Dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu adından da anlaşılacağı gibi çocuklarda genellikle doğumdan beri var olan ve özellikle 3-4 yaşlarından itibaren fark edilen, yaşıtlarına ve gelişimsel dönemine kıyasla çok aşırı hareketlilik, yerinde duramama ve kıpır kıpır olma durumu ile birlikte, dikkatin çok çabuk dağılması, dikkatini uzun süre bir işte devam ettirememe ile karakterize olan bir durumdur. Genelde hem dikkat eksikliği hem hiperaktivite durumunun birlikte yoğun olarak bulunmasına karşın bazen hareketliliğin ön planda olduğu, dikkat eksikliğinin geri planda olduğu veya tam tersi olarak dikkat eksikliğinin ön planda olduğu, hareketliliğin geri planda olduğu durumlar olabilir. Aynı zamanda çocuğa hiperaktif diyebilmemiz için hem 7 yaşından önce bazı belirtilerin olması hem de en az iki farklı ortamda bu tablonun görülmesi gerekir. Yani her hareketli çocuğa hiperaktif demek mümkün değildir. Genel olarak eğilim, hareketli çocukların tamamına bu türlü bir tanımlamanın kullanılması şe
Uyanık ya da uykuda olduğumuz her an, dış dünyadan duyularınız aracılığıyla milyonlarca veri alıyoruz. Ama bilincimiz aynı anda ancak beş ile dokuz arasındaki veriye odaklanabilir. Siz, yedi rakamlı bir telefon numarasını belleğinize kaydetmeye çalışırken ikinci bir telefon numarasını da aynı anda aklınızda tutamazsınız.
Şu anda bulunduğunuz mekana ait tüm veriler bilinçaltınızda kayda geçiyor. Sadece veriler mi? Mekanla ilgili düşünce ve duygularınız, orada otururken kafanızdan geçen başka şeylerle ilgili düşünce ve duygularınız, anılarınız, umutlarınız, beklentileriniz ve korkularınız, kendinizle yaptığınız iç konuşmalarınız, üzerinizdeki elbisenin, ayakkabının rengi, rahatlığı vb. her şey ama her şey bilinçaltında kayda geçiyor.
Ama size gözünüzü kapattırıp odanın duvarlarının rengini sorsam belki ona bile yanıt veremezsiniz. Özellikle ilk kez bulunduğunuz bir mekansa.
Oysa derin hipnoz esnasında odayla ilgili her türlü s
Öğrencilik hayatımızda sayılamayacak kadar çok ve çeşitli sınavlarla karşı karşıyayız. Sınavlarda başarı yönüyle rakiplerimizin önünde olmak disiplinli çalışmayı gerektirmektedir. Bu disiplini ise iç motivasyonumuzla sağlayabiliriz.İç motivasyonumuzu sağlamayı bize sınav koçu öğretebilir.Bir Yaşam Koçu ile çalışmak sınav sürecinde olan kişilere mutlak başarı getirecektir.Sınava hazırlık kursundan önce ailelerin çocuklarını sınava ruhsal olarak hazırlamaları ya da bunu sağlayacak bir koç ile tanıştırmaları çok yararlı olur.Sınava hazırlık konusunda harcanan paraların çöpe gitmesini engelleyebilir. Sınav Koçluğu sınav yolculuğunda yapılan ve belli ilkelere dayanan bir eğitim sürecidir.. 20 saatten başlayarak tüm sınava hazırlık sürecini de kapsayacak bir süre ayarlaması yapılabilir. İçerik; Motivasyonel süreçler nelerdir? Dikkati ve konsantrasyonu artırmanın yolları Sınav stratejileri Motivasyon engellerinin tanınmas
Sınav kaygısı, öğrencinin sınavla ilişkili çoğu gerçekçi olmayan olumsuz beklentilerinin yarattığı yoğun sıkıntı hissidir. Sorumluluk sahibi olan, bir hedefi olan ve bunun gerçekleşmesi için çaba gösteren her öğrencinin, bilgisinin değerlendirildiği bu tip sınavlardan önce kısmen kaygı duyması doğal ve gereklidir. Sınav kaygısı az miktarda ise kişi üzerinde motivasyon ve performansı arttırıcı etki gösterir. Ancak sınav kaygısı istenen düzeyin üzerine çıktığında kişinin dikkat, öğrenme, bellek fonksiyonlarını olumsuz etkiler ve başarıyı ve motivasyonu düşürür. Stresin artmasıyla birlikte olumsuz düşünceler öğrencinin zihnini kaplamaya başlar. Sınav stresi ve kaygı durumda vücutta birtakım hormonal değişiklikler meydana gelmektedir. Bunun sonucu olarak kaygı ve stresin derecesine göre kişide sınavdan günler öncesinde bile kendisini göstermeye başlayan huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, karın ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi
Satış stratejinizi ve organizasyonunuzu oluşturdunuz. Eğitimlerle ekibinize gerekli bilgi ve beceriyi de kazandırdınız. Artık maksimum performans için ekibinizin önünde bir engel kalmadığını düşünüyorsunuz. İşiniz bitti mi? Sanmıyoruz. Şöyle bir örnek verelim: Ekibe uzaktaki hedefi gösterdiniz. Bulunduğunuz noktadan hedefe gidebilmeleri için hedefin yanısıra onlara yolu da gösterdiniz veya yol açtınız. Ekipteki herkes bu yolu kendi yürüyecek. Bu yolculuk esnasında ihtiyaç duyduklarında, yollarını, yönlerini kaybettiklerinde yakınlarında olmalısınız. Onları kendi potansiyellerini gerçekleştirmeleri için önlerine çıkan sorunları gene kendilerinin çözmeleri için onlara destek olmalısınız. İşte satış koçluğunun devreye girdiği yer... Beklenen eğitim sonuçları: Satış yöneticiliğiyle satış koçluğu arasındaki farkı öğrenmek Satış koçluğunun temel prensiplerini bilmek ve uygulamak Satış yöneticilerinin sıkça düştüğü hatalardan sakınmak Koçluk iletişim
Koçluk Yaklaşımı: Koçluk seansları, koçla öğrenci arasında etik ilkelere dayalı ve profesyonel bir süreçtir. Koçlarla birebir yapılan her bir görüşme bir seanstır. Öğrenci ve koç bir konuya odaklandığında bir ya da birkaç seanslık bir çalışma sürecine başlarlar. “Benim bir sorunum var…” Bir hedef, bir amaç, bir sonuç elde etmek, bir çözüm geliştirmek için Koçluk uygulaması gerçekleştirilir. Koçluk seansları, kişilerin çözüme ulaşmak için kendi içlerinde var olan kaynaklarını harekete geçirdikleri bir süreçtir. Koçla yapılan görüşmeler, kişinin kendi kendine ilham verdiği ve sonucunda köklü çözümlere ulaştığı önemli çalışma zamanlarıdır. “Benim bir hedefim var…” Hedefe ulaşmak konusunda bir çalışma gerçekleştirilir. Ya da… “Bir hedef be
Başarılı olmak için nasıl çalışmak gerekir? Başarılı olmak için en iyi çalışma yöntemi; sık sık ama kısa kısa çalışmaktır. Sıkıldığınız zaman ara vermek ve kafanızı dinleyince derse geri dönmek en iyi ders çalışma yöntemidir. Çalışırken kısa notlar alın. Zaman zaman bu notları gözden geçirin. Dikkatiniz dağıldığı an, masa başından hemen kalkın. BEYNİNİZİ DİNLENDİRİN Çok çalışmak, başarılı olmak için yeterli midir? Çok çalışmak yetmez, bilinçli çalışmanız gerekir. Çok çalışan bir öğrenci, bilinçli çalışmadığında boşu boşuna enerji harcamış olur. Daha kısa sürede, daha başarılı olmak için bazı önlemler alın. Masanızda çok az eşya olsun ki dikkatiniz dağılmasın. Bir çalışma programı hazırlayın. Sıkılınca derse ara verin. Ancak unutmayın ki; verdiğiniz ara çalışma süresinden daha uzun ara olursa, yeniden çalışmaya başlamakta zorlanırsınız.