Herkes ve her şey yanlış olduğunuzda ısrar ederken, sezgilerinize göre davranmanız güçlü olmanızı gerektirir. İnsanın farklı düşünce akımlarına ve çok değerli ve alkış alan uzmanların ürettiği sağlam kanıtlara tek başına karşı durması zordur. Oysa bazen yapmanız gereken şey tam da budur. İçinizden gelen sese kulak vermeniz ve yapmanızı söylediği şeye güvenmeniz gerekir. Son tahlilde, karar alma sorumluluğu kendi omuzlarınızdadır. Söz konusu olan sizin yaşamınız, aileniz, işiniz, paranız ya da tercihinizdir. Golf sahaları kurmaya başladığımda, sezgilerim bana bunun iyi bir iş kararı olduğunu söylüyordu. Golfa olan tutkum ile sürece ilişkin bilgimi birleştirdiğimde başarılı olacağımı biliyordum. Dünyanın en iyi golf sahası tasarımcısını buldum ve onunla birlikte uzun saatler çalıştım. Sonuçlar çarpıcı oldu, çünkü sezgimle mantığımı başaracağıma olan güvenimle birleştirdim. Bir keresinde bana, ormana girecek olsam yanımda bir kılavuz mu, yoksa bir harita mı bulun
Çırak'ın yaratıcısı Mark Burnett'le tanışır tanışmaz, onun hem insan hem de profesyonel olarak yüzde 100 sağlam bir adam olduğunu anladım. Mark'a hemen o anda kanım kaynadı ve güvendim. Onunla iş yapabilirdim. Oysa, tanıştığım anda, nedenini hiç bilmeden, hoşlanmadığım insanlar da oldu. Yargılayıcı olmamaya çalıştığım halde, yüreğimin sesini dinlemeyi ve ona güvenmeyi öğrendim. En değerli danışmanlarımdan biri de odur. Çoğumuzun sezgileri—yüreğimizin derinliklerinden kopup gelen hoşlanmalar, hoşlanmamalar ve duygular—çok keskindir; tıpkı kol ve bacaklarımız gibi onlar da bedenimizin parçalarıdır. Bu sezgileri duymazdan gelmek, gördüklerimize inanmamakla aynı şeydir; oysa, buna rağmen, onlara genellikle aldırmayız—ve sonra genellikle pişman oluruz. Duygularımızı sorgulamak kolaydır—özellikle başkalarının inandığı şeylere ters düştüklerinde. Mantıksızlık ettiğimizi, aşırı duygusal davrandığımızı ya da saçmaladığımızı düşünüp duygularımıza aldırmayabiliriz. Bu genellikle büyük
Bazı insanlar sadece kitaplardan öğrenir, ama gerçek yaşamın sorunları karşısında ne yapacaklarını bilemezler. Bazıları da sadece hayattan öğrenir, ama alışageldikleri şeyler dışında hiçbir sorunu halledemezler. Çırak programının bir sezonunda iyi eğitimli adaylar ile daha az eğitimlileri karşı karşıya getirdik. Her iki ekibin de performansına baktığımızda, başarının anahtarının eğitim değil deneyim olduğunu gördük. Deneyim eylemle ya da yaparak ediniliyor ve risk almayı içeriyor. Bilgi şarttır, ama tek başına yeterli olmuyor. İnsanın bilgisini kullanması—onu yararlı hale getirmesi—gerekiyor, çünkü insan yaparak öğrenir ve sonuçta kendisini öyle kanıtlar. Tanrı biliyor ya, hayatımda çok risk aldım ve bunların sonucu her zaman büyük başarılar olmadı. Yapılmaya değer pek az şey risk gerektirmez; o nedenle risk almaya hazır olun. Kendinizi her zaman güvenceye almaya çalışmayın, ama elbette tehlikeleri asgariye indirmeye ve kaybınızın ne olacağını tamı tamına kestirmeye çalışın
Araştırmalarınız karşılıksız kalmaz; Wall Street No. 40'ı (Trump Üniversitesinin bulunduğu yer) satın almayı düşünmeye başladığımda, bina ve o günkü sahiplerinin sorunları hakkında öğrenebileceğim her şeyi öğrendim. Binayı, çevresini, pazar koşullarını ve uzaktan yakından ilintili her şeyi inceledim. Binayı satın alma fırsatını nihayet yakaladığımda, buna hazırlıklıydım ve satın alacağım şeyin ne olduğunu tam olarak biliyordum. Aşağı Manhattan'ın en yüksek binası olan Wall Street No. 40 120.500 metrekarelik bir arazi üzerine kuruludur ve ben burayı 1,3 milyon dolara satın aldım. Bugünlerde Manhattan'da bir yatak odalı bir dairenin bile 1 milyon dolardan daha ucuza satın alınamadığını düşünecek olursanız, bu binanın bugünkü değerini aşağı yukarı kestirebilirsiniz. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Giriştiğiniz bütün projeler konusunda elinizden geldiğince bilgilenin ve her şeyi öğrenin. Eğer bir anlaşmaya yeterli bilginiz olmadan giriyorsanız zaman ve paranızı çarçur edersiniz. Böyle bir şey oyun kurallarını bilmeden yüksek pey sürerek poker oynamaya benzer—çaresiz kaybedersiniz, çünkü masada süt kuzusunun parasını yutmak için sabırsızlanan çok sayıda köpekbalığı vardır. İş alanınızı inceleyin. Bütün işlerin riski vardır, ama uğraştığınız şey hakkında elinizden geldiğince çok şey öğrenerek bu riski büyük ölçüde azaltmanız mümkündür. Daha iyi kararlar alabilmek ve en iyisi olmak için bilgilenin. Herkes muhatabının en iyisi olmasını ister, hiç kimse aptallarla uğraşmak istemez—paralarını almak isteyenler dışında. Bilgi konusunda komik olan şey şudur: Onu edinmeye başlayınca bağımlısı olursunuz. Daha bilgili oldukça, kavrayışınız iyileştikçe, daha çok uzmanlaşırsınız ve ilgi alanınız tutkuya dönüşür. İnsanlar bilginizi takdir edip size saygı duyarlar. Tavsiye alm
EVDEN KAÇAN ÇOCUKLAR üzerinde yapılan araştırmalarda, zihinsel özürlüleri hariç, hemen hepsinin aileleriyle sorunları olduğu görülmektedir. Ailede şiddetli geçimsizlik, işsizlik, fakirlik, dayak, eğitimsizlik gibi olumsuzluklar öncelikle çocukları etkilemektedir. Çocuklar sıcak aile ortamından, sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum olarak büyümektedirler. Bu çocuklar kendi ayakları üzerinde duracak yaşa geldikleri zaman sıkıcı aile ortamından, dayaktan, kötü muameleden ve sefaletten kurtulma hayalleri kurmaya başlarlar. İlk fırsatta ellerine bir yerden para geçince, iyi bir iş bulmak, ses veya sinema sanatçısı olmak, kısa yoldan şöhrete kavuşmak ümidiyle evden kaçarlar. Bazı çocuklar, ailenin maddî durumu iyi olduğu halde, anne ve babanın sevgisini denemek için evden kaçarlar. Ancak fazla uzağa gitmeyi göze alamazlar. Genellikle evin bodrumuna, bir akraba veya arkadaş evine sığınır; kısa zamanda geri dönerler. Anne babanın affedemeyeceği bir suç işlediklerinde, karneleri za
BİR İNSANIN bilinçli ve kasıtlı olarak başkalarını aldatmak, küçük düşmekten kurtulmak ve çıkar sağlamak için gerçek dışı sözler söylemesine ve akla uygun bahaneler bulmasına 'yalan' diyoruz. Çocuklar beş yaşına kadar bilinçli olarak başkalarını aldatmak ve bundan çıkar sağlamak için yalana başvurmazlar. Bu yüzden çocukların söylediği gerçek dışı sözleri ve uydurma hikâyeleri yalan olarak değerlendirmek doğru değildir. Çocuklar beş yaşına kadar zihinsel olarak henüz 'gerçek' ile 'hayal'i birbirinden ayıracak olgunluğa ulaşmamıştır. Olmasını arzu ettikleri bir şeyi hayalinden geçirdikleri zaman bunun gerçekleşeceğine inanırlar. Yeni doğmuş kardeşini kıskanan bir çocuk, onun ölmesini arzu etse ve kazara kardeşi hastalanıp ölse, ‘Ölmesini ben istedim,’ diyerek büyük bir suçluluk duygusuna kapılır. Çocuklar canlı cansız ayırımı da yapamazlar. Onlara göre her şey canlıdır. Oyuncak atıyla canlıymış gibi konuşur. Rüya ile gerçeği de ayıramazlar. Rüyada gördüğü bir olayı yaşamış gi