400 sayfalık bir kitabın içerisinde yaklaşık olarak 100.000 kelime bulunur. Yavaş okuyan bir okuyucu bir saat içerisinde yaklaşık 7.000 kelime okuyabilir. Bu da kitabı 15-16 saat içerisinde bitireceği anlamına gelir. Hızlı okuma tekniklerini uygulayan bir kişi aynı sürede 2 ya da 3 kitabı bitirebilir ve yavaş okuyan kişiden daha fazla şey anlar. Sınavlara hazırlanan bir öğrenci normal koşullarda 180 soruyu 180 dakika gibi bir süre içerisinde yetiştirme konusunda zorlandığı halde, anlayarak hızlı okuma tekniklerini öğrenirse 45-60 dakika içerisinde tüm soruları bitirebilir. Anlayarak hızlı okuma tekniklerini öğrenen bir okuyucu hızlı okuyarak zihinsel gezintileri asgari düzeye indirmiş olur. Bu sayede konsantrasyon düzeyi artar ve bilgi kaydı daha berrak olur. Düşünce, algılama, değerlendirme kavramı ve karar alım hızı artar. Anlayarak hızlı okuma tekniklerini bilen bir okuyucu okuma faaliyetini monoton olmaktan çıkarır; zevkli ve eğlenceli bir şekle g
Ruhsal tedavide en sık kullanılan yöntem destekleyici tedavidir (suggestive psychotherapy), Gerçekte telkin (suğgestion) ve ikna (persuation) sadece tedavi alanında değil, günlük ilişkilerde bile insanların birbirlerini etkilemekte kullandıkları bir yaklaşımdır. Tatlı bir söz, gülümseme, güven verici bir hareketin insanın ruhsal yaşamında yarattın olumlu etkiye karşılık, kırıcı bir söz, asık bir surat, ters bir hareketin uyandırdığı olumsuz duygular bütün bir gün insanı karamsar, kaygılı, sıkıntılı, tedirgin etmeye yeter.
Geniş anlamda, hekimle hastanın karşılaştığı her yerde ve her hastalıkta destekleyici ruhsal tedavi sözkonusudur. Hekime güvenen, onun etkisi altında olan hasta, ondan gelen tatlı bir gülümseme, bir iki güven verici sözle kaygı ve sıkıntıdan kurtulup rahatlar. Kendisini daha iyi ve güçlü görür. Hastalıkla savaşmak için yeni bir destek kazanır.
Ancak gerçek anlamda destekleyici ruhsal te
Haritanızı kendiniz yaparsınız, ardından onun içinde yaşamak zorunda kalırsınız. Haritalarınızı yaratırken iki noktayı unutmayın:
1. Duyularınızı dışarıda kullanış biçiminiz, içerideki düşünüşünüzü ve deneyiminizi etkileyecektir.
2. Duyularınızı içeride kullanım tarzınızı değiştirerek, deneyiminizi değiştirebilirsiniz.
İçimizde deneyim yaratabilecek inanılmaz bir yeteneğe sahibiz. Beynimiz, doğal bir sanal gerçeklik makinesidir. Özel bir başlık takmamıza filan da gerek yoktur. Acı bir anımız bizi tekrar üzüntüye boğar. Hoş bir anımız ise tekrar gülümsememize ve aynı hoşluğu yaşamamıza sebep olur. Limon yediğinizi hayal edin; tükürük salgılamaya başlarsınız. Deneyimlerimizi, duyularımızı kullanarak düşünürüz. Dolayısıyla NLP'de duyularımıza temsil sistemleri denir. Beş tane temsil sistemi bulunur:
Görme
İşitme
Hissetme
Birçok kaynakta etkili konuşmanın-konferansın-nutkun önemi ve usulleri üzerinde durulmuş ve bazı esaslar dile getirilmiştir. Burada bir özet yapmakta fayda görüyoruz.
1) İyi bir dinleyici olun. Bu başkalarına saygılı olmanın da asgari bir şartıdır. Dikkatle ve saygı ile dinlemek iyi konuşmanın ilk hazırlığıdır. Konuşma maçı konuşmasında boşluklar bırakıyorsa bu boşlukları da konuşulan konu üzerinde düşünmekle değerlendirin.
2) Sistemli olarak okuyun.
3) Söyleyeceğiniz şeyler ayrılan süreyi tam olarak doldursun.
4) Konuşmanız için bir ana cadde tesbit edin. O caddeden dışarı çıkmayın.
5) Herhangi bir aksilik karşısında telaşlanmayın. Sakin olmaya çalışın.
6) Dinleyenlere karşı samimi bir saygı
Öğrencilerin birçoğunda ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ vardır. Buna şu örneği verebiliriz: Çevresinden, arkadaşlarından devamlı olarak matematik dersinin zor olduğunu duyan öğrenci, bu derse önyargıyla yaklaşır. Girdiği matematik sınavından da zayıf alırsa şunu söylüyor: ‘Ne yaparsam yapayım matematikten başarılı olamayacağım.’ Bundan sonra da matematik sınavlarına hiç çalışmıyor ve hep zayıf alarak bu düşüncesini iyice pekiştiriyor. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ ile ilgili şu hikâye meşhurdur: Köpekbalığını ortadan cam bölme ile ayrılma büyük bir akvaryuma koyarlar. Diğer tarafa da küçük balıklar koyarları Acıkan köpekbalığı, küçük balıkları yemek için her hamle yapışında burnu cama çarpar. Bunu yüzlerce kez yapınca, artık hiç hareket etmez olur. Bu arada camı kaldırırlar, öbür taraftaki balıklar köpekbalığının önü
‘Hür irade, konuyu bilerek karar verme gücünden başka bir şey dedin’ SOKRAT, öğrencilerini yetiştirirken: ‘Okuduklarınızı ve duyduklarınızı değil, kendi düşüncelerinizi, kendi içinizde olup bitenleri söyleyin. Başkalarının ağaçlarından meyve yeme alışkanlığından sıyrılarak, kendi bahçenizin fidanlarını yetiştirin. İşte o zaman, meyve yemenin zevkini tadacaksınız’ diyerek, öğrencilerinin kendi kişiliklerini ve iradelerini özgür düşünce ortamında geliştirmeye yöneltmiştir. insanlarda karar alma ve kararı yerine getirebilme özgürlüğü vardır. Karar alma birkaç olanak karşısında bunlardan birini seçebilme serbestisidir. İnsan bu yetkiyi küçüklüğünden beri kendinde bulur. Dolayısıyla düşünce özgürlüğü ve bunu uygulama yani hür irade doğal olarak insanda doğuştan vardır. Ancak hür irade; insanın her istediğini yapması, başkalarının zararına da olsa her düşündüğünü uygulamaya koyabilmesi değildir. Oysa hangi tür özgürlük olursa olsun, insanlara hiç bir zaman ve mekânda sınırsız
Tarihsel olarak incelendiğinde büyüsel, dinsel, askeri ve eğlence amaçlı olarak kullanılan müziğin hastalıkların tedavisinde de kullanılmış olduğu görülür. Eski çağlarda hastalıkların iyi edilebilmesi için çeşitli tedavi yollarını denemiş olan insanoğlu, bilgilerinin ve inançlarının ışığında, müziğin de hastalıkların tedavisinde etkili olabileceğini düşünmüş ve kullanmıştır, çünkü insanlar müziğin rahatlatıcı, yaşama renk katan ve insanın ruh sağlığında olumlu bir işlevi olduğuna inanmışlardır. İlkel kabilelerin yaşayışlarında ruhi varlıklar önemli rol oynamış, hekimler çeşitli bitki, ilaç, müzik ve dansı kullanarak hastalarını iyileştirmeye çalışmışlardır. Birçok toplumda hasta insan sağlığına kavuşmak için kendisini bazı güçlere sahip olduğu düşünülen sihirbaza, rahibe teslim etmiştir. Hastalıkların kötü ruh veya cin adı verilen varlıklar tarafından meydana getirildiğine inanılmıştır. Tedavi törenlerinde müzik, dans, ritim ve şarkılar başlıca rol oynamış, hastanın