Massachusetts Üniversitesinde öğrenciyken, Honesdale, Pennsylvania'daki Five Star yaz basketbol okulunda bir istasyon çalıştırıyordum—istasyon bir oyuncunun belli bir beceri üzerinde çalıştığı bir yerdir—ve hem gençler ve hem de yaşlılar kategorisinde bir takıma antrenörlük yapıyordum. Bu işin o zamana kadar yapan en genç insandım. Tüm süreci tanımak bakımından çok önemliydi: ama daha da önemlisi, aynı zamanda kampı işleten kolej antrenörlerinden çok şeyler öğrenebilmiş olmamdı. Antrenörlük stratejisinin akıl almaz karmaşıklığı ve münferit oyuncuların kendilerini geliştirmek için yapmaları gereken ö-zel şeyler hakkında ders veriyorlardı, ve bende onları dikkatle inceliyordum. Hangisi işe yaradı? Hangisi yaramadı? Dinleyicilerin dikkatini nasıl çektiler? İlk örneklerimden üçü, sonradan NBA'da Atlanta Hawks ve New York Knicks'ın antrenörü olan Hubie Brown; Detroit Pistons iki dünya şampiyonasında çalıştıran Chuck Daly; ve halen NBA'da washington'un antrenörü olan Jimmy
1) Çalıştığınız Konuyu Zihinde Canlandırın ; Ders çalışırken öğrenciler genelde iki olumsuzluktan şikâyet ederler: Çalışmaların sıkıcı ve verimsiz olması. Çalışmalarınızdan verim almak için öncelikle onu sıkıcılıktan kurtarmak ve zevkli duruma getirmek gerekir. Haz duyarak yapılan çalışmalarda basan oranı yüksek olmuştur. Onun için çalışmalarınızı farklı formata getirmelisiniz. Hafızanın genel özeliğine bakıldığında istenilir ve renkli, zevkli ve hareketli olan konulan daha kolay öğrendiğimizi görmekteyiz.
Coğrafya dersinde Türkiye'deki iklimler konusunu çalıştığınızı varsayalım. Konu çalışmasını bitirdikten sonra zihinde onun hayali canlandırmasını yapın. Çalıştığınız konuları ve yerleri hayalen dolaşın. Zihninizde canlandırın. Renklendirmiş olursunuz. Konu çalışmasında aktif olursunuz. Mesela felsefe dersinde Platon'un felsefi anlayışını çalışıyorsunuz. Hayalen kendinizi Platon'la röportaj yaparken görün. Onun siyaset, bilgi, ahlak konularındaki düşüncelerini