1953 yılında Yale üniversitesinde, yeni mezunlar arasında bir araştırma yapıldı. Hedefleri olup olmadığı, bunları gerçekleştirmek için detaylı ve yazılı planları olup olmadığı soruldu. Mezunların sadece yüzde 3'ünün yazılı hedefleri ve bunları gerçekleştirmek için planları vardı. 1973 20 yıl sonra, aynı sınıftan mezun olanlarla tekrar görüşüldü. O yıl mezun olan yüzde 3'lük kısım içinde yer alanların hepsinin hedeflerini gerçekleştirdikleri, hatta mal varlıkların toplamının, diğer yüzde 97'lik kısmın malvarlıkları toplamından daha fazla olduğu görüldü. Aynı seviyede zekâya, aile geçmişine, dış görünüşe, okul notlarına sahip insanların başarı seviyesindeki fark, her zaman hedef saptayıp, bu doğrultuda çalışandan yanadır. ikinci dünya savaşından sonra Japonya'da hükümet ile işadamları bir araya geldiler ve 1950'li yıllar için bir hedef belirlediler; Tekstil sektöründe dünyada bir numara olacağız.' dediler. Ve oldular. 1955'te 1960'lı yıllar için hedeflerin
Başkalarıyla birlikte oynama Başkalarının haklarına saygı gösterme Kurallara ve düzenlemelere uyma Kendini kontrol etmede gösterdiği gelişme Sorumluluk kabul etme Tutumlarında olumluluk sergileme
Öğrenmeye karşı istekli olma Çalışma Alışkanlıkları ve Tutumları Yönergeleri takip etme Başladığı işi bitirme Bağımsız olarak çalışabilme Başkalarıyla birlikte çalışabilme Malzemeleri özenli kullanma Dinleme becerilerinde gelişme Tertipli olma Grup tartışmalarına katılma İkinci bölüme "Öğrenme ve Becerilerdeki Gelişme" ya da "Okul Başarısı ve Çaba Gösterme" adı verilebilir. Bu bölümde genelde şu alt başlıklar yenilir:
Dil Becerileri: Fikirleri ve yaşadıklarını başkalarıyla paylaşma Fikirlerini net olarak ifade edebilme Anlatılan hikâyelere ve şiirlere yerinde tepkiler verebilme Dinleme becerilerinin durumu Matematik Sayıları anlayarak kullanma Matematik kavramlarını anlama Problemlerin çözümünde mantık yürütme Sayı g
Varılan noktadan daha ileri gitmek istiyorsak, düşüncelerimize nereden başlamamız gerekir? Kusursuzluk çabasını, ya da bazı hallerde karşılaştığımız şekliyle üstünlük çabasını, daha az bilgi sahibi yazarların yakıştırdığı gibi Kudret çabasını pek az sayıda kimseler öteden beri tanımaktadırlar. Ama bu konudaki bilgileri, başkalarına yansıtacak kadar kapsamlı olmadığı gibi, bu çabanın kişiliğin tüm yapısı üzerindeki temel önemi de aydınlatamamakta-dır. Bu kusursuzluk çabasının her bireyde bulunduğunu ortaya atmak, ancak Bireysel Psikoloji dalına nasip olmuştur. Nietzche'nin o atak girişimindeki gibi, insana önce bir süpermen olarak gelişme isteğini aşılamak şart değildir. Bireysel Psikoloji bize her insanda kusursuzluk çabasının ve yukarı doğru yükselme çabasının var olduğunu göstermektedir. Bu kitabı okurken satırlar arasında gizli anlamlan da görmeye alışkın bir okuyucu, kusursuzluk çabasının önemini her an bilerek konuştuğumuzu anlayacaktır. Herhangi bir hastalık olgusunun