Meditasyon ve meditasyon teknikleri kişinin iç huzur, sükûnet, değişik şuur halleri, ve öz varlığına ulaşma arayışları ve zihni denetleme deneyimleri yaşama özlemlerinin sonuçlarından biridir. Meditasyon tekniklerine, ait oldukları inanç sistemlerine ve uygulama farklılıklarına göre farklı adlar verilmektedir. Ayrıca günümüzde değişik akımlar ve ekoller meditasyonu farklı olarak yorumlamakta ve farklı şekillerde uygulamaktadırlar. Bu anlamda standart ya da tek biçimli bir meditasyondan bahsetmek mümkün değildir. Bazı gruplar meditasyonu bir inanç, mezhep ve din gibi yorumlar ve uygularken, bazı insanlar sadece iç huzuru bulmak ve yaşam kalitesini artırmak için bir iç deneyim ve uygulama gibi görmektedir. Batı ve uzak doğu ülkelerinde çok yoğun bir ilgi odağı olan bu konu ünlü TIME dergisine kapak dahi olmuştur. Bir din veya mezhep gibi görülmemesi ve inanılmaması kaydıyla, kişinin hayat kalitesini artırması ve iç huzuru keşfetmesi içi
Başarılı olmak için nasıl çalışmak gerekir? Başarılı olmak için en iyi çalışma yöntemi; sık sık ama kısa kısa çalışmaktır. Sıkıldığınız zaman ara vermek ve kafanızı dinleyince derse geri dönmek en iyi ders çalışma yöntemidir. Çalışırken kısa notlar alın. Zaman zaman bu notları gözden geçirin. Dikkatiniz dağıldığı an, masa başından hemen kalkın. BEYNİNİZİ DİNLENDİRİN Çok çalışmak, başarılı olmak için yeterli midir? Çok çalışmak yetmez, bilinçli çalışmanız gerekir. Çok çalışan bir öğrenci, bilinçli çalışmadığında boşu boşuna enerji harcamış olur. Daha kısa sürede, daha başarılı olmak için bazı önlemler alın. Masanızda çok az eşya olsun ki dikkatiniz dağılmasın. Bir çalışma programı hazırlayın. Sıkılınca derse ara verin. Ancak unutmayın ki; verdiğiniz ara çalışma süresinden daha uzun ara olursa, yeniden çalışmaya başlamakta zorlanırsınız.
Psikoloji deyince aklımıza gelen ve en çok merak ettiğimiz bir konu var ki o da: Bilinçaltı. Bilinçaltının özellikleri neler gelin beraber okuyalım. 1- Bütün anıları depolar. Hiçbir şeyi silmez. Ana rahminden ölene kadar… Geçici olan ve geçici olmayan her şeyi kaydeder. 0–7 yaş arasında kritik akıl faaliyette olmadığı için her şey doğrudan bilinçaltına kaydedilir, doğru-yanlış, güzel-çirkin, ahlaklı-ahlaksız ayrımı olmadan… Kayıt anında anlamsız olsa bile ilerleyen dönemlerde kaydedilene, yaşantılar sonucu bir anlam yüklenir ve bu anlama göre kişinin tepki vermesi sağlanır. 2- İlişkilendirmeler, genellemeler yapar. Benzer şeyler ve düşünceler arasında bağlantılar kurar ve hemen öğrenir. Bu özellik çoğu zaman kişiyi zor durumda bırakır. Örneğin belli bir köpek yüzünden gerçekleşen korku yaşantısını bütün köpeklere genelleyerek bir fobi yaratabilir. Bir başka örnek: bahar aylarında acı bir kayıp yaşayan kişinin bilinçaltı bu acı ile baharı birbirine ba
Öz Güven Eksikliği Nasıl Oluşur; Aşağılık duygusu, umutsuzluk gibi duyguları, genellikle evde, okulda veya işte yaşadığımız kimi olumsuz yaşam deneyimlerinden sonra ortaya çıkar. Sonuç olarak, kendiniz hakkında olumsuz düşünmeye başlarsınız. Bu gibi nedenlere aşağıdakileri de ekleyebiliriz; • Aileden birini veya yakın bir arkadaşı kaybetmek. • Başarısızlık, hayal kırıklığı gibi olumsuz olayları bir deneyim gibi algılamaktansa, bunların üzerinde fazla durmak. • Kendini veya yeteneklerini çok acımasız bir şekilde eleştirmek. • Olayların sonuçlarını, gerçekte olduklarından daha kötü bir şekilde değerlendirmek. • Ailenizin ve arkadaşlarınızın, sizinle ilgili istek ve beklentilerini karşılayabilmek için hissettiğini baskının kendi kimliğinizi geliştirmenize ve kendinize ait kararlar almanıza mani olması.
Çocukların özgüven kazanmasında aile yaşamının, ana-baba tutumlarının ve arkadaş çevresinin çok önemli bir rolü vardır. Çünkü çocuk kendisine ilişkin olumlu bir benlik algısı edinmesini çevresinden aldığı tepkiler doğrultusunda gerçekleştirir. Çocuğun özgüveninin gelişip gelişmesinde ailenin görünen yüzünden ziyade görünmeyen tarafı etkilidir. Bunun için her aile kendi değer sisteminin farkında olmalı ve bunu çocuğa açıklamalıdır. Böylece çocuklar neyin doğru neyin yanlış olduğuna kendileri inanarak karar vereceklerdir. Çocuk toplum içerisinde bazen haksızlıklara ve istismara uğrar. Bundan kaynaklanan özgüven eksikliği yaşarlar. Bu yüzden çocuğun gelişimini etkileyen en önemli şey sevilip sevilmeme duygusudur. Anne ve babası tarafından sevi
Okul, çocuğun yaşamındaki ilk toplumsal kurumdur. Okul kişiye yaşamında gerekli olacak değerleri ve bilgileri kazandırırken topluma uyum sağlaması için gerekli sosyalleşme becerilerini de kazandırmaktadır. Okul başarısızlığının her çocuk için ayrı bir nedeni vardır. Çocuğun tembelliğinin nedenini iyi analiz etmek gerekir. Çocuk veya genç belki öğretmenlerden ondan öç almak için çalışmıyordur. Yahut anne babanın kendisini azarlamasından aşağılanmasından aşırı eleştirmesinden bilinç dışı bir tepki ile ders çalışmayarak tepki vermekte böylece intikam almaktadır. Çocuğu okulda başarısız olan anne babalar özellikle kendilerini sorgulamalıdırlar. İyi bir model olup olmadıklarının farkına varan büyükler hatalarını hemen düzeltebileceklerdir. Okul başarısızlığının bir nedeni de gerçek dışı aşırı istekleri olan anne babadır. Çocuk büyüklerin beklentisine cevap veremeyince ümitsizliğe kapılır. Başarıya şartlandırılmak yerine ”elinden gelenin en iyisini yapmaya “
Özgüven kişinin kendini kendi zihninde olumlu ve yeterli algılaması veya kendisi hakkında olumlu iç tasarımlara sahip olması olarak kabul edilir. Yani bir nevi iç barış olan özgüven, kişinin yeteneklerini, sınırlarını, kapasitesini bilmesi ve bu bilgiyi eyleme geçirebilme yetisi olarak da kabul edilir. Özgüven kolay gelişmez. Kişinin yaşadığı deneyimler ve bu deneyimler sonunda kazandığı yetiler, beceriler özgüveni pekiştirir veya zayıflatır. Kişi yetilerini bir yetenek ve beceri haline getirebildiği, bilebildiği ve yaptığı işin üzerinde kontrol sağladığı ölçüde kendine güvenecektir veya güvenemeyecektir. Özgüven için özsaygı, olmazsa olmaz koşullardan birisidir. Özsaygı, özgüveni doğurur. Ancak aşırı özgüvene sahip olan kişiler ego’larını şişirerek, gerçeklikten, doğallıktan uzaklaşarak önemli ölçüde kişilik ve davranış sorunları yaşayabilirler. Zaman zaman kişinin anlamadığı, kontrol edemediği, bilmediği durumlarda çekinik kalması, kendine güvenememesi normaldir; buradaki kendin