Çeşitli şeylerden korkar, kendimizi sürekli güven altına almaya çalışırız. Otururken sırtımızın kapıya değil de duvara dönük olmasını isteriz. İşlerimizi gündüzleri görür, geceleri dışarıda tek başına olmaktan pek hoşlanmayız; çünkü karanlıktan korkarız. Karanlıklar içinden fırlayıp geleceğini düşündüğümüz hayaletlerin korkusu içimizi kemirir. Birileri pencereden bize bakıyordur, gölgemiz bile düşmandır bize. Korkuyu içimizde duyumsarız; havanın ciğerlerimizde dolaşması gibi dolaşır içimizde korku. Peki, bu korku nereden kaynaklanmaktadır? Bu korku, genellikle büyüme çağında bizi etkileyen bir olayın yerleşip kalmış bir etkisidir. Ortam uygun olduğunda, çoktan unutuldu sanılan anılar yeniden canlanır, açığa çıkar. Daha doğrusu geçmişteki kaynağından beslenmeye başlar. İnsan bin yıllardır korkuyor. Henüz mağaralarda yaşarken ve dünya hakkında çok şey bilmezken doğa onu korkuturdu. Şimşekler, karanlık, gök gürültüsü, vahşi hayvanlar gibi birçok şeyden korktu insanoğlu, çünkü
Jane Welsh, Thomas Cariyle ile evlendiği zaman parlak bir geleceğin adayıydı. Bunu teperek evlendiği için çevresindekiler bu tutumunu uygun bulmayarak yadırgamışlardı. Jane, güzel bir kadındı. Bunun yanında, yüklü bir mirasın vârisi olarak zengindi. Thomas Cariyle İse olağanüstü bir zekâ sahibi olmasına rağmen kaba ve eksantrik bir adamdı. Bir metelik bile serveti yoktu. Sadece zeki ve kabiliyetliydi. İşte, çevreleri hep bu şekilde kıyaslamıştı onları.
Jane, bu sözlerin hiç birisine kulak asmadı. Yıllar sonra, kocasının Edinburgh Üniversitesine rektör seçildiğini, Londra'nın meşhur simalarından biri olduğunu görerek mutlu oldu ve kocasıyla iftihar etti. Thomas Cariyle, "Fransız İhtilâli", "Kromvel'in Hayatı" gibi klasik şaheserleri vücuda getirerek meşhur bir yazar oldu. Chelsea'daki mütevazi evleri, zamanın bütün edebî dehâlarını çeken bir yer oldu.
Jane Cariyle, yaratılıştan şiire yatkın olduğu halde,
Yeni Çevrelere Ve Olaylara Hazırlıklı Olun;Bazı kadınlar, kocalarının iş ve yer değiştirmesine şiddetle karşı çıkarlar. Alıştıkları bir yerden ayrılmayı akılları bir türlü kabul etmez. Vern L. Elliott: "Böyle kadınlar kocalarının ilerlemelerinde en büyük engeli oluştururlar." der. Geçenlerde birisi naklediyordu. Bir kurumda çalışkan bir memur varmış. Bir başka şehirde daha büyük bir işe tayin ettiklerinde bunu reddetmiş. Gösterdiği sebep ise traji komikti; karısı, anne-baba ve arkadaşlarından ayrılamazmış! Gerçi, tam bir yere yerleşip alışmışken bir başka yere gitme mecburiyeti ilk bakışta hoş bir şey değilse de zarurî durumlarda bu yapılabilmelidir. Evlilik bu gibi durumlara göğüs gerecek kadar sağlam temellere dayanmalıdır. Hem "tebdili mekânde ferahlık vardır" diyerek insan kendisine bir teselli noktası da bulabilir. Özellikle de savaş yıllarındaki subay ailelerinin durumlarını düşünün. Bugün burada olmalarına rağmen yarın nereye gidecekleri belirsiz
Coşkuyu Arttırmanın Kuralları; Uygulandıkları takdirde bu altı kuralın olumlu sonuçlar verdiğine şahit oldum. Kocanıza bir kere tecrübe etmesini rica edin. Herhangi bir insanın coşkusunu arttırıp heyecanını yükselteceği garanti edilebilir. İsterseniz birlikte inceleyelim: 1- İşinizin her türlü özelliği ile, bütün olarak bunların kuruluş ile ilişkilerini öğrenmeye çalışın. İnsanların birçoğu, kendilerini, büyük bir havuzda küçük bir kurbağa gibi farz ederek, kendilerine verilen işin dışında hiçbir şey öğrenmek istemezler. Bilmem iki adamın hikâyesini hatırlar mısınız? Bir gün yan-yana çalışan iki işçiye sormuşlar: "Ne yapıyorsunuz?" diye. Bunlardan birisi: "Tuğla diziyorum" diye cevap verirken diğeri: "Katedral yapıyorum" cevabını vermiş. Yaptığı iş hakkında bilgi sahibi olmak veya verim almak insanın isteğinin artmasına sebep olan faktörlerdir. Meşhur Amerikan kadın gazetecilerinden Ida M. Tarbell bir seferinde 500 kelimelik bir makale için haftalarca m
Etkili dinleme; dinlemeye hazırlanmayı, dikkati konu üzerinde toplamayı ve dinleme amacının belirlenmiş olmasını gerektirir.
Dinleme Hazırlığı
Dinlemede etkililiğin sağlanması için gerekli ön koşullardan birisi, "dinlemeye hazırlanmaktır."
Dinleme hazırlığının iki yönü vardır. Birinci yön, dinlenecek konuya ilişkin ön bilgi sahibi olmak üzere yapılan hazırlıktır.
Öğrencilerin, derste o gün anlatılacak konu için, evlerinde konuyla ilgili bilgi toplamaya yönelik olarak yapacakları hazırlık bu türdendir. Öğrencilerin ilgili konuya (konunun ne olduğuna, özelliklerine, ana düşüncesine, vb) ilişkin ders ve yardımcı ders kitaplarından yararlanarak ya da harita, resim, çizelge, vb. inceleyerek yahut gözlem ve görüşme yoluyla elde edecekleri ön bilgileri; dinleme anında, konu üzerine dikkatlerini toplamayı kolaylaştırır. Bu yol öğrenc
HALKLA İLİŞKİLER KAVRAMI;İster özel ister kamu kuruluşu olsun, her kuruluş, toplumsal bir çevre içinde yer alır; bir yandan çevreyi etkiler, bir yandan da aynı çevreden etkilenir. Halkla ilişkiler; kuruluşun çevresiyle ilişkilerini, çevrenin kuruluş amaçları, işlevleri ve örgütsel davranış üzerindeki etkilerini öğrenmesiyle, kuruluşun çevresini etkilemesiyle ilgili anlayış, davranış ve yöntemleri içeren bir kavramdır. Bu nedenle halkla ilişkiler her kuruluşun, kuruluş yönetiminin çevreyi bilmesi, değerlendirmesi ve çevredeki değişimler karşısında sürekli önlem alması açısından önem taşır. Halkla ilişkiler aynı zamanda kuruluşun amaç, politika ve etkinliklerinin çevreye anlatılması ve benimsetilmesinde önemli bir role sahip bulunmaktadır. Halkla ilişkileri bu iki yönlü özelliği ile kuruluşların çevreleriyle ilişkileri içinde yer alan bir yönetsel işlev olarak kavramak gerekir.
"Halkla ilişkiler nedir?" sorusuna somut yanıt vermek zordur. Tanım
Dalgınlık, bireyin çevresinde olup bitenleri ayrımsayamayacak kadar düşüncelere dalmış olması ya da dikkatini belirli bir konu üzerinde toplayamaması durumudur.
Dikkatin toplanmasını engelleyen nedenler, dalgınlığa yol açan nedenler olarak düşünülebilirler.
Dalgınlığın başlıca nedenlerini iki grupta ele alabiliriz.
1. Çok önemli olmayan kimi küçük sorunlar sizi rahatsız ediyor ve dikkatinizi konuya vermenizi engelliyor ya da güçleştiriyor olabilir. Sözgelişi bir yere gidilecek, bir arkadaşınızla telefon-laşılacak olunabilir. Bu durumda yapılacak iş, sizi rahatsız eden ve zihninize takılarak dikkatinizi toplamayı güçleştiren sorunları olanaklar ölçüsünde öncelikle çözümleyerek ortadan kaldırmak-
Bunun için, eğ