş, ham kalmıştır. Oysaki, başarısızlık bir “son” değil belki de başarının başlangıcıdır. Modern dünyada insanoğlu sürekli başarıya odaklanarak yaşıyor ve hayat boyu girilen sınavlarda ve iş görüşmelerinde başarılı olmanın önemini arttırıyor. Sayısal olarak sınav sonucunu gören kişi kendini başarısız ya da başarılı olarak sınıflandırıyor. Bu düzene göre makbul kişi başarılı olan olarak algılanabiliyor ve başarısızlık sonucunda derin bir üzüntü, hayal kırıklığı, öz değer azalması sorunu ile karşı karşıya kalınıyor. Bunun sonucunda kişi başarısızlık korkusu ile tanışabiliyor. Başarı isteği yoğun olan kişiler sürekli başkalarının kendini nasıl değerlendirdikleri ile ilgilenirler. Diğerlerini kendilerinden daha başarılı gör