• slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1
  • slideshow1

Verimli Ders Çalışma Teknikleri, Derse Nasıl Çalışılır?

Disleksi

Öğrencilerin birçoğunda ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ vardır. Buna şu örneği verebiliriz: Çevresinden, arkadaşlarından devamlı olarak matematik dersinin zor olduğunu duyan öğrenci, bu derse önyargıyla yaklaşır. Girdiği matematik sınavından da zayıf alırsa şunu söylüyor: ‘Ne yaparsam yapayım matematikten başarılı olamayacağım.’ Bundan sonra da matematik sınavlarına hiç çalışmıyor ve hep zayıf alarak bu düşüncesini iyice pekiştiriyor. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ ile ilgili şu hikâye meşhurdur: Köpekbalığını ortadan cam bölme ile ayrılma büyük bir akvaryuma koyarlar. Diğer tarafa da küçük balıklar koyarları Acıkan köpekbalığı, küçük balıkları yemek için her hamle yapışında burnu cama çarpar. Bunu yüzlerce kez yapınca, artık hiç hareket etmez olur. Bu arada camı kaldırırlar, öbür taraftaki balıklar köpekbalığının önü

Risk Almak

Kişisel Gelişim

Bahar mevsimi, toprak içinde iki tohum yan yana yatıyordu. Buğday tohumu yanındaki yulaf tohumuna seslendi: - Ben köklerimi torağın derinliklerine salmak, filizimi toprağın üzerine salmak istiyorum. Baharın müjdecisi olmak, ileride tomurcuklar açmak ve güneşin sıcaklığını yapraklarımın üzerinde, rüzgarın serinliklerini başımda, hissetmek istiyorum. Yulaf tohumu korkulu bir sesle: Ben korkuyorum. Köklerimi salarsam kurtlar kemirmeye kalkar, filizlerimi toprağın üstüne gönderirsem belki de kuzular beni bekler. Tehlikeler beni korkutuyor. En iyisi uygun zamanı beklemek... Hem burada sırtüstü yatmak, bana çok zevkli geliyor. Elimi sıcak sudan soğuk suya dokundurmak ve bir maceraya sürüklenmek istemiyorum.&nb

Ben Daha İyisini Yaparım..!

Kişisel Gelişim

Sultan Selim, Mısır Seferi'nde ordusuyla ‘Geçilemez’ denilen Ti Çölü'ne girerken yanındakiler, Yavuz'u uyararak, çölün çok sıcak \ çok soğuk olacağını, geçişin çok tehlikeli olacağını söylerler. Yavuz onlara şu sözü söyleyerek susturur: ‘Bir kâfirin (Büyük İskender) geçtiği bir yeri ben daha rahat geçerim.’ Bu düşüncelerle atını çöle sürer. Çölde ilerlerken Yavuz atından inip, yürümeye başlar. Bunun üzeri' ne vezirler, komutanlar ve askerler de atlarından inerler. Kimse niçin yürüdüğünü bilmemektedir. Sebebini Hasan Çan'a sordurduklarında, Sultan Selim ‘Önde Peygamberimiz yaya giderken ben nasıl at sırtında gideyim?’ der. Yavuz İskender'den daha kısa bir zamanda geçmiştir. Bugünkü tarihçiler Yavuz'un 13 günde geçmesini anlayamıyorlar. Aynı şekilde Mimar Sinan, Ayasofya'ya bakıp şöyle der: ‘Bir kafir bu muhteşem eseri yapmışsa bir Müslüman daha mükemmelini yapabilir.’ der ve 'ustalık eserim' dediği Selimiye Camii'ni yapar. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:bilgi@cemalkon

Büyük Düşünmek

Kişisel Gelişim

Düşünceler eylemlere yol açarlar. Eylemler alışkanlıkların nedenidir. Alışkanlıklarımız bizim karakterimizi, kişiliğimizi belirler. Karakterimiz ise hayatımızı şekillendiren nedendir, insanın geleceğini belirleme gücü vardır. Herkes yürüdüğü yolun sonunda var olana ulaşır. Tırmandığınız merdivene bakarak sonunda nereye yükseleceğinizi anlayabilirsiniz. Dolaysıyla büyük sonuca giden yol büyük düşünceden başlar. Hayat nehri Kızılırmak'tan daha kıvrımlı, Niagara'dan daha akıntılı ve tehlikelidir. Niagara nehri boyunca ilerlerken, bazı akıntı kollarının sizi inanılmaz güzelliklerle dolu vadilere götürdüğünü görürsünüz, ama bazı kolların ucunda sonu ölüm olan şelaleler vardır. Tehlikenin basma geldiğinizde artık her şey bitmiş olur. Sona gelmeden önce yolunuzu değiştirebilirsiniz. Çoğu zaman geç kalmış olmazsınız. Ama bir gün gelir her şey bitmiş olur. Tedbir almazsanız geleceğiniz öyle bir ölüm bataklığına saplanır ki yeniden dirilmek için ne bir çaba gösterebilirsiniz, ne de g

Fobiler

Kişisel Gelişim

Yunanca kökenli bir kelime olan 'fobi'nin bire bir çevirisi korkudur. Fobi kavramı psikolojide irrasyonel (gerçekçi olmayan, akıl dışı) ve aşırı korkular için kullanılır. Gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karşı aşırı korku duyma ve kaçınma davranışında bulunmaya fobi denir. Fobik kişiler belli bir durum, nesne veya aktivite ile karşılaştığında aşırı anksiyete duyar. Kişiler korkularının saçma olduğunun farkındadır, ancak korkularını mantıksal düşünerek engelleyemezler. Bu korkular fobik kişilerin günlük işlevlerinde bozulmaya neden olur. Fobiler toplumda sık görülür. Araştırmalarda toplumda %10 oranında fobik olduğu söylenmekle birlikte tahminen bu değer %25 dolayındadır. Araştırmalarda fobi sıklığının beklenenden düşük çıkmasının en önemli nedeni, bu kişilerin hastalıklarının farkında olmaması ve tedaviye başvuruların az olmasıdır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Fobi türünden bir korku, kişinin yaşan

Korkuların Kökeni

Kişisel Gelişim

Korkuların birçoğu temelsizdir. Birçok insan bazı korkuların aslında temelsiz ve saçma sapan olduğunu bilir. Yine de korkmayı sürdürür. Hayaletlerin var olmadığını ya da gecenin içinden bir vampirin uçarak bize gelmeyeceğini bildiğimiz halde bunları düşündüğümüzde tüylerimiz diken diken olur. Çünkü korkunun akılla bağlaşmayan bir yönü vardır. Aklımız ne kadar mantıklı düşünürse düşünsün korku bütün sesleriyle insana fısıldar. Korku arttıkça akıl devreden çıkar; geride yalnızca kişinin kendine telkin ettiği bir korku kalır. Bir insan, uçağın kapısından 2000 fit yükseklikte tereddüt etmeden kendisini atabilir. Başka birisi, 2000 kişilik bir seyirci kitlesi önünde terlemeden konuşmasını yapabilir. Korkular mantıklı bir sebebe dayanabildiği gibi sebepsiz de olabilir, fakat her zaman kişisel ve gerçektir. Herkes bir şeylerden korkar. Korktuğunuz şeyin üstesinden gelmek için ilk önce onunla yü-zleşmelisiniz. Yüzüncü atlayış veya konuşma sizin için ilki kadar sarsıcı olmayac

Korkular

Kişisel Gelişim

Çeşitli şeylerden korkar, kendimizi sürekli güven altına almaya çalışırız. Otururken sırtımızın kapıya değil de duvara dönük olmasını isteriz. İşlerimizi gündüzleri görür, geceleri dışarıda tek başına olmaktan pek hoşlanmayız; çünkü karanlıktan korkarız. Karanlıklar içinden fırlayıp geleceğini düşündüğümüz hayaletlerin korkusu içimizi kemirir. Birileri pencereden bize bakıyordur, gölgemiz bile düşmandır bize. Korkuyu içimizde duyumsarız; havanın ciğerlerimizde dolaşması gibi dolaşır içimizde korku. Peki, bu korku nereden kaynaklanmaktadır? Bu korku, genellikle büyüme çağında bizi etkileyen bir olayın yerleşip kalmış bir etkisidir. Ortam uygun olduğunda, çoktan unutuldu sanılan anılar yeniden canlanır, açığa çıkar. Daha doğrusu geçmişteki kaynağından beslenmeye başlar. İnsan bin yıllardır korkuyor. Henüz mağaralarda yaşarken ve dünya hakkında çok şey bilmezken doğa onu korkuturdu. Şimşekler, karanlık, gök gürültüsü, vahşi hayvanlar gibi birçok şeyden korktu insanoğlu, çünkü

 1 2 3 4 5 6 7 8