Hayatın tuzu: Bir zamanlar, tahta oymacılığıyla uğraşan, hayatın sadece yüzeyinde kalmayıp, hakikatlerini de hissetmeyi beceren yaşlı bir usta yaşardı. Bu ustanın, her şeyden şikayet eden bir çırağı vardı. Çırak başına gelen en küçük sıkıntıdan bile şikayet ediyordu. Hayat onun için sanki sırf kötülüklerden, sıkıntılardan ve mutsuzluklardan ibaretti.
Ustası bir gün çırağı tuz almaya gönderdi. Âdeti olduğu üzere, çırak söylene söylene denilen şeyi yaptı. Döndüğünde "Şimdi tuzun ne gereği vardı?" gibisinden bir edayla tuzu ustasının önüne koydu.
Usta, ona şimdi bir avuç tuzu bir bardak suya döküp karıştırmasını söyledi. Çırak yine suratı asık bir şekilde söyleneni yaptı. Usta "Şimdi de o suyu iç" diye emretti. Çırak, önce kaşlarını çattı. Bir bardak tuzlu suyu içmesini nasıl isterdi ki ustası? Ama ona olan saygısından, zorlanarak da olsa bardaktan bir yudum aldı, almasıyla suyu tükürmesi bir oldu. <
Kendine hakim olamamak zararlıdır.Kendine hakim olmak insanın asaleti gereğidir. Hayvani istekler, kötülüklerin kışkırtması ve zaten insanın içindeki kötülük nüveleri insanı fevri yapar. Ancak düşünce, nitelik,'eğitim ve ahlak hakimiyet gücünü insana verir. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Denge bütün işlerin başında gelir. Zaten kötülük bu tür [dengesizliklerden beslenir. İyi hislerde de, kötü hislerde de ölçü kaçırılırsa bu hem bedene hem de ruha hastalık getirir. Ancak her zaman etrafınızda size bu yönlerde vesvese verecek ve sizi aşırılığa itecek kişiler olacaktır. Başarılarınızı abarttıklarında onlara uymayın, tedbiri elden bırakmayın ve dengeyi koruyun. İşler kötü gittiğinde, başarısızlıklarınızı abartanlardan da uzak durun, onların sizin iyiliğinizi istemediği açıktır. Mutlaka kötü günler de geçicidir ve bilgelerin sözünden ve yolundan giderek işleri yoluna koyabilirsiniz. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Unutma ki, ölenler gerçekte ölmezler ve ruhları her zaman sizin sözlerinizi duyar. Onlar zaten yaptıkları kötülüklerden pişmanlık duymaktadır ve tek bekledikleri affedilmektir. Onların acı çekmesini istemiyorsanız, onlar diriyken size kötülük yapmış bile olsalar yaşadıkları büyük pişmanlıktan dolayı onları affetmeli az da olsa iyi yönleri hatırlanmalıdır. Çünkü onların ruhları artık kafeslerinden kurtulmuş ve Tanrı katına çıkmıştır. Sadece bu neden bile onları iyi anmak için yeterlidir. Alçak düşürücü kazanç yerine kaybetmeyi tercih et; çünkü kayıp bir kez acı verir, ötekiyse her zaman. İnsan için en önemli şey itibar ve vicdandır. Biri yani itibar bir kez elden gitti mi, insanların sevgi, saygı ve güvenini kaybettiniz mi, onları bir daha hiçbir para ile geri elde edemezsiniz. Vicdan ise ruhumuzun bir parçasıdır ve öldükten sonra bile yaptıklarımızdan acı duymamıza neden olur, insana pişmanlık duygusunu yaşatır. Hiçbir maddi değer, manevi değerin yerini tutama
Tembellik hoşa gitmez. insanın doğasında çalışmak vardır, hareketsiz kalan insan durgun sular gibi mikroplara, karanlık ve kötülüklere bulaşır. Ve ardından kötü düşünceler ve felaketler gelir. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
İnsanların çoğu kötüdür. Çünkü zaman kötüdür. İnsanlar yaşamak için nerdeyse birer sırtlana dönmüştür ve leş parçalamaktan geri durmaz. İçinde kötülük olmasa bile çoğu insan hayatın karşısında direnemedikleri için kötü olmak zorunda kalırlar. Bundan dolayı insan kendine dikkat etmeli. Kötülüğe karşı kendini savunmalı. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Hermason Tanrı'ya inandı Hermason kendi fikirlerini yaymak için birçok ülkeye seyahat etti. Hermason kentin birinde, o kentte kötülükleri ile tanınan birine benzetilmişti. Dolayısı ile Hermason'u ve öğrencilerini gördüklerinde durdurup etraflarını çevirdiler. Durum oldukça gergindi ve Hermason'un öğrencileri çok korktu. Hermason ülkenin Kralı yeni öldü ve bu ülkenin kültürel sisteminin düzeltilmesi benim üzerime düştü. "Eğer Tanrı bu sistemi bitirmek isterse, bunu yaymam için bana izin veremeyecek. Eğer Tanrı bu sistemi bitirmek istemezse, o zaman şehirdeki insanlar bana ne zarar verebilir?" dedi. Hermason ve öğrencilerin etrafı tam beş gün boyunca çevrildikten sonra, sonunda tehlikeden kurtuldular. Hermason birçok ülkeye yaptığı seyahatler sırasında, buna benzer durumlarla birçok defa karşılaştı. Bir defasında ona zarar vermek isteyen bir kişiye rastladı. Hermason, "Tanrı bana bu kadar erdem verdi. O bana ne yapabilir ki?" dedi. DERLEYEN... (EDİ