• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Tutum Ve Başarı

Kişisel Gelişim

Başarıyla aranızda, tutumumunuz yer alır. Hayatta başarılı olanlar ve olamayanlar arasındaki fark şudur: Başarılı olanların yaşamlarını en iyi şekilde geçirilmiş saatlerinin, en büyük iyimserliklerinin ve zaferle en dolu olan deneyimlerinin düşünceleri yönetir ve yönlendirir. Diğer yandan başarısız insanlar, geçmişteki yenilgileri ve şüpheleri ile yönlendirilir ve kontrol edilirler. Uzaklığınız, bir tutum kadardır! İnsanlar genellikle başkalarının yardımları sayesinde bir şey olduklarını düşünürler. Hayattaki konumlarını, koşulların belirlediğini ifade ederler. Hislerine engel olamadıklarını düşünürler. Ne var ki; bizi biz yapan, etrafımızda bulunanlar değildir. Sonuçta, hayata bakış açımızdan kendimiz sorumluyuz. Nazi Almanyasında bir esir kampından sağ çıkmayı başaran Victor Frankl şöyle diyor: "Kişinin her türlü koşul altında kendi tutumunu belirleyebilmesi, onun elinden hiçbir zaman alınamayacak olan en son insan özgürlüğüdür."

Gevşeme Teknikleri

Kişisel Gelişim

Kaygı tepkisinin biyolojik yapıda oluşturduğu olumsuzluk ve düzensizlikleri daha önce görmüştük. Bu dengesiz biyolojik tepkiler, vücutta, daha sonraları zararlı ya da hastalıklı bir yapı oluşumuna neden olabilecek etkilerdir. Zihin ve beden birbirinden ayrılmayan bir bütün oluşturduğuna göre varlığınızın bu iki yanı arasındaki etki-tepki özelliğini farklı bir biçimde kullanarak da olumlu bir bağlantıya yol açabiliriz. Yoga gibi Uzakdoğu geleneklerinde kullanılagelen değişik gevşeme teknikleri, bahsettiğimiz duruma bir örnek oluşturmaktadır. Bunlar, zihnin bedende yol açtığı olumsuzlukları tam tersi yönde hareket ederek olumluya dönüştürme teknikleridir. Zihnin bedende yol açtığı düzensizliklerin (kalp atışının hızlanması, düzensiz nefes alıp verme, terleme, vb.), üzerlerine gidildiğinde etkilerini azaltabildikleri bir gerçektir. Korku, kaygı gibi olumsuz etkenlerin vücutta yarattığı gerginliği hafifletme yollarından biridir bu aslında. Bir bilinç çalışması. Bu bağlamda yapıla

Kaygının Temeli

Kişisel Gelişim

Araştırmalara göre kaygı duyduğumuz şeylerin yüzde 40'ının hiç gerçekleşmediği; Yüzde 30'unun geçmişte kaldığı ve çaresinin olmadığı; yüzde 12'sinin başkalarıyla ilgili ve bizi hiç ilgilendirmeyen işler olduğu; yüzde O'unun gerçek ya da hayal ürünü hastalıklarla ilgili olduğu ortaya çıkmıştır. Yalnızca yüzde 8'inin kaygılanmaya değer şeyler olduğu anlaşılmıştır. Kaygının iki türünden bahsedebiliriz: "Bizden bağımsız kaygılar" ve "Bize bağlı kaygılar". 'Yarın hava yağmurlu olacak mı?" diye düşünen bir çiftçinin, bu durumu değiştirmek için yapabileceği hiçbir şeyin olmaması, kaygısının temelinde dış etkenin var olmasıyla ilgilidir. Bize bağlı kaygılar, tamamen bize özgü olan, kendi ruhsal yapımızın ürettiği kaygılardır. Bu tür kaygılan kendimiz ürettiğimiz için, tüketmek de kendi elimizde. Kendimizden kaynaklanan kaygılarımızı bir düşünelim. Neler olabilir? Sınav, gelecek, iş hayatı, ailemizin geleceği gibi. Bu kaygılarla, çiftçinin taşıdığı kay

Öz Güven Eksikliği

Kişisel Gelişim

Başarının günündeki en büyük engel ve aşılması gereken ilk engel güvensizliktir. Kendimize inanmamamızdır. Bütün başarısızlıkların nedeni; kendimize karşı beslediğimiz güvensizliktir. Kendine inanan; güven bulur. Kendine inanmayan; güven kaybeder. Bir çok insan vücutça çok kuvvetli oldukları halde kendilerine güvenleri olmadığından, iş görmek, başarılı olmak için içlerinde en ufak bir kuvvet bulamazlar. Gerçek kuvvetliler kendilerine tam güveni olanlardır. Kendi yeteneklerine güvenmeyenler dünyanın en zayıf .insanlarıdır. Washington İrving: "iyi şekillenmiş disiplinli bir yetenek, daima layık olduğu iş ve güveni bulur; ama o kendini aramalarını beklemelidir. Çok mütevazı, birçok değerli insan bir kenarda ihmal edilmiş dururken; değersiz fakat her ne pahasına olursa olsun başarılı olmak için ileri atılmış pek çok kimse de başarıyı yakalamıştır. Bu adamların da hız ve ileri atılma, güven ve kendine inanma gibi değerleri olduğunu ve bunlar-s

Endişe Ve Korku

Kişisel Gelişim

Robert Herrick Sonuna dek çaba gösterin ve asla kuşkuya düşmeyin. Hiçbir şey o kadar zor değildir, araştırın yeter. demektedir. Endişe: Zihinde oluşan ince bir korku akıntısıdır, ne kadar uzun sürerse bıraktığı izler de o kadar derin olur.Endişe ve korku; insanı başarı merdivenlerine tırmanmaktan alıkoyan en önemli unsurlardandır. Korku ve endişe, ölçülü olduğu müddetçe insana zararlı değildir; ama ölçü aşıldığında hayat çekilmez olur. Bizler zihnimizi olumlu ya da olumsuz şekilde kullanabiliriz. Beynin en olumsuz kullanma şekli; korku ve endişe ile yaşamasıdır. Endişe ve

Kişisel Gelişim Eğitimleri

Kişisel Gelişim

Yaşamlarımızdaki ani ve bazen korkutucu değişiklerle başa çıkmanın tek yolu içsel huzurdur. Kişisel gelişim de aslında buna denk düşer; eğer hayatın ve olayların karşımıza çıkardığı sorunlarla baş edebilmeyi istiyorsak, onu sesine kulak vermekten başka çaremiz yoktur. Kişisel gelişim yolculuğu, bir yandan esnek kalmamızı sağlarken diğer yandan koşullarımızın idaresini ele almamıza yardımcı olabilir. Ama ruhsal hareketlerden terapiye, şifa uygulamalarına inziva yerlerine ve gelişim merkezlerine varana dek o kadar çok seçenek var ki, bu yolculuğa nereden başlayacağız? Kişisel Gelişim Eğitimleri aradığınız yanıtları bulmanıza yardımcı olacaktır. Kişisel Gelişim Eğitimleri ile ilgili detaylı bilgi için 232 422 59 54 numaralı telefondan veya burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Beden Ve Ruh Sağlığının Bireysel Ve Toplumsal Önemi

Kişisel Gelişim

Çoğu kişinin aklına ‘sağlık’ deyince yalnızca bedense sağlık gelir. Oysa sağlıklı olmak beden sağlığı yanında rul sağlığını da içerir. Ne kadar ‘sağlıklı’ olursanız olun, kendinİ2 yine de ‘iyi’ hissetmeyebilirsiniz. Bedensel sağlık ile rul sağlığı arasında keskin bir sınır yoktur. Birbirlerini hem olum suz hem de olumlu yönde etkileyebilirler. Beden ve ruh sağlığımızın yerinde olması birçok unsur bağlıdır. Bu unsurlardan birincisi; doğduğumuz an için girdiğimiz, toplumun en küçük yapı taşını oluşturan ailemizdi Çocukların bedensel ve ruhsal açıdan sorunlarının büyük bir kısmının, ana-babaların çocuk eğitimindeki bilgisizlikleri ve yanlış inançlarından doğduklarına hiç şüphe yoktur. Ayrıca evlilik hayatına uyma güçlükleri ve geçimsizlikleri, aile içindeki çocuklar üzerinde daha yıkıcı bir tesir yapmaktadır. Çocuklardaki suç, fuhuş, çeşitli kişilik bozukluklarını inceleyenler, karı-koca geçimsizlikleri, boşanma, ayrılık gibi durumların çocuklar ve gençler üzerind

 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12