Shiva, Vigyan Bhairav Tantra'sında şu meditasyon tekniğini veriyor: dikkatin her nereyi aydınlatırsa, tam o noktayı deneyimle. Bu teknik için ilk olarak dikkatini geliştirmelisin. Dikkatli bir tutum geliştirmen gerekiyor. Bu teknik ancak o zaman işe yarar, o zaman dikkatinin aydınlattığı noktayı deneyimleyebilirsin, kendini deneyimleyebilirsin. Bir çiçeğe sadece bakarak kendini deneyimleyebilirsin. O zaman bir çiçeğe bakmak, yalnızca çiçeğe bakmak değil, çiçeğe bakana da bakmaktır. Bu ancak dikkatin sırrını biliyorsan mümkündür. Bir çiçeğe bakabilir, çiçeğe baktığını düşünebilirsin. Oysa çiçeği düşünmeye başladın ve çiçeği kaçırdın. Artık orda değilsin, başka bir yere gittin. Uzaklaştın. Dikkat, bir çiçeğe baktığında, bir çiçeğe bakıyorsun ve adeta zihnin durmuş, artık düşünce yokmuş ve sadece orda duran çiçek varmış gibi, başka hiçbir şey yapmıyorsun demektir. Sen burdasın, çiçek orda, ikinizin arasında hiçbir düşünce yok
Albert Einstein her çocuğun bir deha olarak doğduğunu söylemişti. Her insan hayatında en az bir alanda mükemmel yetenek ve potansiyele sahiptir. Dünyaya gelen her insan kendini anlamlandırma çabasındadır. Varlığını anlamlandırmak ve fonksiyonlarını keşfetmek ister. Bunun için insanın yeterliliklerini, karakter özelliklerini, güçlü ve zayıf yanlarını bilmesi gereklidir. Sokrates’in ders verdiği akademinin kapısında \"Kendini bil\" yazıyordu. Kendini tanıyabilen ve bu çabasının sonunda varlığının anlamını keşfeden insan yerinde duramaz. Bu insan artık kendini geliştirme yolundadır. Kendinizi tanıma ve geliştirme yolunda ilk barışı yine kendinizle yapacaksınız. Her insan kendini bir birey olarak geliştirmeye çalışırken zamana ihtiyaç duyar. İnsanın kendini geliştirebilmesi için, yoğun ve disiplinli bir çalışma, çevresinin farkında olma, olaylar karşısında sorumluluk alabilme ve yaşanılan hoşa gitmeyen durumlardaki kendi katkısını görerek bunları düzeltme yoluna gitme
1. ( ) Sabahları neşeli bir şekilde uyanırım, 2. ( ) Çoğunlukla neşem yerindedir. 3. ( ) Çoğu kimse tarafından sevilirim. 4. ( ) Aynaya baktığım zaman, aynada gördüklerim hoşuma gider. 5. ( ) Eğer karcı cinsten biri olsaydım kendimi çekici bulurdum. 6. ( ) Zeki bir insanım. 7. ( ) İşimden hoşlanırım. 8. ( ) Kendimle ilgili olarak utanılacak pek bir şey göremiyorum. 9. ( ) Arkadaşlarınım sayışı yönünden içim rahat 10. ( ) Oldukça enerjik bir insanım. 11. ( ) Esas olarak iyimser bir kişiyim. 12. ( ) Kendi hatalarıma gülebilirim. 13. ( ) Eğer yaşama ye
İnsanoğlu kendi yaşamının anlamını ve kendi tanımını belirlerken diğer insanlarla olan ilişkilerini de anlamlandırmak durumundadır. Varoluşçu psikologlar kendini gerçekleştiren insanı tanımlarken onun başka insanlar (ötekiler) kavramına fazlasıyla önem verdiğini irdelemişlerdir. Söz gelimi Abraham Maslow, insanın kendini gerçekleştirmesinin bazı tutumlara bağlı olduğunu irdelerken insanın rasyonelliği ile duygu, değer yüklü moral yanını uzlaştırmaktadır. Ona göre kendini gerçekleştirmek en temel gereksinim olup; hoşgörülü olmak, dünyayla bütünleşmek, yetilerinin bilincinde, yaratıcı, aktif ve sorumlu olmak, kendine güven duymak, dünyadan bağımsız olmak, özgür olabilmek, problem görmek, bunları çözümlemek ve mutlu olmak gibi tutumların ateşleyicisidir. Yapılan araştırmalarda bu tutumları geliştirmeyen bireylerde kaygı düzeyinin (anksiyetenin) arttığı görülmüştür.
Bütün kadim dinler bu nasihati verir. Çok anlamı vardır. İnsan kendini bilerek evrenin işleme şeklini anlar, Tanrının varlığını kendinde hisseder. Diğer yandan ahlakçı bir söylemdir bu söz ve insan asaletinden dem vurur. Yani insan değerlidir ve insan gibi davranmalıdır. Kendini bilmeli, değerini anlamalı, onu hayvandan ayıran asalet özelliğinin hakkını vermelidir. Bu da ancak bilgelerin gösterdiği ahlak yolundan gitmek ile olur. Zaten bu kitabın konusu da budur. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]