Yönetici Sadece Fikirler Galerisi Değildir. İnsan çok çarpıcı fikirleri öne sürebilir ve bunu sık sık yapabilir.. Yeni fikirlerle sizi devamlı şaşırtabilir. Bu "performans" başlangıçta çok da ilgi çeker ancak uygulamaya dönüşmezse ilgi kaybolur., parlaklık gider. Yönetici sadece yeni ve ilginç fikirler sunan birisi değil, bunların bir ya da birkaçını gerçekleştiren birisidir. Fikirlerini gerçeğe dönüştüremeyen yönetici, ilgi görmeyen bir "fikirler galerisi" olarak kalır. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]
Meraka Değer Bir Konu: Merak; "Merak" konusu meraka değer bir konudur. Meraklı bir konudur... Çizmeyi aşmamak kaydıyla meraklı tipleri sempatik buluruz. Çizmeyi aşanlara kızarız. Meraklı çocuklara "sen adam olursun" deriz. Hiçbir şeyi merak etmeyenleri çekilmez tipler olarak görürüz.
Merak felsefesi yapacak değiliz. Sözü "meraklı yöneticilere" getirmek istiyoruz. Merak etmeyen bir karakterin yöneticiliği donuk bir yöneticiliktir. Yönetici her şeyi merak eden, nasılını, niçinini, nedenini araştıran, bunun için her zaman hazır olan adamdır. Çünkü hiçbir şeyin göründüğü kadar yalın olmadığını, esas işine yarayacak bilginin görünenin arkasındaki manzarada olduğunu bilir. Onun için daima önceki safhaları başlangıcı, olayın etkilendiği bütün şartları merak eder. Bilginin derinlerine inmek için merak şarttır. Meraklı yönetici, yönetimi dışındaki konularda da meraklıdır ve hiçbir şey onun ilgi alanı dışında değildir.
Yönetim görevini severek yapan bir yöneticinin
Öğrencilerin birçoğunda ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ vardır. Buna şu örneği verebiliriz: Çevresinden, arkadaşlarından devamlı olarak matematik dersinin zor olduğunu duyan öğrenci, bu derse önyargıyla yaklaşır. Girdiği matematik sınavından da zayıf alırsa şunu söylüyor: ‘Ne yaparsam yapayım matematikten başarılı olamayacağım.’ Bundan sonra da matematik sınavlarına hiç çalışmıyor ve hep zayıf alarak bu düşüncesini iyice pekiştiriyor. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ ile ilgili şu hikâye meşhurdur: Köpekbalığını ortadan cam bölme ile ayrılma büyük bir akvaryuma koyarlar. Diğer tarafa da küçük balıklar koyarları Acıkan köpekbalığı, küçük balıkları yemek için her hamle yapışında burnu cama çarpar. Bunu yüzlerce kez yapınca, artık hiç hareket etmez olur. Bu arada camı kaldırırlar, öbür taraftaki balıklar köpekbalığının önü
‘Dünyanın neresinde olursa olsun 'Kaçınızda konsantrasyon sorunu var dediğimde % 95 elini kaldırıyor. Elini kaldırmayan % 5 ise, zaten beni dinlemeyenler.’ Tony Buzan Konsantre, kelime olarak ‘Yoğunlaşmış, koyu, en yüksek.’ anlamlarına gelmektedir. Eğitimde ‘Konsantre olmak’ ise dikkatin bir yerde toplanmasına denir. ‘Deha, belli bir konuya yöneltilmiş, derki bir dikkatin mahsulüdür.’ ‘Pek çok insan, hayatta becerisi, zekâsı ve hatta cesareti olmadığı için değil, yalnızca enerjisini bir hedef etrafında toplamadığı için başarısız olmuştur.’ Hubbart İnsan hedefine odaklanırsa, odaklandığı hedefte en mükemmel olur. Yeter ki hedefinde sıkılmasın. Odaklanmışlığı devam etsin. Odak deyince aklıma geldi. Normal şartlarda güneş ışınları ormanda yangın çıkarmaz. Kağıdı, otu tutuşturmaz ama bu güneş ışığına bir mercek koysanız, ışığı bir yere biriktirip odaklasanız, bu odaklanmış ışıkla ot ve kağıdı tutuşturup ateş yakabilirsiniz. Bir orman mühendisi anlatmıştı. ‘Yazın ç
Otuz yıl önce, film izleyicilerinin Tarzan olarak bildikleri Johny We-issmuller, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yüzücüsü olarak nitelendi. Tüm dünyadaki doktorlar ve antrenörler ‘Kimse John Weissmuller'in rekorlarını kıramayacak’ diyordu. Elliden fazla rekoru vardı ama bugün Tarzan'ın rekorlarını 13 yaşındaki kızlar kırıyor. 1936 Olimpiyat rekorları 1972 Olimpiyatları için kabul edilme şartı idi. İnsanların vücut yapıları mı değişti? Hayır, insanların beyinlerindeki 'Engeller, sınırlar, barikatlar' yıkıldı. 'Yapamam, kazanamam' düşünceleri yerine, 'Çok rahat yaparım, çocuk oyuncağı' düşünceleri yerleşti. Bir ara televizyon kanallarının birinde 'Arabaya fazla dokunma' yarışı vardı. Yukarıda anlattığım olayın bir benzeri, kısa bir zaman içerisinde orada yaşandı. Birinci yarışmanın sonucunda birinci olan kişi, 57 saat arabaya dokunarak birinci olmuştu. İkinci yarışmada, beş kişi 60 saati geçmişti. Üçüncü, dördüncü, beşinci yarışmalarda 80 saati geçenler çok olmuştu. D
Amerika'da bir İngilizce öğretmeni öğrencilerine: - Gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istediğinize dair bir kompozisyon yazınız, der. Bir seyisin oğlu hayalindeki hayatı, yüz dönüm arazi üzerine kurulmuş bir at çiftliği, ortada bir konak hatta konağın krokisi. Tam altı sayfa uzunluğunda bir ev ödevi yazarak öğretmenine verir. Bir hafta sonra öğretmen kâğıdı geri vererek: - Hayallerini kontrol altına al, senin bu şartlarda kompozisyondaki hayatı yaşaman imkânsız, yeniden yaz, der. Öğrenci babasına kâğıdı okuyarak, babasının görüşünü almak ister. Babası da: - Oğlum hayat senin, hayal senin. Hayalindeki hayatı değiştirmek istemiyorsan, yazdığını değiştirmeden iade edebilirsin, der. Oğlu da değiştirmeden öğretmenine kompozisyon kâğıdını iade eder. Öğretmen de bir verip kâğıdı geri verir. Aradan 20 yıl geçer. Yüz dönüm arazi üzerine kurulmuş olan, Amerika'nın en ünlü at çiftliğinin kenarında, lüks bir villan
Sultan Selim, Mısır Seferi'nde ordusuyla ‘Geçilemez’ denilen Ti Çölü'ne girerken yanındakiler, Yavuz'u uyararak, çölün çok sıcak \ çok soğuk olacağını, geçişin çok tehlikeli olacağını söylerler. Yavuz onlara şu sözü söyleyerek susturur: ‘Bir kâfirin (Büyük İskender) geçtiği bir yeri ben daha rahat geçerim.’ Bu düşüncelerle atını çöle sürer. Çölde ilerlerken Yavuz atından inip, yürümeye başlar. Bunun üzeri' ne vezirler, komutanlar ve askerler de atlarından inerler. Kimse niçin yürüdüğünü bilmemektedir. Sebebini Hasan Çan'a sordurduklarında, Sultan Selim ‘Önde Peygamberimiz yaya giderken ben nasıl at sırtında gideyim?’ der. Yavuz İskender'den daha kısa bir zamanda geçmiştir. Bugünkü tarihçiler Yavuz'un 13 günde geçmesini anlayamıyorlar. Aynı şekilde Mimar Sinan, Ayasofya'ya bakıp şöyle der: ‘Bir kafir bu muhteşem eseri yapmışsa bir Müslüman daha mükemmelini yapabilir.’ der ve 'ustalık eserim' dediği Selimiye Camii'ni yapar. DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:bilgi@cemalkon