Varılan noktadan daha ileri gitmek istiyorsak, düşüncelerimize nereden başlamamız gerekir? Kusursuzluk çabasını, ya da bazı hallerde karşılaştığımız şekliyle üstünlük çabasını, daha az bilgi sahibi yazarların yakıştırdığı gibi Kudret çabasını pek az sayıda kimseler öteden beri tanımaktadırlar. Ama bu konudaki bilgileri, başkalarına yansıtacak kadar kapsamlı olmadığı gibi, bu çabanın kişiliğin tüm yapısı üzerindeki temel önemi de aydınlatamamakta-dır. Bu kusursuzluk çabasının her bireyde bulunduğunu ortaya atmak, ancak Bireysel Psikoloji dalına nasip olmuştur. Nietzche'nin o atak girişimindeki gibi, insana önce bir süpermen olarak gelişme isteğini aşılamak şart değildir. Bireysel Psikoloji bize her insanda kusursuzluk çabasının ve yukarı doğru yükselme çabasının var olduğunu göstermektedir. Bu kitabı okurken satırlar arasında gizli anlamlan da görmeye alışkın bir okuyucu, kusursuzluk çabasının önemini her an bilerek konuştuğumuzu anlayacaktır. Herhangi bir hastalık olgusunun
Evlenmezden önce boksla hemen hiç ilgilenmemiştim. Tıp öğrenimi kocamın zamanının büyük kısmını aldığından, ikimizin birden ilgileneceği ortak bir alan bulup geliştirmeye de pek olanak bulamıyorduk. O günlerde ben golf oyununa tutkundum. Buna karşılık kocam aynı tutkunlukla boks sporu meraklısıydı. Derken aramızda anlaştık; ikimiz de elverdiğince birbirimizin özellikle ilgi duyduğu konulara yönelecek, böylece pek seyrek de olsa yanyana geçirebileceğimiz saatlerin her dakikasının tadını çıkarabilecektik. Kocam benim hatırım için golf oynamasını öğrendi. Ben de televizyonda boks maçlarını kaçırmamaya, hatta arada sırada bu maçlara gitmeye başladım. Gerçi başlangıçta boksa ilgim pek kısıtlıydı, ama zamanla daha çok hoşlanır oldum ve bu spor dalmda bilgim giderek iyice derinleşti. Tamam, o halde boksu ilgi alanlarımın arasında sayabilirdim; üstelik 64.000 Dolar kazanma şansı bulunan yarışma programının konuları arasında bulunuyordu. O zaman gidip bir boks s
Zihinde canlandırmanın önemini anlattıktan sonra, zihinde mükemmel çalışmalar yapmanın ve onları prova etmenin performansı nasıl etkileyeceği düşüncesi akla gelebilir. Antrenman yapmak daha yararlı olmaz mı? Bu düşünce başlangıçta çok doğaldır. Örneğin, zihinsel canlandırmanın etkisini bile azaltabilecek birçok deyim günlük konuşma dilimize yerleşmiştir: "Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır", "Bakmakla öğrenilseydi kediler kasap olurdu."
İlk olarak, gerçek gibi yapılan zihinsel egzersizlerde harcanan eforla, fiziksel olarak harcanan efor hemen hemen birbirine eşittir. Beyin gerçek bir şey ile canlı biçimde hayal edilen olayları seçemez ve iki olayı da aynı şekilde değerlendirir. Bu çalışma, olimpiyatlarda kayakçı Richard Suinn üzerinde denenmiştir. Suinn'in çalışma sırasında elektrotlarla saptanan elektrik aktivitesi ile aynı çalışmayı zihninde tekrar ettiğinde oluşan elektrik aktivitesi birbirine yakın bulunmuştur. Aynı çalışma Arizona basketbol takımı üz
Bu alıştırmanın her adımını titizlikle, rahatça, kolayca ve kendi temponuzda tamamlamak için gereken bütün zamanı kullanın. 1. İpucu Görüntüsünü Tanımlayın : Hayatınızın, kendinize karşı çok acımasız olduğunuz, özgüven eksikliğinizin olduğu belirli zamanını hatırlayın. Hayatınızda, gerçekten arzuladığınız o kişisel başarıya giden adımları atmak için gereken özgüvenin eksik olduğu, belki yakınlardaki belki de çok uzun zaman önceki bir anı hatırlayın: Olabileceğinizin en iyisini olamadığınızı hissettiğiniz bir zamanı. Ya da geleceğinizde olmasını beklediğiniz bir şeyi düşünün: Düşündüğünüzde sizi rahatsız ya da çaresiz hissettiren bir şeyi. Aslına bakarsanız, kendinizin o deneyimin içinde olmasına, gördüğünüzü görmenize, duyduğunuzu duymanıza izin verin. Bırakın, haya
Beynin yapısı, kimyası ve işlevlerine ilişkin araştırmaların yanı sıra, nörobiyolojinin üstesinden gelmeye çalıştığı bir sorun daha mevcut; zihinle beyin arasındaki ilişkiyi çözmek. Bunun yanı sıra, beynin en karmaşık konusu zihnin en gizemli yanlarından biri de, acı çekmekten utangaçlığa kadar pek çok şekle bürünebilen bilinç ya da şuur... DERLEYEN...EDİTÖR
Suçluluk, olumsuz duyguların en tehlikeli olanlarından biridir. Suçluluğun kullanılmasının iki sebebi var. Birincisi cezalandırmak, ikincisi kontrol etmektir. Suçluluğun bu kadar kullanılmasının nedeni işe yarıyor olması. Eğer karşınızdakine suçluluk hissettirebilirseniz, bir balığın oltaya takılması gibi tepki verir.
Çocukluğumuzdan gelen suçluluk duygusu varsa, savunma mekanizmamız sürekli aktif haldedir. Bir şey olduğunda, bizimle ilgili olsun ya da olmasın, bizi suçlayan olsun ya da olmasın, anlık tepkimiz 'Benim suçum değil!' olur. Başkalarını olduğu kadar, kendimizi de suçlu olmadığımıza inandırmaya çalışırız, içimizden bir ses, 'Ben yapmadım.' der.
Suçlu hissettirilerek yetiştirilen kişiler, kendilerini kompleksli ve yetersiz hisseder. Kendilerini iyi şeylere layık görmezler. Hayatlarında iyi giden bir şeyler olursa, bunun uzun sürmeyeceğini düşünüp konuşurlar ve evrenin yasalarına göre düşündüklerini hayatlarına çe
Bilinç nedir? Sizin için çok önemli olan bir olayla ilgili ilk deneyiminizi düşünün. Bu hafızanızdan hiç çıkmaz. Peki bu hafıza, bu deneyimi yaşamadan, bu deneyimin bilincinde olmadan önce neredeydi? Modern bilimde, bilinç çözülememiş olan en önemli sırlardan biri. Bilinç, tek bir fenomen değil. Peki ne? Bilinç, beyindeki hangi sistemlerle ilgili? Bilim insanları bu konuda da çok net sonuçlara sahip değil. Şimdiye kadar yapılan araştırmalara göre, bilinç konusunda, büyük bir ihtimalle yine bir grup aktif nöron iletişim içinde. Bilincin altında yatan mekanizmanın moleküllerle ya da hücrelerle ilgili olabileceği üzerinde de durulmakta. Belki de mekanizma, bu sistemlerin etkileşimleriyle oluşmakta. Bilim insanları bu sıralar bilincin, beynin hangi bölgeleriyle ilgili olduğunu araştırıyorlar. Bunu keşfettikten sonra, bu bölgelerin birbirleriyle neden ve nasıl iletişime geçtikleri araştırılacak önemli konulardan biri. DERLEYEN...EDİTÖR