• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Sizce Risk Nedir?

Kişisel Gelişim

Bir profesör dersine girdiği öğrencilere bir soru sorar. Sorunun cevabını yazılı olarak ister. Soru şu: ‘Risk nedir?’ Bütün öğrenciler harıl harıl kağıtları doldururlar fakat bir öğrenci kağıdın üzerine sadece iki kelime yazar: ‘Risk budur.’ Hoca kağıtları okur: Bir kişi yüz, diğerleri zayıf almıştır. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi sadece o öğrenci yüz alır. İkinci defa yazılı olurlar. Hoca yine aynı soruyu sorar: ‘Risk nedir?’ Bütün öğrenciler: ‘Risk budur.’ şeklinde kâğıt teslim ederler. Sadece o öğrenci, geniş geniş açıkladıktan sonra ‘Risk budur.’ diyerek kağıdı hocaya verir. Hoca sonuçları okuyunca bir öğrenci yüz alır. Diğerleri yine zayıf alır. Hoca bu yolla, riski en iyi şekilde anlatmış olur. Olayı yaşayarak öğrenme, en iyi öğrenmedir. Nasrettin Hoca, damdan düşünce ziyaretine gelenlere boşuna dememiş: ‘Damdan düşen yanıma gelsin.’ diye. Hiç riske girmezsen kazanma ihtimalin sıfır olur. Riske girdiğin an, kazanma ihtimalin bir anda % 5

Risk Almak

Kişisel Gelişim

Bahar mevsimi, toprak içinde iki tohum yan yana yatıyordu. Buğday tohumu yanındaki yulaf tohumuna seslendi: - Ben köklerimi torağın derinliklerine salmak, filizimi toprağın üzerine salmak istiyorum. Baharın müjdecisi olmak, ileride tomurcuklar açmak ve güneşin sıcaklığını yapraklarımın üzerinde, rüzgarın serinliklerini başımda, hissetmek istiyorum. Yulaf tohumu korkulu bir sesle: Ben korkuyorum. Köklerimi salarsam kurtlar kemirmeye kalkar, filizlerimi toprağın üstüne gönderirsem belki de kuzular beni bekler. Tehlikeler beni korkutuyor. En iyisi uygun zamanı beklemek... Hem burada sırtüstü yatmak, bana çok zevkli geliyor. Elimi sıcak sudan soğuk suya dokundurmak ve bir maceraya sürüklenmek istemiyorum.&nb

Yeni Çevrelere Ve Olaylara Hazırlıklı Olun

Kişisel Gelişim

Yeni Çevrelere Ve Olaylara Hazırlıklı Olun;Bazı kadınlar, kocalarının iş ve yer değiştirmesine şiddetle karşı çıkarlar. Alıştıkları bir yerden ayrılmayı akılları bir türlü kabul etmez. Vern L. Elliott: "Böyle kadınlar kocalarının ilerlemelerinde en büyük engeli oluştururlar." der. Geçenlerde birisi naklediyordu. Bir kurumda çalışkan bir memur varmış. Bir başka şehirde daha büyük bir işe tayin ettiklerinde bunu reddetmiş. Gösterdiği sebep ise traji komikti; karısı, anne-baba ve arkadaşlarından ayrılamazmış! Gerçi, tam bir yere yerleşip alışmışken bir başka yere gitme mecburiyeti ilk bakışta hoş bir şey değilse de zarurî durumlarda bu yapılabilmelidir. Evlilik bu gibi durumlara göğüs gerecek kadar sağlam temellere dayanmalıdır. Hem "tebdili mekânde ferahlık vardır" diyerek insan kendisine bir teselli noktası da bulabilir. Özellikle de savaş yıllarındaki subay ailelerinin durumlarını düşünün. Bugün burada olmalarına rağmen yarın nereye gidecekleri belirsiz