Son yıllarda Türkiye`de hızla yaygınlaşmaya devam diyor. NLP nedir? NLP anlamı nedir ? sormak ile başlayalım işe NLP`nın anlamı; Çoğumuz bu sorunun cevabını merak ediyoruz çünkü NLP`nin şimdiye kadar yeterli ve anlaşılır bir anlatım duymamış olabilirsiniz. NLP, aslında günlük yaşantımızdaki her alanı kapsar.
NLP`nin zihni, davranışları ve dili bilinçli ve etkin bir biçimde kullanmayı sağlayan bir eğitim şekli; NLP aynı zamanda bir güzel konuşma sanatıdır.
NLP öğrenerek kendimizi daha iyi ifade edebilir, karşımızdaki insanları daha iyi anlayabiliriz. Onların hareketlerini daha fazla anlamlandırabiliriz.
Hepimiz teri geldiğinde karşımızdaki kişiye `hayır` diyebilmek, yeri geldiğinde sözümüzü dinletebilmek isteriz. NLP bize muhatabımızı ikna edebilme kabiliyeti kazandırır. Kullandığımız dili en etkin bir şekilde kullanabilme yetisi kazandırır. Eşlere birbi
Her kişinin kendi içindeki keşfedilmemiş bir yetenekler ve beceriler hazinesi vardır. Kişiler kendi içlerindeki potansiyelden bütünüyle yararlanabilen kişilerin sayısı ne yazık ki çok azdır. Bunu nedeni ya bu potansiyelin yada hazinenin farkına varamayışımız ya da onu geliştirmek için gerekli bilgiye sahip olamayışımızdır. Hem iş hem de özel hayatımızda karşımıza her an, problemler ve fırsatlar çıkar. Bunlardan bir kısmı “gerçekler dünyası”, diğer bir kısmı ise “duygular dünyası” ile ilgili problem ve fırsatlardır. Gerçekler dünyasından kaynaklanan sorunları ve fırsatlar konusundaki tavrımızı, genellikle akıl ve mantığımızı kullanarak, deneyimlerimizden, mesleki bilgilerimizden yararlanarak belirleriz. Duygular dünyasına ait olanları anlamak ve çözümlemek ise çoğu kez daha zordur; hayal kırıklığı ve üzüntüye neden olurlar. Kişisel ve kurumsal gelişimin önünü tıkayan unsurlar çoğu kez bu tür ploblemlerin çözümlenem
Kendine Saygı Duymak;Çocuktaki kendine saygı çok küçükken biçimlenmeye başlar ve gün gün oluşmaya devam eder. Kendine saygı yetersizliklerimizi görüp kim olduğumuzu kabullenmekten ve hâlâ kendimizi sevmeyi tercih etmekten kaynaklanır. Çocuktaki özsaygı her başarılı karşılıklı etkileşim deneyiyle, iyi yerine getirilen görevle ve ulaşılan amaçla olduğu kadar, sevilen bir kişinin güzel sözleriyle de gelişir. Özsaygı muazzam başarılara dayanmaz. Kendine saygı çocuğun kendi hayatını düzenleyebildiği ve bunu iyi yapabildiği inancını oluşturan küçük günlük görevlerle sağlanır.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Kaygının, kendi kendine gerçekleşen içsel konuşmalar şeklinde kendine özgü bir dili vardır. İç konuşmamız, çocukluktan itibaren var olur. Kimi zaman (özellikle çocukluk döneminde) rahatlıkla dışa vurabilsek de, çoğunlukla sessizce sürer. Kendimizle bağlantı kurduğumuz bir iletişim aracı olan dil, bizi mutlu edebildiği gibi, kimi zaman da mutsuzluğumuzun nedeni olur. Sizi mutlu eden bir olayı düşündüğünüzde, vücudunuzda olan biteni bir gözlemleyin. Bir de bunun zıttı bir olay karşısındaki hallerinizi gözleyin.
Farklı duyguların bedendeki etkileri de farklıdır. Önemli olan, duygularınızın, onların bedeniniz üzerindeki etkilerinin farkında olup onları anlamlandırmanızdır: Hangi koşullar altında, neyi nasıl hissettiğinizi. İç konuşmanızı daha bilinçli ve daha istemli bir hale getirerek kaygınızı, son derece yararlı bir duygu hali olan temkin ve tedbirliliğe dönüştürebilirsiniz. Çünkü, kaygının temelinde bir tür sınanma korkusu vardır. Bu sınanmayı
Hayalinizde her ne zaman isterseniz bu odaya dönebilirsiniz. Favori sandalyenizi, nereye oturacağınızı, kitaplarınızın, masanızın ve diğer eşyaların nerelerde olacağını biliyor olacaksınız. Hiç kimse davetiniz olmadan sizi ziyaret edemeyecek. Fakat düzenli bir misafir olarak özel arkadaşa sahip olmak isteyebilirsiniz. Bu, gerçekte tanıdığınız veya tanımadığınız tamamen hayalî bir insan olabilir. Her ne isterseniz bu özel insan ile görüşebilirsiniz. O size tavsiyelerde bulunmak ve problemlerinizi çözmenize yardım etmek için her zaman hazır bulunacaktır. Bunu nasıl yapacaksınız? Bir insanı hayalinizde net bir şekilde oluşturun ve ona her ne isterseniz sorun. Danışmanınızla çözümü hakkında hiçbir fikrinizin olmadığı konular da dahil her şeyi tartışın. Verilecek olan cevabı düşünün. Eğer zorlanıyorsanız size yardım ve öğüt için nelerin söylenebileceğini hayal edin. Bunu yaparken yavaş yavaş çekingenlikten kurtulacaksınız ve size verilen öğüde güvenmeyi öğreneceksiniz. Gayet tabi
Eğer hayal birçok dahice görüşün ve anlayışın kaynağı ise, yöneticiler daha iyi olabilmek için onun gücünden nasıl faydalanabilirler? Altın kurallardan biri, bunu düşünmek ve yansıtmak için zamana ihtiyacımızın olduğudur. Petrol endüstrisinin büyük şirketlerinden birinin genel müdürü olan bir yönetici bana her gün üç saatini düşünmeye ayırdığını söyledi. Bu, onun söylediğine göre, başarısının kaynağı, görüşlerinin doğduğu ve en iyi çözümleri ortaya çıkardığı zaman dilimiydi. Onun seviyesindeki biri için bunun, işinin en can alıcı noktalarından biri olduğunu söyledi. Onun statüsü ve pozisyonu bu vakti kullanmaya müsait olduğu için şanslıydı. Onun ofisi ana binanın girişinde, kabul binasının yanındaydı. Aynı zamanda, yüzlerce çalışanının geliş ve gidişlerini de ofisinden görebiliyordu. Herkes patronlarının zamanının yarısını uyuyarak geçirdiğini biliyordu! Fakat hayal edebilme gücünün ve liderlik yeteneklerinin bir sonucu olarak hak ettiği saygıyı görüyordu. Bana felsefesi
Önyargılarımızın birçoğu bilinçsiz olarak geçmiş deneyimlerimizden, başarılarımızdan ve başarısızlıklarımızdan, küçük düşürülmemizden ve göklere çıkarılmamızdan ve diğer insanlar ile olan ilişkilerimizden kaynaklanır. Bu tür inançların kökü ilk çocukluk dönemlerimize kadar uzanır ve etkisi bir ömür boyu sürer.
Örneğin kendinizi 'matematiksel düşünceden yoksun' görüyorsanız bütün, davranışlarınız bu kişisel algılamaya uygun olacaktır. Bu imajla çatışan olaylar -örneğin 'sayılarla arasının iyi olmadığını' söyleyen biri matematik testinden yüksek not alırsa- genellikle çok farklı bir şekilde açıklanacaktır. İnsan beyni uyumsuzluklara karşı direnir. Bu sebeple de düşünceler ve aksiyonlar birbirlerine yönelir. 'Ben size söylemiştim... bu sadece bir şans.' şeklindeki bir sözde müthiş bir uyum vardır.
Kendi kendinize yaptığınız listedeki negatif önyargıların kaç tanesinin -belki genetik zayıflıklar dolayısıyla- değiştirilemez olduğunu sorun. Belki birk