İletişim, bir yöneticinin etkinliğinin temel unsurudur. İletişim, özellikle konu liderlikse, başarı ölçütleri listesinde daima üst sıralarda yer alır. Geleneksel iletişim kuramı genellikle iletişim aracının teknik ayrıntıları, mesajın şekli ve son teknoloji üzerinde yoğunlaşmıştır. NLP ise daha çok, iletişimde rol oynayan algılar, tutumlar ve inançların çeşitliliğiyle ilgilenir. Özel olarak, iletişimden (aynı zamanda davranışın herhangi bir görünümünden) alınması istenilen sonuç ve bu sonucun ne derece gerçekleştiği üzerinde yoğunlaşır. En önemlisi NLP, en şık kuramın ne olduğundan çok, hangi kuramın işe yaradığıyla ilgilidir. Tam olarak neyi başarmak istiyorsunuz? İletişiminizin başarılı olduğunu nasıl bileceksiniz? ‘Duyusal belirtiler’ ne olacaktır; ne görecek, ne duyacak ve ne hissedeceksiniz?
NLP'de basan, bir metne, sisteme, herhangi bir çaba ya da diğer bilgilere bağlılık temelinde değil, yaptığınız şeyin amaca hizmet edip etmediğine bakılarak ölçülür. Bunu
Ruhbilimin insanı tanımak ve anlamak konusunda yaptığı önem aşamalardan biri testlerle olmuştur. XIX. yüzyılın sonlarında geliştirilme ye başlanan testlerin yaygın uygulanması son otuz, kırk yıl içinde olmuştur.
Ruhbilim alanında kullanılan testler bir anlamda gözlem, ölçme ve karşılaştırma aracıdır. Başka bir deyişle, kişinin gözlemini öznellikten kurtarır. Gözleme nesnel nitelik kazandırır, harcanan zamanı kısaltır. Buna karşın, son yıllarda testlere karşı gittikçe artan eleştiriler ortaya çıkmış testlerle yapılan hatalı değerlendirmeler sonucu birçok kişinin gereksiz ve yersiz durumlarla karşılaştığı ileri sürülmüştür. Kuşkusuz, herhangi bir inceleme ya da tedavi aracının kötü kullanılmasından ve hatalı yorumundan kaynaklanan sorunlar olabilir. Zamanla bu sorunlar çözülebilir. Ancak bu sorunlara bakarak hiçbir zaman testlerden vazgeçilemez.
Ruhbilim alanında kullanılan testler kişilik ve yetenek testleri olmak üzere iki büyük
Türkçesi Sinir Dili Programlaması yada Beyin Dil Programlanması olarak çevrilen NLP (Neuro Linguistic Programming), kişinin hayallerini hedeflerini ve istediklerini elde etmesine imkân veren bir düşünce, uygulama ve davranış tarzıdır. İnsanı mükemmel bir bilgisayara benzetirsek bu bilgisayarı nasıl kullanacağımızı öğreten bir teknoloji NLP (Neuro Linguistic Programming), Hepimizin sahip olduğu potansiyelin nasıl daha etkin kullanılacağını sağlayan modeller ve stratejilerden oluşur. NLP(Neuro Linguistic Programming), Kişinin Kendisiyle ve Diğer İnsanlarla İletişimidir… NLP(Neuro Linguistic Programming), Bir Davranış Biçimidir…
Merak, macera hissi, neyin öğrenmeye değer olduğunu ve iletişimde neyin insanları etkilediğini öğrenme arzusu ile yaşama ender b
Yönetim yerine yönlendirmenin önem kazandığı günümüz işletme anlayışında koçluk sistemi kumanda ve kontrol etmek yerine destekleme ve kolaylaştırma odaklı bir tekniktir.Yönlendirmenin bir liderlik tarzı olarak benimsenmesi ve uygulanması yöneticilerin bazı becerilerle donanması ile mümkün olucaktır.Yöneticilerde koçluk becerilerinin geliştirilmesi ,hem yöneticinin hem astın bilgi ve becerilerine hem de örgütsel ortama bağlıdır.
Yönetsel süreçte koçluk uygulamaları koçluk (coach) görevini yapan yöneticinin çeşitli becerilere sahip olmasını ve onun da koçluk yapılan kisi (coachee) gibi sürekli kendisini geliştirmesini gerektirmektedir. İşletmeler bu ihtiyaca yönelik olarak kendi insan kaynakları departmanlarından ya da
dışarıdan koçluk eğitimi desteği sağlayarak yöneticilerini geliştirmektedirler.
Koçluk Beceriler: • Dinleme Becerileri,
Çocuklara okuma alışkanlığının edindirilmesi, çocuğun okul öncesi yıllarına dönerek ele alınması gerekir.
Çocuk okuma alışkanlığını, öncelikle aile içinde, sonra okulda ve çevresinin okumaya yönelik tutumuyla edinir ve geliştirebilir. Çocukların okuma alışkanlığını edinmesinde kullanılacak temel araç kitaptır. Okula gittiğinde, ilk kez kitaplarla karşılaşan çocuk, evde hiç okuma uğraşı yoksa, okuma işlemi ile okulu özdeşleştirmeye başlayabilir. Eğer okuma alışkanlığının geliştirilmesi isteniyorsa, çeşitli gelişme aşamaları, gereksinim ve ilgi alanlarının ötesine geçmeli. Aynı zamanda çocuk, kendisini değiştiren entelektüel gereksinimlere ve çevre koşullarına göre ayarlanması için yönlendirilmelidir.
Çocukların okuma alışkanlığı edindirmeleri ve geliştirmeleri ise okul ve kütüphane gibi kurumlarda gerçekleşir. Bu iki kurumun, bütün yaşamı boyunca eşgüdüm içinde çalışması, öğrenci öğretmen ilişkilerinin, küt
Yaşam düzeylerinin, başlarına gelen olaylar tarafından değil, bu olaylara verdikleri tepkiler sonucu belirlendiğini keşfeden bir grup insan, başlarına ne gelirse gelsin, bunu bir amaç için kullanırlar.
Onlara göre herşey, bir sebep ve bir amaç içindir. Bu şekilde düşünen insanlar, başkalarının başarısızlık veya şanssızlık diye nitelediği birçok şeyi, hayatlarında fark meydana getiren bir fırsat ve avantaj haline çevirmeyi bilirler.
Bu gruba giren insanlar, hastalıklarını dahi amaçları doğrultusunda kullanırlar. Nasıl mı?
Günümüzde "hipnozun babası" olarak adlandırılan Dr. Milton Erickson, işte bu tür insanlardan biridir. Sahip olduğu olağanüstü sezgi ve duyarlılığın yanındaki üstün yeteneklerinin, 15 yaşından beri devam eden sakatlığının sağladığı bir avantaj olduğunu söylemektedir.
Erickso
Başarıyla aranızda, tutumumunuz yer alır. Hayatta başarılı olanlar ve olamayanlar arasındaki fark şudur: Başarılı olanların yaşamlarını en iyi şekilde geçirilmiş saatlerinin, en büyük iyimserliklerinin ve zaferle en dolu olan deneyimlerinin düşünceleri yönetir ve yönlendirir. Diğer yandan başarısız insanlar, geçmişteki yenilgileri ve şüpheleri ile yönlendirilir ve kontrol edilirler. Uzaklığınız, bir tutum kadardır!
İnsanlar genellikle başkalarının yardımları sayesinde bir şey olduklarını düşünürler. Hayattaki konumlarını, koşulların belirlediğini ifade ederler. Hislerine engel olamadıklarını düşünürler. Ne var ki; bizi biz yapan, etrafımızda bulunanlar değildir. Sonuçta, hayata bakış açımızdan kendimiz sorumluyuz. Nazi Almanyasında bir esir kampından sağ çıkmayı başaran Victor Frankl şöyle diyor: "Kişinin her türlü koşul altında kendi tutumunu belirleyebilmesi, onun elinden hiçbir zaman alınamayacak olan en son insan özgürlüğüdür."