Massachusetts Üniversitesinde öğrenciyken, Honesdale, Pennsylvania'daki Five Star yaz basketbol okulunda bir istasyon çalıştırıyordum—istasyon bir oyuncunun belli bir beceri üzerinde çalıştığı bir yerdir—ve hem gençler ve hem de yaşlılar kategorisinde bir takıma antrenörlük yapıyordum. Bu işin o zamana kadar yapan en genç insandım. Tüm süreci tanımak bakımından çok önemliydi: ama daha da önemlisi, aynı zamanda kampı işleten kolej antrenörlerinden çok şeyler öğrenebilmiş olmamdı. Antrenörlük stratejisinin akıl almaz karmaşıklığı ve münferit oyuncuların kendilerini geliştirmek için yapmaları gereken ö-zel şeyler hakkında ders veriyorlardı, ve bende onları dikkatle inceliyordum. Hangisi işe yaradı? Hangisi yaramadı? Dinleyicilerin dikkatini nasıl çektiler? İlk örneklerimden üçü, sonradan NBA'da Atlanta Hawks ve New York Knicks'ın antrenörü olan Hubie Brown; Detroit Pistons iki dünya şampiyonasında çalıştıran Chuck Daly; ve halen NBA'da washington'un antrenörü olan Jimmy
Akletmenin, akıl yürütmenin, tüm zihinsel faaliyetlerin beyinden kaynaklandığı bilinir. Ancak şu sorunun cevabı henüz verilmiş değildir: Bir madde yığını olan milyarlarca hücreden meydana gelen beyinde, bilme, düşünme, akıl yürütme gibi zihinsel melekeler nasıl oluşmaktadır? İkibinli yılların başında bilimin cevaplaması gereken bu soru, hem konuyla ilgili uzmanların hem de zihnin, özellikle şuurun kökenini merak eden felsefecilerin kafalarını kurcalıyor. Şuur, bugün üzerinde çok durulan bir konu. Çünkü genel anlamıyla biyoloji, özelde nöroloji hayatın bir sürü sırrını gözle görülür bir nitelikte açığa çıkarma iddiasını hâlâ sürdürüyor. Bunu da maddi bileşelerine indirgeyerek, parçalarına ayırarak yapmaya çalışıyor. Oysa, beyni ne kadar indirgerseniz indirgeyin, ne kadar ayrı parçalara bölerseniz bölün, arada bir zihnin ya da şuurun çıkamayacağı açıktır.
90'h yıllar bu sırrın çözümlenmesi yolunda önemli mesafeleri alındığı yıllar olarak
ÖĞRENME VE HAFIZA
Sevgili meslektaşım, anlatığınız dersin, öğrencilerinizin hafızasında yer etmesi için, dersinizi aşağıda sıralanan beş anahtarı göz önünde bulundurarak hazırlayın ve anlatın. 1 - Güçlü bir başlangıç yapın Bir derste en değerli zaman, derse başladığınız ilk dakikalardır. Bu sebeple sınıfa zamanında gelin ve hiç oyalanmadan derse başlayın. Uzun giriş cümlelerinden, öğrencileri motive etmek için kaygı artırıcı, açık veya kapalı tehdit havası taşıyan yaklaşımlardan kaçının. Başlangıç etkisinden yararlanmak için iki öğeye dikkat edin. . a) İlişki kurun: Sizi dinleyecek olan öğrencilerinize bildiklerinizi ve öğretmek istediklerinizi aktarmanın yolu, onlarla ilişki kurmaktan geçer. Bu istek gözlerinizden, bedeninizden ve hareket biçiminizden dışarı yansır. Sınıfın ilgjsini çekecek bir giriş yapın, bir soru sorun, bir espri yapın, fıkra veya olay anlatın. b) Öğrencilerinize derste anlatacaklarınızla ilgili bir plan verin: Bu
HIZLI OKUMA NEDİR?
Görsel algılama düzeyimizi geliştirecek okuma, algılama ve anlama düzeyimizi yükseltmeyi amaçlayan farklı bir tekniktir.
Göz ile beyin arasındaki sinirlerin, göz ile kulak arasındaki sinirlerden 25 kat daha hızlı hareket ettiğini biliyor muydunuz? O halde neden en az 10 saat süren bir çalışmayı en fazla 1–2 saatte bitirmeyesiniz? Hızlı Okuma Eğitimi Hakkında Genel Bilgiler
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi Toplam 24 saat sürecek ve %25 Teorik %75 uygulama içerikli olacaktır.
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimi konusunda yetkin isimlerden birisi Sayın Cemal KONDU verecektir.
* Anlayarak Hızlı okuma Eğitimine katılanların mevcut okuma performanslarında %40 artış olması ve anlayarak okunan kelime sayısında % 300 art
Çocuğun ufacık bedeniyle yola çıktığı eğitim ve öğretim hayatında nelerin üstesinden gelmek için çalıştığını ve zorluklar çekiyorlar. Aslında çoğu zaman öğrenciler ve aileleri, yapmaları gereken ve gerekmeyen şeyleri bilmiyorlar. Ama bilmek, yapabilmek anlamına gelmiyor.
Öğrencilerin bildikleri konularda bile uygulama yöntemlerinde sıkıntılar yaşıyorlar. Bilgi sahibi oldukları konularda bile gerekli adımları yerinde ve zamanında atamadıklarından çok fazla sıkıntı yaşıyorlar.
ÖĞRENCİ KOÇLUĞU;
Yeni eğitim sisteminde öğrencilerin girecekleri sınavlar konusunda karmaşıklıklar yaşıyorlar. Yıl içi Başarı Puanı YBP, Seviye Belirleme Sınavı SBS, Üniversitelere Giriş Sınavları (Ygs, Lys) ve diğer çok sayıda sınav sürecinde büyük iniş ve çıkışların yaşandığı, yaşanacağı tartışılamaz bir gerçektir. Çocuğunuz, okul hayatından bunalmış, arkadaşları arasında mutsuz ve en önemlisi aile içinde