Çocuklarda dikkat eksikliği nedir, neden olur, nasıl ortaya çıkar? Çocuklarda dikkat eksikliğine dikkat! Çocuklarda dikkat eksikliği, dikkat dağınıklığı kolay kolay teşhis konulacak bir rahatsızlık değildir. Dikkat eksikliği nedir? Hastalık düzeyinde olmayan, belli ölçüde dikkatsizlikler çocuklarda görülebilir bir şeydir. Ama hastalık seviyesinde dikkat problemleri de vardır. Bunlar dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu olarak görülür. Çocuklarda dikkatsizliğin hastalık boyutunda olmayanı bile yaşamsal ve akademik problemlere neden olabilir. Çocuklarda dikkat eksikliği Neden olur? Dikkat beş duyuya ihtiyaç gösterir. Dikkatin toparlanabilmesi için görme, işitme, dokunma, koklama ve tatma duyularının tümünün çalışır v
Shiva, Vigyan Bhairav Tantra'sında şu meditasyon tekniğini veriyor: dikkatin her nereyi aydınlatırsa, tam o noktayı deneyimle. Bu teknik için ilk olarak dikkatini geliştirmelisin. Dikkatli bir tutum geliştirmen gerekiyor. Bu teknik ancak o zaman işe yarar, o zaman dikkatinin aydınlattığı noktayı deneyimleyebilirsin, kendini deneyimleyebilirsin. Bir çiçeğe sadece bakarak kendini deneyimleyebilirsin. O zaman bir çiçeğe bakmak, yalnızca çiçeğe bakmak değil, çiçeğe bakana da bakmaktır. Bu ancak dikkatin sırrını biliyorsan mümkündür. Bir çiçeğe bakabilir, çiçeğe baktığını düşünebilirsin. Oysa çiçeği düşünmeye başladın ve çiçeği kaçırdın. Artık orda değilsin, başka bir yere gittin. Uzaklaştın. Dikkat, bir çiçeğe baktığında, bir çiçeğe bakıyorsun ve adeta zihnin durmuş, artık düşünce yokmuş ve sadece orda duran çiçek varmış gibi, başka hiçbir şey yapmıyorsun demektir. Sen burdasın, çiçek orda, ikinizin arasında hiçbir düşünce yok
Bir bakıma, her gün birbirinin aynıdır. Başka türlü nasıl olabilir ki? Aynı güneş, her sabah aynı güneş doğuyor. Gün batımı aynı. Evet ama dikkatlice izlersen, hiç birbirinin tıpatıp aynı iki gün doğumu gördün mü? Hiç gökyüzündeki renkleri seyrettin mi? Hiç güneşin etrafındaki bulut oluşumlarını gördün mü? Birbirinin aynı iki gün doğumu yoktur; birbirinin aynı iki gün batımı da. Dünya süreksiz bir sürekliliktir. Süreksizdir, çünkü her an yeni bir şey oluyor ve bununla birlikte süreklidir, çünkü tümüyle yeni değildir. Birbiriyle bağlantılıdır. Yani, güneşin altında yeni hiçbir şeyin olmadığı doğrudur ve aynı zamanda güneşin altında eski hiçbir şey yoktur. Her ikisi de doğrudur. Hiçbir şey yeni değildir ve hiçbir şey eski değildir. Herşey değişmeye devam etse de bir şekilde aynı kalır, bir şekilde aynı kalır ama yine de değişmeye devam eder. İşin güzelliği, gizemi, sırrı buradadır. Bunu herhangi bir formüle indirgeyemezsin: aynıdır diyemezsin,
Mükemmel erkekler ve kadınların hepsi dinleyicidir. Bill Clinton esnektir çünkü duygudaşlık kurmasıyla öne çıkan bir dinleyicidir. Görüşlerinin değerleri ve kişisel kararlarıyla uyumuna bakmaksızın birçok insan onun kalbinde Amerika Birleşik Devletleri nin iyiliği olduğuna inanırlar. Peki, bu inanç nasıl böyle yayıldı? Clinton her zaman dinledi. O her bireyin ülkenin daha iyi olmasıyla ilgili söylediklerini duymak istedi. Gerçekten dinleme becerisi önemlidir ve özellikle empati kurarak başka insanların nasıl etkin dinleneceğini derinlemesine işleyeceğiz. Dinlemek, dikkatli bir şekilde diğer insanın susmasını beklemekten daha ötedir. Dinlemek, başkalarının kalplerini ve zihinlerinin derinliklerilerini anlamak, değişik hayat tecrübelerini onların bakış açılarından yaşamaktır. Peki bunu bir adım daha ileriye götürerek nasıl gerçekten mükemmel insanlar gibi olabiliriz? Paul McCartney’nin gece uykusundan mükemmel şarkılarını oluşturacak melodiler ve sözler için uyandığı
Uyanık ya da uykuda olduğumuz her an, dış dünyadan duyularınız aracılığıyla milyonlarca veri alıyoruz. Ama bilincimiz aynı anda ancak beş ile dokuz arasındaki veriye odaklanabilir. Siz, yedi rakamlı bir telefon numarasını belleğinize kaydetmeye çalışırken ikinci bir telefon numarasını da aynı anda aklınızda tutamazsınız.
Şu anda bulunduğunuz mekana ait tüm veriler bilinçaltınızda kayda geçiyor. Sadece veriler mi? Mekanla ilgili düşünce ve duygularınız, orada otururken kafanızdan geçen başka şeylerle ilgili düşünce ve duygularınız, anılarınız, umutlarınız, beklentileriniz ve korkularınız, kendinizle yaptığınız iç konuşmalarınız, üzerinizdeki elbisenin, ayakkabının rengi, rahatlığı vb. her şey ama her şey bilinçaltında kayda geçiyor.
Ama size gözünüzü kapattırıp odanın duvarlarının rengini sorsam belki ona bile yanıt veremezsiniz. Özellikle ilk kez bulunduğunuz bir mekansa.
Oysa derin hipnoz esnasında odayla ilgili her türlü s
Sıkışık mı sıkışık bir trafikte iş randevunuza yetişmeye çalışıyorsunuz. Bir taraftan yeterince hazırlanmadığınız için bu buluşmanın nasıl geçeceğinin stresini yaşıyorsunuz. Diğer taraftan geç kalacağınız endişesini duyuyorsunuz. Tam o sırada radyoda bizim şarkımız dediğiniz bir şarkı çalmaya başlıyor. Birden gevşediğinizi hissediyorsunuz. Gözünüzün önünde sevdiğiniz kişi canlanıyor. Yüzünüzü bir tebessüm kaplıyor.
Yüzünüzde mutlu bir tebessüm, hülyalara dalmışken mavi-kırmızı ışıklı bir arabanın tam arkanızda olduğunu dikiz aynasından görüyorsunuz. Aniden içinizi sıkıntı kaplıyor çünkü ruhsatınızı evde unuttuğunuz aklınıza geliyor. Panikleyerek arabayı sağa çekmeye hazırlanırken, arkadaki polis arabasının sizden yol vermenizi istediğini fark ediyorsunuz.
Eliniz otomatikman sevgilinizin size şans getirsin diye verdiği arabanın aynasından sallanan Noel baba figürüne gidiyor. Rahatlıyorsunuz.
Çapalar iş başında,
Sınav kaygısı, öğrencinin sınavla ilişkili çoğu gerçekçi olmayan olumsuz beklentilerinin yarattığı yoğun sıkıntı hissidir. Sorumluluk sahibi olan, bir hedefi olan ve bunun gerçekleşmesi için çaba gösteren her öğrencinin, bilgisinin değerlendirildiği bu tip sınavlardan önce kısmen kaygı duyması doğal ve gereklidir. Sınav kaygısı az miktarda ise kişi üzerinde motivasyon ve performansı arttırıcı etki gösterir. Ancak sınav kaygısı istenen düzeyin üzerine çıktığında kişinin dikkat, öğrenme, bellek fonksiyonlarını olumsuz etkiler ve başarıyı ve motivasyonu düşürür. Stresin artmasıyla birlikte olumsuz düşünceler öğrencinin zihnini kaplamaya başlar. Sınav stresi ve kaygı durumda vücutta birtakım hormonal değişiklikler meydana gelmektedir. Bunun sonucu olarak kaygı ve stresin derecesine göre kişide sınavdan günler öncesinde bile kendisini göstermeye başlayan huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, karın ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi