Şayet mutluluk, varmayı beklediğin bir duraksa, o halde daha çok yolun var demektir. Burada en büyük hatamız, mutluluğun bize, bizim dışımızda bir yerlerden geleceğini düşünmektir. Danışanlarımın çoğu, stresli haldeyken gülümsemelerinin imkansız olduğunu söylüyor. Kendilerince haklılar tabi. Problemi oluşturan şey aslında içinde bulunduğunuz durum değil, o problemi nasıl gördüğünüzdür. Yani onun bir sorun olduğunu düşünüyorsanız haklısınız, bir sorun olmadığını düşünüyorsanız yine haklısınız. Diyebiliriz ki, mutlu ya da mutsuz olmaya çoğu kez kendimiz karar veriyoruz. Mutlu ve Başarılı Olma Sanatının Yasaları Mesut olmaya karar ver: Mutlu olmayı hayatınızın önceliği haline getirmelisiniz. Nasıl zayıflamak için günde en az 20 dakikanızı egzersize ayırmanız gerekiyorsa, mutlu olmak için de her gün bu fikre belli bir mesai ayırmalısınız.
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşayamaz ve doğduğu andan itibaren ona bakacak, yedirip içirecek, bir şeyler öğretecek birilerine ihtiyaç duyar. Ölüme kadar da sosyal olma ihtiyacı devam eder. Sosyal bir varlık olarak en önemli görevlerimizden biri sevmek ve sevilebilmektir. İşimizde ne kadar uzman olursak olalım; insanları sevmiyorsak ve onlarla iyi ilişkiler kuramıyorsak aslında kendi içimizde eksik kalmışız demektir. Çünkü gelişmemizde ve ilerlememizde başka insanların fikirleri, davranışları ve tutumları önemli bir etkendir. Bu etkinin pozitif veya negatif oluşunu davranışlarımızla belirleyen de bizizdir. İş yerinde tüm çalışanlara saygısız ve küçümseyen bir tavır sergiliyorsak, terfi edilme zamanımız geldiğinde olumlu oy kullanacak insanların sayısı son derece sınırlı olacaktır. Ya da tavırlarımızla insanları rahatsız ediyorsak, patronun işçi çıkarması gerektiğinde aklına ilk gelen biz olacağızdır. /
Gerçekle yüzleşmemek için kendinizi kandırıyor olabilir misiniz? İşte insanın kendine söylediği 12 büyük yalan… Kilo verirsem…üniversiteyi kazanırsam… bir sevgili bulursam… bu cümlelerin sonuna onlarca şey eklenebilir. Ama mutluluğu ertelemek ve bir şeylere bağlamak ne derece doğru sizce? Yaşadığınız anın tadını çıkarmayı öğrenmeli ve pembe yalanlardan vazgeçmelisiniz! ‘Kimsenin beni onaylamasına ihtiyacım yok’ En ufak bir eleştiri ile karşılaştığında hemen bu yalana mı sığınıyorsunuz?Herkesin onaylanmaya takdir görmeye ihtiyacı vardır. Kimseye danışmadan, sürekli kendi bildiklerini yapan bir insan kendisini geliştiremez. “Beni seviyor ama bağlanmaktan korkuyor” Aşkın gözü kördür diye boşuna dememişler. Sen de bu yalanla kendini avutuyorsan, şu gerçeği size üzüle
Günümüz işletmelerimizin en önde gelen 2 sorunu; “kar etmek” ve “rakiplerini geçmek”. Ben bu iki sorunu bir arada çözmek gerektiğine inanıyorum; yani “rakipleri karlı cirolarla geçmek”. Bunun nasıl olabileceğini, karlardan fedakarlık etmeden rakiplerimizi nasıl geçebileceğimizi, seminerlerde sunduğum sistemi şöyle özetliyorum. Karlı cirolarla rakipleri geçmek, yani karlı cirolarla “arayı açmak” için, önce üç konuda karar vermek gerekiyor. 1. Çalışanlarımıza rakiplerimizin önene geçme isteğimizi “benimsetme YENI YÜZYIL DA PAZARLAMA TRENDLERI Satış ve pazarlama ülkemizde anlaşılmayan bir kavramdır. Ülkemizde halen “satışçılar” “pazarlamacı” olarak anılmakta. Bu konudaki bilgi eksikliği sebebiyle tüm kavramlar birbirine karışıyor; aynen inovasyon ve marka gibi kavramlar ülkemize getiriliyor, ama i
Bir “gerilla pazarlamacı“ nın öncelikle sabırlı inatçı ve duyarlı olması gerekiyor. Bir kişinin sizi fark etmesi için sizi en az 9 kez algılaması gerekir, 9 kez algılaması için ise sizin ona en az 27 kez ulaşmanız gerekir. Ancak o zaman sizi “bir yerlerden” hatırlayacaktır. İşte gerilla pazarlamanın babası Jay Conrad Levinson?a göre gerillanın 12 kişilik özelliği ve daha fazlası… 1) Sabır: Gerillanın olmazsa olmaz özelliğidir. Çünkü bir şeyi satmak için çok büyük sabır gerekir. Bir insanın sizden bir şeyler almaya hazır hale gelmesi için kaç kez sizin mesajınızı duyması gerekir? Tam 9 kez. Evet bu iyi haber ama bir de kötü haber var! Söylediğiniz 3 şeyden ikisini algılamaz insanlar. Yani üç mesaj gönderdiğinize 2 ‘si boşa gider. İsterseniz bu insana bir e-mail gönderin, isterseniz kapısına broşür bırakın, isterseniz okuduğu dergiye bir ilan verin… *Bir insana 9 kez mes
Yaşam Koçu problem çözmek için değil değişim yaratmak için kullanılan bir kişisel gelişim aracıdır. Yaşam koçluk, danışanın destek aldığı profesyonel ile çalışma şekli açısından benzersizdir: bu profesyonel ilişkide koç değil danışan liderdir. Son karar veren ve uygun hareketleri başlatma sorumluluğunu taşıyan danışandır. Danışan kendi sorumluluğunu ve verdiği sözlere uyma yükümlülüğünü kabul eder. Yaşam koçu, bu süreçte danışanı için en iyiyi ister ve hedefe ulaşması için sahip olduğu beceri ve tekniklerle danışanını destekler. Yaşam Koçu Amaçlanan sonuca ulaşmak için; danışanın kendi cevaplarını bulması, eylem adımlarını belirlemesi ve sonuçlar alması için gerekli süreci en etkin şekilde gerçekleştirmekten sorumludur. Yaşam Koçu, danışanına koşulsuz sevgiyle yaklaşır, tüm danışanlarına eşit ve yüksek değer verir. Danışanını asla yargılamaz, analiz etmez, suçlamaz, eleştirmez. Koçlukta gizlilik ilkesi esastır; danışanıyla ilgili tüm bilgileri bir üçüncü
Koçluk (Coaching), kişilerin yaşamsal farkındalığını arttırarak potansiyel kaynaklarını keşfetmesini sağlayan, yaşamındaki maksimum performansı yakalayabilme amacı ile ulaşılabilir hedeflere ve olasıklara odaklanan, planlı bir gelişim sürecidir. Koçluk Türkiye’de son bir kaç yıldır yaygınlaşmaya başlamış bir yöntemdir. Günümüzde pek çok konuda koçluk çeşidi vardır. Bunlardan bazıları; yaşam, öğrenci, ebeveyn, performans, satış, girişimci, sporcu, ilişki koçluğu'dur. Koç (Coach), kelime olarak “bir yerden bir yere taşıyan” anlamına gelmektedir. Koç, danışanın alışmış olduğu düşünce yapısını zorlayarak farklı bakış açıları yakalamasını ve davranışsal becerilerini geliştirmesini sağlayan yol arkadaşıdır. Koç danışana yol arkadaşlığı yaparken, fikir vermez; kişinin cevaplarını kendine buldurur çünkü danışanının iç kaynaklarına ve dolayısı ile mükemmelliğine inanır.