Yolculuk Kaliforniya’da Profesör Roger Sperry’nin laboratuvarında başlıyor. İlk olarak Sperry’ye 1981 yılında Nobel ödülü kazandıran ve sizin tarafınızdan açığa çıkarılmayı bekleyen gizli yaratıcı kapasitenizin arkına varmanızı sağlayacak olan araştırmadan söz edeceğiz. Profesör Sperry 1950’Lerde ve 60’larda beyin dalgası fonksiyonunu inceliyordu. Sperry ve arkadaşları farklı düşünme tekniklerini ve bunların beyin dalgaları üzerindeki etkilerini keşfetmek için, gönüllülerden birtakım zihinsel görevleri yerine getirmelerini istediler. Akıldan toplama çıkarma yapmak, şiir okumak, ezberden bir şeyler okumak, farklı renklere bakmak, küpler çizmek, mantık problemlerini analiz etmek ve hayal kurmak gibi. Sperry farklı etkinliklerde farklı beyin dalgalarının söz konusu olduğunu tahmin ediyordu. Haklıydı da. Ancak tahmin edemediği bir şey vardı (bu bulgu insan beyninin potansiyeli ve yaratıcı düşünme yeteneği konusundaki düşüncelerimizi sonsuza dek değişti
Şimdiye kadarki en önemli iki soru, Bana olanlar konusunda en yararlı olacak hangi ruh halinde olmak istiyorum? ve Bunu nasıl sağlarım? sorularıdır. Ruh hallerimiz, biz yaşadığımız ortama tepki verdikçe, sürekli değişir. Ruh haliniz konusunda bir tercih yapabilmeniz için, onu neyin tetiklediğini bilmeniz gerekir. Televizyon reklamlarını düşünün. En etkili olanları, bir ürünü arzulanan bir ruh haliyle özdeşleştirenlerdir. Söz gelimi, birçok otomobil reklamında, arabanın adı ve üreticisinin dışında, araba hakkında hiç bilgi verilmez. Bunun yerine arabanın, heyecan, özgürlük, kontrolü elde tutmak veya başarılı olmak gibi arzu edilir bir ruhsal durumla bağlantısını kuracak bir ortam kurarlar. Derler ki, bu arabayı alınca, bu ruh halini almış olursunuz. Hafif bir 'TV transı' içinde bulunan, eleştirel yetileri askıya alınmış izleyicile
Zaman hakkında zengin bir alt sistem terimleri karışımını kullanarak konuşuruz. Bunları öznel deneyimlerimizi kodlamak için kullanırız. Zamanı sınıflandırmak için bir yöntemimiz olmasaydı, başımız cidden belaya girebilirdi.
Zaman gerçekte ne olursa olsun, onunla ilgili öznel deneyimlerimiz uzamsaldır. İlerideki tatili iple çekmek, geçmişe dönmek, oldukça geride kalmış ve uzak gelecek gibi metaforlar kullanırız. Zamanı bir çizgi gibi düşünürüz. Geçmiş, şu an ve geleceğin farkını nasıl algıladığımızı hiç düşündünüz mü? Geçmişteki bir olayı düşündüğünüzde, onun ne zaman gerçekleştiğini (eğer olmuşsa) nasıl bilirsiniz? Bir şeyin iki ay veya iki yıl önce değil de, iki hafta önce olduğunu nereden biliyorsunuz?
Geçmişinizi nereye konuşlandırırsınız? Geçmişteki bir olayı düşünün. Bu nerede yer alıyor? O yöne doğru işaret edin. Peki, geleceğin
Bir öğrenci başarabiliyorsa siz de başarabilirsiniz. Disiplinli ve verimli çalışmak bizi rakiplerimizin bir adım önüne geçirecektir. Bu tarz bir çalışma ise yüksek bir iç motivasyonla sağlanabilir. Bir sınav koçu ile çalışmak sınav sürecinde olan kişilere mutlak başarı getirecektir. Sınava hazırlık kursundan önce ebeveynlerin çocuklarını sınava ruhsal olarak hazırlamaları ya da bunu sağlayacak bir koç ile tanıştırmaları sınava hazırlık konusunda harcanan paraların çöpe gitmesini engelleyebilir. Bireysel seanslarda amaç, örgencilerin gerçek ilgi alanlarını keşfetmek ve bu doğrultuda tercihlerini yapan öğrencilerin yanında olmak, kendileri için gerçekçi hedefler koyup, strateji ve eylem planlarını oluşturarak onlarda hedefe ulamsa motivasyonu yaratmak, ders dişi alanlarda karsılaştıkları sorunları ele alarak problem çözme kapasitelerini arttırmaktır. Hedefe ulaşmanın tek yolu eyleme geçmektir. Öğrencileri eyleme yönelterek onları durduran, eng
Şayet mutluluk, varmayı beklediğin bir duraksa, o halde daha çok yolun var demektir. Burada en büyük hatamız, mutluluğun bize, bizim dışımızda bir yerlerden geleceğini düşünmektir. Danışanlarımın çoğu, stresli haldeyken gülümsemelerinin imkansız olduğunu söylüyor. Kendilerince haklılar tabi. Problemi oluşturan şey aslında içinde bulunduğunuz durum değil, o problemi nasıl gördüğünüzdür. Yani onun bir sorun olduğunu düşünüyorsanız haklısınız, bir sorun olmadığını düşünüyorsanız yine haklısınız. Diyebiliriz ki, mutlu ya da mutsuz olmaya çoğu kez kendimiz karar veriyoruz. Mutlu ve Başarılı Olma Sanatının Yasaları Mesut olmaya karar ver: Mutlu olmayı hayatınızın önceliği haline getirmelisiniz. Nasıl zayıflamak için günde en az 20 dakikanızı egzersize ayırmanız gerekiyorsa, mutlu olmak için de her gün bu fikre belli bir mesai ayırmalısınız.
Yaşam Koçu problem çözmek için değil değişim yaratmak için kullanılan bir kişisel gelişim aracıdır. Yaşam koçluk, danışanın destek aldığı profesyonel ile çalışma şekli açısından benzersizdir: bu profesyonel ilişkide koç değil danışan liderdir. Son karar veren ve uygun hareketleri başlatma sorumluluğunu taşıyan danışandır. Danışan kendi sorumluluğunu ve verdiği sözlere uyma yükümlülüğünü kabul eder. Yaşam koçu, bu süreçte danışanı için en iyiyi ister ve hedefe ulaşması için sahip olduğu beceri ve tekniklerle danışanını destekler. Yaşam Koçu Amaçlanan sonuca ulaşmak için; danışanın kendi cevaplarını bulması, eylem adımlarını belirlemesi ve sonuçlar alması için gerekli süreci en etkin şekilde gerçekleştirmekten sorumludur. Yaşam Koçu, danışanına koşulsuz sevgiyle yaklaşır, tüm danışanlarına eşit ve yüksek değer verir. Danışanını asla yargılamaz, analiz etmez, suçlamaz, eleştirmez. Koçlukta gizlilik ilkesi esastır; danışanıyla ilgili tüm bilgileri bir üçüncü
Meditasyon ve meditasyon teknikleri kişinin iç huzur, sükûnet, değişik şuur halleri, ve öz varlığına ulaşma arayışları ve zihni denetleme deneyimleri yaşama özlemlerinin sonuçlarından biridir. Meditasyon tekniklerine, ait oldukları inanç sistemlerine ve uygulama farklılıklarına göre farklı adlar verilmektedir. Ayrıca günümüzde değişik akımlar ve ekoller meditasyonu farklı olarak yorumlamakta ve farklı şekillerde uygulamaktadırlar. Bu anlamda standart ya da tek biçimli bir meditasyondan bahsetmek mümkün değildir. Bazı gruplar meditasyonu bir inanç, mezhep ve din gibi yorumlar ve uygularken, bazı insanlar sadece iç huzuru bulmak ve yaşam kalitesini artırmak için bir iç deneyim ve uygulama gibi görmektedir. Batı ve uzak doğu ülkelerinde çok yoğun bir ilgi odağı olan bu konu ünlü TIME dergisine kapak dahi olmuştur. Bir din veya mezhep gibi görülmemesi ve inanılmaması kaydıyla, kişinin hayat kalitesini artırması ve iç huzuru keşfetmesi içi